Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Bahçeli: Durum ciddi, Türkiye hazır olmalı

Bahçeli uyardı: Durum ciddi, Türkiye hazır olmalı

Bakan Güler: Zap'ta kilit kapatıldı, toplamda 2 bin 564 teröristin etkisiz hale getirildi

"Zap'ta kilit kapatıldı" diyen Güler ses getirecek rakamı ilk kez paylaştı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Kkk Personeline İlişkin Darbe Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde, Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin 150 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde, Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin 150 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşma, sanık eski astsubay Ali Özkan Yorgun'un savunmasıyla başladı.

Yorgun, darbe girişiminin yaşandığı gün tayin daire başkanlığındaki rutin mesaisine devam ettiğini, dosya ve evrak işlerini bitirdikten sonra sivil kıyafetini giyerek eve gitmek için hazırlandığı sırada şube müdürünün çağırdığını iddia etti.

Odasında beklediği esnada koridordan yarbay Murat Yüksel'in çağırdığını ve kendisini takip etmesini emrettiğini ileri süren Yorgun, "Ben de onunla birlikte Kara Kuvvetleri Komutanının özel kalem müdürü albay Nuh Altınsoy'un yanına gittik. Ardından personel yarbay Murat Yüksel, Nuh Altınsoy, Göksel başçavuş ve ben kapısı açık içeride astsubay bulunan odaya girdik." dedi.

Firari sanık eski albay Altınsoy'un emriyle odada bulunan astsubayı alıp götürdüklerini öne süren Yorgun, şunları anlattı:

"Nuh Altınsoy odada bulunan astsubayı göstererek 'bunu benim odama götürün' dedi. Ben de 'niye' diye sordum. O da 'götürün, ben geleceğim' dedi. Ben de astsubayı Göksel başçavuşla birlikte tutarak Altınsoy'un odasına götürdük. Odaya götürdüğümüz astsubay bize 'Beni niye buraya koydunuz' diye sordu. Sinirlenerek, koltuğu tekmeleyerek kırdı. Ortalığı dağıtıyordu. Sesi duyan Nuh albay odaya girdi. Astsubaya küfür ederek şiddet uyguladı. Nuh albay çıktıktan sonra astsubayın Kara Kuvvetleri Komutanı'nın emir astsubayı Ayhan Çoban olduğunu öğrendik."

Altınsoy'un emriyle Ayhan Çoban'ın ellerini ve ağzını koli bandıyla bağladığını ifade eden Yorgun, ilerleyen saatlerde Çoban'ı nizamiyeye götürdüklerini ve ağzındaki bantı açıp su verdiğini, daha sonra da giriş katındaki konferans salonuna götürerek bıraktığını iddia etti.

Yorgun, bu sırada uçakların uçtuğunu duyduğunu belirterek, bunu da terör saldırısı olarak değerlendirdiğini, sonra 2 No'lu nizamiyede bulduğu hücum yeleği ve tüfeği aldığını savundu.

Darbe girişiminde yer almadığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini ve kimseye ateş etmediğini iddia eden Yorgun, sabah saatlerine kadar bu şekilde karargahta kaldığını daha sonra 7 No'lu nizamiyede tüfeğini bırakarak evine gittiğini öne sürdü.

Çapraz sorgusunda bir avukatın "Kuvvet komutanın emir astsubayını derdest ediyorsunuz. Hala siz orada verilen emrin suç olmadığını, kanunlara uygun olduğunu mu düşünüyorsunuz?" sorusunu sanık Yorgun, "Ben derdest etmedim. Kendisini disiplin kanunun 28. maddesince gözaltına aldım. Ancak şu an baktığımda emir veren şahıs firari. Ben kaçmadım. Kanunsuz emri veren kaçmıştır." diye cevapladı. Yorgun, avukatın, "Bir askeri personelin ellerinin bantlanması yönergeye uygun mu?" sorusunu ise cevapsız bıraktı.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Kaynak: AA / Güncel
title