Kırklareli'de Darbe Girişimi Davası
Kırklareli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, destek amacıyla İstanbul'a gitmek için 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan çıkma hazırlığı yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 13'ü tutuklu eski askeri personelin yargılanmasına devam ediliyor.
Kırklareli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, destek amacıyla İstanbul'a gitmek için 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan çıkma hazırlığı yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 13'ü tutuklu eski askeri personelin yargılanmasına devam ediliyor.
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma için, TSK'dan ihraç edilen 13 tutuklu sanıktan 8'i ceza infaz kurumu ring araçlarıyla yoğun güvenlik önlemleri altında adliye binasına getirildi.
Eski 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak'ın da aralarında olduğu 5'i tutuklu sanık ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Sanık yakınları, adliye binasında oluşturulan polis kontrol noktasından geçirilerek ve üst aramaları yapılarak içeri alındı. Duruşma, sanıkların kimlik tespiti yapılmasıyla başladı.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Ragıp Tunç, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşanan olaylara ilişkin bilgi verdi.
Darbe girişiminin yaşandığı gece birtakım tedbirler aldıklarını belirten Tunç, gece saatlerinde Ersun Kışlası'nda bir tankın çalıştırıldığı bilgisine ulaşmalarının ardından, kışlaya ulaşımın sağlandığı yolu kamyonlar ile trafiğe kapattıklarını anlattı.
Kışladan çıkan sivil bir aracın ise emniyet amacıyla trafiğe kapattıkları noktaları kontrol ederek yeniden kışlaya döndüğünü ifade eden Tunç, askeriyeden çıkan tüm araçları o gece takip ettiklerini söyledi.
Tuğgeneral Bekir Koçak'ın, gözaltına alınacağını öğrendikten kısa bir süre sonra, kışlaya girmek için trafiğe kapattıkları bölgeye geldiğini dile getiren Tunç, şunları kaydetti:
"Tuğgeneral Bekir Koçak'ın darbe girişiminin yaşandığı gece yanında hem yakın korumaları ile makam aracını takip eden teçhizatlı başka bir koruma ekibi vardı. Koçak'ın, makam aracının camını açarak bana hitaben 'Yolu hemen aç kışlaya girmem gerekiyor" demesi üzerine yolu açamayacağımı bildirdim.
Kendisi bana 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun?' diye tepki gösterdi, ben de kendisine 'Ben senin kim olduğunu çok iyi biliyorum' diye cevap verdim. Ardından telefonunu çıkararak, biriyle görüştükten sonra 'Ben valiyle görüştüm, yolu hemen aç' dedi, ben de 'Vali, bana talimat vermeden yolu açmam' dedim. Koçak'ın bulunduğu araç ardından boş bir araziden kışlaya geçti."
"Üzerimize silah doğrulttular"
Tunç, Başsavcı ile Emniyet Müdürü'nün Tuğgeneral Bekir Koçak'ı gözaltına almak için kışlaya girdiklerinde askeri personelin silahların namlularını kendilerine çevirdiğini söyledi.
Kendilerini kapıda karşılayan Murat isimli albayın, Koçak'ın gözaltına alınamayacağını söylemesi üzerine ortamın biraz daha gerildiğine dikkat çeken Tunç, askeri personelin o gece çok gergin olduklarını anlattı.
Tunç, şöyle devam etti:
"Başsavcımız ile Emniyet Müdürümüz Tuğgeneral Bekir Koçak'ı gözaltına almak için kışlaya girdiklerinde askeriyenin kapıları kilitlenmek istedi ancak buna karşı çıktık. O gece kışla içerisindeki acil müdahale mangası silahların namlularını bize çevirdi. Emniyet Müdürümüz ile Başsavcımız Bekir Koçak ile görüştü. Daha sonra Başsavcımız ile Emniyet Müdürümüz geri gelerek Koçak'ı gözaltına alamadıklarını belirtti. Bize de kışla çevresindeki tedbirlerimizi arttırmamız gerektiğini söylediler. Bekir Koçak'ın ardından adliyeye giderek savcı ile görüşeceği bilgisine ulaştık. Biz ardından Koçak'ın makam aracının geçişine izin verdik. Koçak, adliye binasına girdiğinde de korumalarını yavaş yavaş bölgeden uzaklaştırdık. Ardından Koçak'ı gözaltına aldık."
Kışlada bulunan Murat isimli albayın ise tedbirleri artırmaları üzerine "Kraldan fazla kralcı olmayın" diye tepki gösterdiğini belirten Tunç, zaman zaman albayın talimatı ile acil müdahale mangasının polislerin üzerine yürüdüğüne dikkat çekti.
Mahkemede şu ana kadar 4 tanığın savunması alınırken, duruşmaya bir süre ara verildi.
Askeri personelin Trakya sorumlusu olduğu öne sürülen ve kırmızı bültenle aranan 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı Albay Uzay Şahin'in de aralarında bulunduğu sanıklar hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.