Kırım'da Son Durum ve Kırım Tatarlarının Geleceği" Toplantısı
Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi Karatay: "Güçlünün ve zorbanın fiili hukuku devam ederse biz herhalde Kırım Tatarları olarak bu ezilmişliği, bu yıpranmışlığı devam ettireceğiz" "Kırım Tatar halkı, SSCB döneminde bütün dünyanın çekindiği Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatar Milli Meclisi Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay, bütün dünyanın çekindiği Sovyetler Birliği'ne karşı mücadele eden Kırım Tatar halkının aynı mücadelesinin bugün de süreceğini belirterek, "Unutulması ki Kırım, Kırım Tatarlarının vatanıdır" dedi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nda (TEPAV) düzenlenen "Kırım'da Son Durum ve Kırım Tatarlarının Geleceği" isimli toplantıda konuşan Karatay, Kırım'daki gelişmeleri değerlendirdi.
Uluslararası toplumun Rusya'ya karşı yeterli tepkiyi göstermediğine işaret eden Karatay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sadece Kırım'la yetinmeyeceğine ve yeni hamleler yapacağını söyledi. Karatay, şöyle konuştu:
"Eğer bu fiili durum devam ederse 21. yüzyılda demokrasi, insan hakları, evrensel hukuk, Birleşmiş Milletler gibi övündüğümüz bütün gelişmiş ülkelerin, diğer ülkelere empoze etmeye çalıştığı, pek çok uluslararası müzakerede olmazsa olmaz diye ön şart olarak koyduğu birçok evrensel hukuk kriteri, Putin'in bu politikasıyla bir anda çöpe atılacak. Artık uluslararası hukuk siyasetinde gençlere yeni bir hukuk öğretilmesi gerekecek."
"Güçlünün ve zorbanın fiili hukuku devam ederse biz herhalde Kırım Tatarları olarak bu ezilmişliği, bu yıpranmışlığı devam ettireceğiz" diyen Karatay, şöyle devam etti:
"Kırım Tatar halkı, SSCB döneminde bütün dünyanın çekindiği Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelesini sürdürdü. Bundan sonra da sürdürecektir. Yine silahla, topla, tankla değil, terörle değil ama tamamen ellerinden gelen bütün imkanları kullanarak. Bu toprakların kendi toprakları olduğunu, haklarının gasbedildiğini ve bu hakları, merhameti, sağ duyusu, adaleti olan, evrensel hukuk kriterlerine inanan devletlerin, güçlerin sahip çıkarak desteklemesiyle geri kazanacağımıza inanıyoruz. Bu konuda da herkesten destek bekliyoruz. Unutulması ki Kırım, Kırım Tatarlarının vatanıdır."
Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasıyla ilgili referandumun silahların gölgesinde yapıldığını belirten Karatay, "Referandum sandıkları evlere götürülerek, bazı yerlerde listeden pasaport numaralarıyla onlar adına oylar verilerek yüzde 98 oyla Rusya'ya bağlanmaya evet çıktığı ilan edildi" diye konuştu.
Kırım'da yaşayan Tatarların, nüfusun yüzde 14'ünü oluşturduğunu dile getiren Karatay, Kırım halkının yüzde 98'i Rusya'ya katılmak istiyor şeklindeki bir algının yanlış olduğuna işaret etti.
Referanduma katılım oranın yüzde 35 olduğuna dikkati çeken Karatay, "Batı'nın da bu konularda ne kadar hızlı tepki verdiğini bilen Putin çok hızlı adımlarla, iyi planlanmış bir planı adım adım gerçekleştirerek de Kırım'ı Kırım'ın içinde kendisine zaten 1990'dan beri bağlamak için faaliyet gösteren unsurları da kullanarak Kırım'ı fiili olarak işgal etti ve kendisine bağladı" dedi.
"1783 yılından sonra Kırım'a yerleştirilen Ruslar da dahil olmak üzere Sovyet döneminde 2013 yılına kadar Kırım'a gelip ikamet eden Rusların Kırım'da ortalama yaşama yılları 40 yıl" diyen Karatay, şunları söyledi:
"Yani bu topraklar üzerinde 40 yıldır göçmen olarak yaşayan insanlar, kendi istekleri, kendi arzuları dışında tamamen bir insanlık suçuna maruz kalarak bu topraklarda azınlık durumuna düşmüş insanların haklarını yok sayarak, o toprakların geleceğine karar verdiler. Eğer böyle bir orman kanunu uluslararası hukukun bir parçası olacaksa o zaman dünyada birçok ülke bundan sonra sınır değiştirmeye, topraklarında yeni ülkelerde, başka ülkelerin pasaportu altına yaşamaya hazır olsunlar."
Rusya'nın Güney Osetya'yı işgali sırasında meydana gelen olayların benzerinin Kırım'da yaşanabileceği yönünde büyük endişe duyduklarını dile getiren Karatay, Rusya ve Batı arasında 1994'te Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün tanınması yönünde imzalanan anlaşmayı hatırlattı. Karatay, "Çok değil 20 yıl bile geçmeden bir anlaşmayı unutarak yeni bir hukuk yaratıyorsa bunun sonuçlarının gelecekte nasıl olacağını, nerelere kadar gidebileceğini tahmin etmek zor değil" diye konuştu.
Kırım Tatarlarının tankların, silahların ve çatışmaların ortasında kaldığını ifade eden Karatay, Tatar toplumunun Kırım'daki Rus milliyetçilerinin, aşırıların ve Batı karşıtlarının hedefi haline geldiğini vurguladı.
Karatay, şöyle devam etti:
"Olayların ilk günlerinde bizim yüzlerce insanımız eşyalarını evlerinde topladılar, hazırlıklarını yaptılar, her an sürgün edileceğiz, 18 Mayıs 1944'teki faciaları yaşayacağız korkusunu yaşadılar. Günlerce aileler evlerde sırayla nöbet tuttular. 'Aman bu sefer hazırlıksız yakalanmayalım, hiç olmazsa yanımızda yiyeceğimiz, içeceğimiz, birkaç gün de olsa bizi hayatta tutacak bir şeyler olsun' diye hazırlık yaptılar. Hala Kırım Tatarları kendi mahallelerinde bu nöbetlerini tutuyorlar ama bizim elimizde silah yok, tank yok, tüfek yok, bizim sadece ve sadece haklı olduğumuz, bu toprakların gerçek sahibi olduğumuz gerçeği var ve buna olan çok kuvvetli inancımız var." - Ankara