Kışladağ Altın Madeni Çed Raporu İptal Davası
Uşak'ın Eşme ilçesindeki Kışladağ Altın Madeni'nde, kapasite artırımı için maden sahasının genişletilmesine ilişkin proje kapsamında hazırlanan ÇED raporunun iptali için açılan dava, tarafların dinlenmesinin ardından karara kaldı.
Uşak'ın Eşme ilçesindeki Kışladağ Altın Madeni'nde, kapasite artırımı için maden sahasının genişletilmesine ilişkin proje kapsamında hazırlanan ÇED raporunun iptali için açılan dava, tarafların dinlenmesinin ardından karara kaldı.
Manisa 2. Bölge İdare Mahkemesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açılan davanın duruşmasına, davalı taraf adına Çevre Yönetimi ve Denetimi Uşak Şube Müdürü Mustafa Zorlu, maden işletmecisi Tüprag Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, şirket avukatı Şeyda Ataman, davacı taraf adına ise çevre grubu avukatı Arif Ali Cangı katıldı.
Çevre grubu avukatı Arif Ali Cangı, Kışladağ'daki altın madeninin çevrede siyanür zehirlenmesine yol açtığını çevreye büyük zararının bulunduğunu öne sürdü. Cangı, bu nedenle, altın madeninin kapasitesinin arttırımı için maden sahasının genişletilmesine yönelik 2014 yılında hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun iptal edilmesi gerektiğini savundu.
İşletmeci şirket avukatı Şeyda Ataman ise bölgede yaşanan sorunlarla altın üretiminin bağlantısının bulunmadığını, firmanın üretimde en gelişmiş teknikleri kullandığını ve ÇED raporunun bilirkişi tarafından da uygun bulunduğunu belirterek davanın iptalini istedi.
Tarafların taleplerini dinleyen mahkeme heyeti duruşmayı sonlandırırken, 15 gün içerisinde kararı taraflara tebliğ edeceğini belirtti.
Duruş
Tüprag Metal Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Kışladağ'da 10 yıldır sürdürdüklerini, 10 yıldır da davaların devam ettiğini belirtti.
Tesislerinde bilimsel ya da hukuksal bir tane olumsuzluğun bulunmadığını kaydeden Yılmaz, "Sivil toplum örgütlerinin sermaye üzerindeki etkisini haklı bulmakla beraber, belirli bir yerden sonra, eğer artık o yatırımlar insanların hayatına pozitif etki getiriyorsa ve doğaya olumsuz bir etkisi yoksa, 'önce insan, sonra çevre, daha sonra madencilik' diyorsa, artık bunların önünde durmaktan vazgeçmek lazım." dedi.
Davacı avukatı Arif Ali Cangı ise madende keşfe katılan hakimin heyette yer almadığını, bu halde mahkemenin karar vermesinin usul hukukuna ve çevrenin korunması, kirliliğin önlenmesine aykırı olacağına vurgu yaparak, "Mahkeme heyetinden yeniden bir heyet oluşturmasını ve bu heyetin yeniden keşif yapmasını talep ettik" açıklamasında bulundu.
Duruşmayı izleyen CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer de davanın takipçisi olacaklarını söyledi.