KKTC 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu Açıklaması
KKTC 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, "Savaşın gerçek yüzünü gören bir kişi olarak elbette Kıbrıs'ta anlaşmayı arzu ediyorum.
KKTC 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, "Savaşın gerçek yüzünü gören bir kişi olarak elbette Kıbrıs'ta anlaşmayı arzu ediyorum. Yalnız anlaşmanın şekli önemlidir. Rum'un istediği anlaşma şekli, bizim Kıbrıs'ta yaşama hakkımızı elimizden alacak bir anlaşma şekli olur. O anlaşmanın da hiçbir anlamı olmaz." dedi.
Eroğlu, Yeni Ufuklar Derneğince Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Doğu Akdeniz'de Türk Varlığı ve Kıbrıs" konulu konferansta yaptığı konuşmada, 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, cephe gerisinde doktor olarak savaşın gerçek yüzünü gördüğünü belirtti.
Zaman zaman "Eroğlu Kıbrıs'ta anlaşma ister" denildiğini, savaşın gerçek yüzünü gören bir kişi olarak Kıbrıs'ta anlaşmayı arzu ettiğini dile getiren Eroğlu, "Yalnız anlaşmanın şekli önemlidir. Rum'un istediği anlaşma şekli, bizim Kıbrıs'ta yaşama hakkımızı elimizden alacak bir anlaşma şekli olur. O anlaşmanın da hiçbir anlamı olmaz." dedi.
Eroğlu, Rumların anlaşmamak için çok nedenleri olduğunu dile getirerek, bunlardan birincisinin dünyada tanınmış olmaları, ikincisinin ise AB üyeliğine kabul edilmeleri olduğunu anlattı.
"AB üyesi olduktan sonra niye benimle anlaşma yapsın?" diyen Eroğlu, şunları kaydetti:
"Çok aşırı istekleri vardı. Bu istekleri olmadığı sürece niye benimle anlaşma yapsın? Rumların bugüne kadar sürdürdükleri anlaşmazlıklarının esas nedenlerinden biri 4 Mart 1964 kararı, diğeri de AB'ye girmiş olmaları. Şimdi düşünün, 2004 yılında Annan Planı, BM Genel Sekreteri'nin imzasını taşıyan bir plan ama bu planı kim reddetti? Rumlar reddetti. AB'ye kim alındı? Rumlar alındı. Kıbrıs Cumhuriyeti olarak alındı. Yalnız 'Kuzeyde egemenliği, idari tasarrufu yoktur' şeklinde bir kararla aldılar. Ben Rumların anlaşma niyetinde olmadığını sık sık tekrarladım. Zaman zaman da 'Kıbrıs'ta çözüm ne zaman olacak' diye soruluyor. Bu yılın haziran-temmuz aylarında anlaşma olacak diye de duyuyoruz. Gelecek yıl bu sözleri yine duyacaksınız."
Eroğlu, Rumlar'ın 1974'te kaybettikleri her şeyi geri istediklerine dikkati çekerek, bunun mümkün olmadığını vurguladı.
"Bütün Kıbrıs Türkü KKTC'ye dört elle sarılmadı"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, KKTC'nin dünyada tanınmaması için karar aldığını hatırlatan Eroğlu, "Bunu onlar yapabilir diyeceksiniz ama biz KKTC'yi kurduğumuz gün, bütün Kıbrıs Türk'ü KKTC'ye dört elle sarılmadı. Bu da bizim hatamız. Solcu geçinen arkadaşlar, 'KKTC'nin kurulması bir hatadır' diye dünyaya mesajlar verdiler" diye konuştu.
Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının anlaşmak için yıllardır müzakere masasında olduğunu vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Anlaşmanın da herhalde bir kuralı olacak. İki taraf da memnun olacak. Sadece bir tarafın memnun edildiği anlaşma, yaşaması mümkün olmayan bir anlaşmadır. Şimdi Rumlar ne istiyor? ' Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a nüfus aktarma hakkınız yoktur, demografik yapıyı bozuyorsunuz.' Neymiş 4 Yunan'a karşılık 1 Türkiye vatandaşı olacak. Peki böyle bir adalet olur mu? Olmaz. 1974 Barış Harekatı üzerinden 41 yıl geçti. Kuzeyden güneye giden Rumların, kuzeydeki mülklerini geri almalarını istiyorlar. Bu 40 yıl içinde köprülerin altından çok sular aktı. Bizim de güneyde nüfusumuz vardı, onlar da kuzeye aktarıldı. Nasıl aktarıldı? 1975'te Denktaş ile Klerides, Nüfus Mübadelesi Anlaşması yapmıştır. Kuzeyden gelenler güneydekilerin, güneyden gelenler de kuzeydekilerin mallarına yerleşti. Bizim güneye gitme iddiamız yok ama bunlar illa kuzeye gelecekler."
