Kırılgan Ekonomiye Korona Virüs Yükü
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez'in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin 57'ncisini kırılgan ekonomiye korona virüs yükü konusuna ayırdı.
OECD, TÜİK, Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, T. Bankalar Birliği, IMF verileri kullanılarak yapılan analizde, korona virüs salgınının insan sağlığı ve kırılgan ekonomi üzerinde yarattığı etkilere değinildi.Virüsün ne boyutta can ve mal kaybına neden olacağının henüz kestirilemeyeceği, Türkiye'nin risk yumağında, COVID-19'un belirleyici olduğu ve emsal ülkelerden risk konusunda iyice ayrıştığı vurgulandı.
MMO analizinde şu noktalara dikkat çekildi:
OECD raporuna göre 2019'da yüzde 2,9 büyüyen dünya ekonomisi, korona virüsün de etkisiyle 2020'de yarım puan hız kaybedecek ve büyümesi yüzde 2,4'e düşecek. 2020 OECD raporu Türkiye ekonomisi için 2020'de ancak yüzde 2,7 büyüme öngörüyor. Oysa Yeni Ekonomik Program'da (YEP) 2020 için yüzde 5 büyüme hedefi belirlenmişti. Yüzde 2,7 büyüme, konulan hedefin neredeyse yarısı demek ve bu, 2019'u yüzde 13,7 işsizlik oranı, 4,4 milyon işsiz ile kapamış Türkiye ekonomisi için oldukça düşük bir performans anlamına geliyor.
Risklerin yükselmesi ve küresel türbülansın artmasıyla borsadaki yabancı yatırımcıların üst üste çıkışlarına şahit olundu, devamında da döviz kuru yukarıyı zorladı. Ocak başından itibaren hisse senedi ve devlet kağıtlarından çıkmaya başlayan yabancılar, özellikle Şubat'ın ikinci yarısı ve Mart ayı ilk haftasında hızla çıktılar ve 2020'nin ilk 10 haftasında yabancı çıkışları 4 milyar doları geçti. Yabancı çıkışlarının da etkisiyle, döviz 16 Mart'ta 6. 40 TL'yi aştı.
Korona virüs paniği ile tasarrufların dövize yönelmesindeki eğilim arttı. 6 Mart itibariyle, tasarruf sahiplerinin döviz mevduatı 202 milyar dolara yaklaştı. Mart 2019'a göre dövizdeki tasarruflar 30 milyar dolara yakın arttı.
Korona virüs salgını,ihracat, taşımacılık, turizm, havacılık gibi bazı sektörlere olan baskın etkisiyle, üretimi de, tüketimi de olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla büyümeyi de azaltıcı etki yaratacağı kaçınılmazdır.
2019'da ekonominin tamamında görülen yüzde 1 dolayındaki büyüme, sanayi özelinde belki negatif değil ama sıfır büyümeye yakın gerçekleşti. Sanayinin 2019'u sıfır büyüme ile kapamasında son 2 yılda yaşanan yatırım gerilemesi önemli etken. Sanayi yatırımlarını yansıtan makine teçhizat yatırımları 2018'de önce yüzde 7'ye yakın daraldı, 2019'da da yüzde 5,5 geriledi. 2019'un son çeyreğinde, sanayinin görece toparlandığı zaman aralığında sanayi yatırımlarında da bir kıpırdama görüldü. Ancak, 2020'nin korona virüsü etkisi altında kalması ihtimali, bu görece toparlanmanın süreceği konusunda pek umut vermiyor.
İnsanın ve insan sağlığının her şeyin önünde tutulması gerektiğini savunarak, bu tür salgına dönüşebilen hastalıklara karşı devletlerin, uluslararası kuruluşların elbirliği ile hastalığı defetmelerini, kaynakların daha çok sağlık araştırmaları, aşı buluşları için kullanılmasını talep etmek gerekiyor.
Bu tür hastalıklara karşı,özellikle alt ve orta sınıfların bedelsiz tedavisi sağlanmalı, yanı sıra iş ve gelir güvenceleri teminat altına alınmalıdır. Yaşananlara rağmen, kâr ve sermaye birikimini aksatmamak için başvurulacak politikalar teşhir edilmeli. Benzer virüslerin,benzer hastalıkların, hastalıkları üreten bataklıkların doğru tespiti ve bunları en aza indirecek insan odaklı bir üretim sürecinin ve ortamının gerçekleştirilmesini istemek, halkın bunun için örgütlenmesini sağlamak, başa gelen bu musibetlerden çıkarılacak önemli dersler olmalıdır.