Kışlada oğulları öldürülen ailenin hukuk mücadelesi - KONYA
İstanbul'daki Hasdal Kışlası'nda vatani görevini yaptığı sırada kaybolan ve "firar" olarak kayıtlara geçen ancak cinayete kurban gittiği anlaşılan İsmet Işık'ın ailesinin acıları, 18 yıldır verdikleri mücadelenin ardından suçluların cezalandırılmasıyla bir nebze olsun dindi.
İstanbul'daki Hasdal Kışlası'nda vatani görevini yaptığı sırada kaybolan ve "firar" olarak kayıtlara geçen ancak cinayete kurban gittiği anlaşılan İsmet Işık'ın ailesinin acıları, 18 yıldır verdikleri mücadelenin ardından suçluların cezalandırılmasıyla bir nebze olsun dindi.
Konyalı İsmet Işık'ın ailesi, 2001'de evlatlarını peygamber ocağına yollamak üzere İstanbul'a uğurladı. Birkaç ay sonra Işık'ın komutanı, baba Durmuş Işık'ı arayarak oğlunun kışlada bulunmadığını, firar etmiş olabileceğini söyledi.
Evladına hiçbir şekilde ulaşamayan baba, oğlunun askerlik yaptığı kışlaya giderek komutanlarından bilgi aldı. Yaptığı görüşmelerden de netice alamayan acılı baba, devletin ilgili birimlerine giderek konunun araştırılmasını istedi ancak sonuca ulaşamadı.
Sivas'tan 11 yıl sonra gelen bir telefon, acılı ailenin umudu oldu. Işık'ın katil zanlılarından Orhan Doğan, yaklaşık 10 yıl sonra memleketi Sivas'ta İ.A. ile başka bir cinayete karıştı.
Doğan'ın İ.A'ya hitaben "Bekir Şahin'le İstanbul'da askerlik yaparken kantinciyi öldürüp gömmüştük. Aradan onca yıl geçti. Kimse bulamadı, bunu da gömelim." şeklindeki konuşmasını İ.A'nın babası A.A. da öğrendi.
Askeri, kışlada para için öldürmüşler
Vicdanen rahatsız olan A.A, arayıp izini bulmasının ardından cep telefonuyla ulaştığı Durmuş Işık'a durumu anlatınca ailesi, oğullarının kışlada cinayete kurban gittiğini öğrendi. Aile fertlerince 2012'de başlatılan hukuk mücadelesi, 2014'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameyle daha somut bir adıma dönüştü.
İddianamede, kantinde görevli er Işık'ın zanlılar tarafından gece yarısı "para için" kışla içinde öldürülüp gömüldüğüne yer verildi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde yaklaşık iki yıl süren yargılama aşamasında işledikleri cinayeti kabul etmeyip cesedin yerini söylemeyen tutuklu sanıklar Doğan ve Şahin, "kasten öldürmek" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtayın yerel mahkemenin kararını 2019'da usul ve esas yönünden onamasının ardından sanıkların cezası da kesinleşti.
18 yıl sonra bu kararla az da olsa mutluluk yaşayan Işık ailesinin en büyük arzusu kışlada gömülü bulunan ve sanıkların yerini söylemediği çocuklarının cenazesine ulaşıp mezar taşı dikebilmek.
Aramalara rağmen ceset bulunamadı
Baba Durmuş Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğunun katillerinin cezalandırılması karşısında sevinç yaşadıklarını ancak cenazesine ulaşamamanın da burukluğu içinde olduklarını söyledi.
Oğlunun cenazesinin bulunmasını ve mezarında dua okumak istediklerini anlatan Işık, "Bizim devlet büyüklerinden tek isteğimiz çocuğumuzun cesedine ulaşmak. Çocuğumuzun cesedi kışla içinde bir yerde gömülü. Arama çalışması bir müddet yapıldı fakat çok büyük bir kışla olduğu için henüz bulunamadı. Oğlumuzun bir mezar taşı olsun istiyoruz." diye konuştu.
Öldürülen askerin kardeşi Erol Işık da süreç içinde gerek emniyet teşkilatına gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a konuyu ilettiklerini dile getirdi.
Anne ve babasının evlat hasretine son verilmesini istediğini belirten Işık, "18 yıl boyunca sürdürdüğümüz hukuk mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmedik. Ağabeyimden geriye kalan resimler, hatıra defteri ve bazı hediyeleriyle, anılarla ayakta kaldık. Ağabeyimi kaybettim ama onun hatırasıyla yaşamak için büyük oğluma 'İsmet' adını verdim. Zaten oğluma da her zaman 'abim' diye hitap ederim. Ağabeyimin cenazesi bulunursa mezarı başında bir dua etmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.