"Türkiye'nin garantörlüğünden vazgeçmeyiz"
Rum kesiminin Kıbrıs'ta AB'nin garantör olmasını istediğine işaret eden Eroğlu, şunları anlattı:
"Birincisi sen AB üyesisin, ikincisi ben AB'ye nasıl güveneceğim. AB bir Hristiyan topluluğu. Sen de Hristiyan'sın. Bu söylerken aklıma şu geldi. Barış Harekatı'nda sefer hastanesinin doktoruydum, 15 Ağustos 1974'te, yani 2. Barış Harekatı'nın son günü, bir askerimiz şehit olmuştu. İki üsteğmen bize getirdiler, 'Bu çocuğu hazırlayın, memleketine göndereceğiz' dediler. Memleketi Kayseri. Çocuğu hazırlamaya çalışırken cebinden bir mektup çıktı. Böyle bir mektubu yazan bir millet var, benim garantörüm, bir de bizimle dalga geçen AB var. Benim garantörüm olacakmış. Çocuğun cebinden şöyle bir mektup çıktı; 'Evladım duyduk ki Kıbrıs'a gitmek için Mersin'e intikal ettirilmişsin. Ben ve annen gece gündüz şehit olman için dua ediyoruz.' Şehidin adı Rıdvan Aktarmaç. Şu an Mağusa'da Canbulat Şehitliği'nde yatmaktadır. Şimdi benim garantörüm olan ülkenin anası, babası evladı için böyle düşünüyor. Yani benim için canını feda etmeye hazır. Avrupa'da böyle bir insan var mı? Barış Gücü askerleri vardı. Tek kurşun atılsa sığınağa girer, çatışmalar bitince çıkarlardı."
Derviş Eroğlu, Türkiye'nin garantörlüğünden bir tek Kıbrıs Türkü'nün vazgeçmek istemeyeceğine dikkati çekerek, Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi halinde geri gelmesinin de mümkün olmadığını savundu.
"Adada tek bir Türk askeri kalmasın" diyenlerin bugün silahlanmaya devam ettiğini, savaş gemileri yaptırdıklarını dile getiren Eroğlu, bu nedenle Türkiye'nin garantörlüğünün kendileri için önemli olduğunu söyledi.
"Biz, hem dinimiz hem de Türklüğümüzü koruduk"
Eroğlu, Annan Planı'na 'Evet" diyen Mustafa Akıncı'nın KKTC Cumhurbaşkanı seçildiğinde Rumların ve AB'nin adeta bayram yaptığını belirterek, "Şimdi Rumlar Annan Planı'na razı. Planı tekrar masaya koyacaklar, Rumlar 'Evet' diyecek, Türkler 'Evet' diyecek ve Kıbrıs'ta çözüm olacak. 1974'teki 1. Barış Harekatı'ndan sonra Cenevre'de toplantı oldu. Türkiye kantonal sistemi önerdi. Reddettiler. Şimdi de Annan Planı'nı istiyorlar ama kantonal sistemler de olsun diyorlar. Bunlar reddettiklerini 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl sonra tekrar isterler. Tabii zaman geçiyor, bu sürede çok şey değişiyor. Dolayısıyla bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil." ifadelerini kullandı.
"Kıbrıs Türk'ü nasıl bu kadar yıl direndi" diye bir soru akla gelebileceğini ifade eden Eroğlu, "İki şeyimizle direndik. Türklüğümüzle ve Müslümanlığımızla direndik. Kıbrıs'ta yıllarca Rumlarla bir arada yaşadık. Ben hiç hatırlamıyorum, bir Türk kızı Rum ile evlensin. Türk ile evlenen Rum kızı vardır ama onlar da sayıca azdır. Düşünün, beraber yaşıyorsunuz, gençler birbirini sevebilir ama bu konuda o kadar hassasız. Biz kendimizi böyle koruduk. Biz, hem dinimiz hem de Türklüğümüzü koruduk." dedi.
Eroğlu, genel olarak KKTC halkının anavatana bağlı olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının en hassas konusunun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs'ta varlığının devam ettirilmesi olduğunu sözlerine ekledi.
Konferansın ardından Yeni Ufuklar Derneği Genel Başkanı Mustafa Argunşah, Eroğlu'na el dokuması halı hediye etti.