Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Kılıçdaroğlu: Ne Olacak Bu Türkiye'nin Hali

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

(DHA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yolava'da CHP'li belediyenin kestiği ağaçlarla ilgili olarak tavrını açıkladı ve "Diyorlar ki, Kılıçdaroğlu neden sessiz. Hiç bir ağacın kesilmesinden yana değilim. Asla ve asla" dedi.

(DHA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yolava'da CHP'li belediyenin kestiği ağaçlarla ilgili olarak tavrını açıkladı ve "Diyorlar ki, Kılıçdaroğlu neden sessiz. Hiç bir ağacın kesilmesinden yana değilim. Asla ve asla" dedi. Bütün dünyanın 'Ne olacak bu Türnkiye'nin hali?' diye meraklandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, yanlış olduğunu savunduğu dış politikanın faturasını bütün milletin ödediğini, bölgede ihracatın da durduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, partisinin düzenlediği bölge toplantısına katılmak üzere geldiği Adana'da bu sabah CHP'li Karataş İlçe Belediyesi'ni ziyaret etti. Belediye binasında Başkan Boğaçhan Ünal tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu'nun ziyareti, basına kapalı yapıldı. Burada düzenlenen kahvaltılı toplantıya katılan Kılıçdaroğlu, daha sonra belediye çalışanlarıyla fotoğraf çektirip partisinin il merkezinde Seyhan Otel'de düzenlediği bölge toplantısına katıldı. Ancak otelde 24 kez üst üste elektrik kesilince Kılıçdaroğlu, konuşmasına 10 dakika ara vermek zorunda kaldı.

YALOVA'DA KESİLEN AĞAÇLAR

Kılıçdaroğlu Yolava'da CHP'li belediye tarafından kesilen ağaçlarla ilgili olarak şöyle konuştu:

"Nerede bir yeşillik, ağaç ve çiçek varsa korunmasından yanayım. Hiçbir siyasi partide olmayan bir genel başkan yardımcılığımız var. Adı doğa hakları. İnsanın hakkı varsa doğanın da hakkı vardır. Diyor ki, 'Efendim diyor, Gezi Parkı'nda ağaçlar kesildi kıyameti kopardınız' evet kıyameti kopardık. Ben değil, ben de bir parçasıydım ama asil kıyameti koparanlar İstanbul'da oturanlardı, gençlerdi. Kendi kentlerine sahip çıkıyorlardı. Sen Yalova dolayısıyla üzüntünü dile getirdiğin için teşekkür ediyorum. Demek ki, Gezi Parkı'na hak vermeyi yeni yeni öğrendin bu da bir aşama. Yeşilliğin ve güzelliğin olduğu her yerde insan mutlu olacaktır. Ağacı kesmek, tabiatı tahrip etmek doğru değildir. Bu konuda en çok duyarlı olan partilerden birisiyiz. Bu duyarlılığımızı da sonuna kadar koruyacağız."

ÖN SEÇİM SLOGANINA SİNİRLENDİ

Kılıçdaroğlu konuşma yapmak için kürsüye yürürken bir partilinin 'ön seçim istiyoruz' diye bağırmasına tepki göstererek, "Onu buraya getiren arkadaş CHP'li değil, AKP militanı herhalde. Kimse şunu unutmasın. Kimseye kişisel şov yaptırmayacağım. Bu partiye, demokrasiyi getiren kişiyim. Genel başkan seçimi dahil yüzde 33 cinsiyet kotası dahil, hiçbir partide olmayan demokrasi kültürünü bu partiye getirdik. Daha da getireceğiz" dedi.

ADANA'NIN KÜLTÜRÜ ZENGİN

Adana'da son 10 yılda 55 fabrikanın kapandığını belirten Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"Adana'dayız, güzel bir yerdeyiz. Adana'nın zengin bir tarihi ve zengin bir kültürü var. Bereketli toprakları var. Aydınları yazarları ressamları var. O görkemli tarih içinde farklı bir Adana var. Son 12 yılda Adana, iktidar partisine en büyük katkıyı yapan kenttir. Son 12 yılda Adana kan kaybetti mi, kaybetmedi mi? Son 10 yılda 55 fabrika kapandı mı kapanmadı mı? Türkiye de işsizliğin en yoğun olduğu il Adana oldu mu olmadı mı. Sabahın dördünde genel başkan yardımcılarımız işsizlerin kahvesine gittiler. Türkiye, bu manzarayı kabul etmiyor. CHP olarak, işsizlik manzarasını içimize sindiremiyoruz. İşsizliği sadece Anadolu'da değil, bütün Türkiye'de yenmek benim boynumun borcudur. Diyorlar ki, işsizliği nasıl önleyeceksin. Bunun dünyada bilinen bir yolu var. Yatırım yapacaksınız, üreteceksiniz, ürettiğinizi satacaksın. Yeniden üretip, fabrikalar kuracaksınız. Ürettiğiniz malın ne olduğunu bileceksiniz. Dünyadaki gelişmeleri takip edeceksin. Eğer siz bunları politikanızın ana ekseni haline getirmezseniz büyüyemezsiniz. Eğer siz ekonomiyi sıcak paraya teslim etmişseniz dışarıdan para gelecek biz onunla idare edeceğiz. O zaman işsizliği önleyemezsiniz. Bizim birinci hedefimiz üreten, çalışan, alın teri döken, zengin, onurlu Türkiye ve bunu yaratacağız. Herkesin kazandığı, zengin ve onurlu bir Türkiye'yi hep birlikte kuracağız."

FABRİKA KURULMUYOR, SARAY YAPILIYOR

Türkiye'de yatırım yapılmadığını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Fabrika kuracağı yerde kendisine bin odalı saray yapıyor. Ebuzer örneğini verdim. Ebuzer gidiyor. Önemli sahabelerden birisidir. Gidiyor Muaviye'ye, 'Sen bu sarayı kendi paranla yaptıysan israftır, Milletin parasıyla yaptıysan haramdır' diyor. O zaman o kaçak saray, haram saraydır. Helal parayla yapılmış haram saraydır. Bunlar zaman zaman yeni vaatlerde bulunuyorlar. Hangisi yerine getirildi? Her şeyi, geleceklerini yalan üzerine inşa ediyorlar. O zaman hepimizin yeniden oturup düşünmesi lazım. Sadece ben, CHP'liler düşünmeyecek. Çocuğu işsiz olan ana ve babalar da düşünecek. Üniversiteyi bitirmiş atamaya bekleyen öğretmenler, hukuk fakültesini bitirmiş ne olacağım diye gezen mezunlar da düşünecek. Yeni bir arayışa gireceğiz. Eğer Türkiye iyi yönetiliyor diyorsan git oyunu ver. Hayır, Türkiye iyi yönetilmiyor sorunlar var diyorsan oturup düşüneceksin. Ben sadece saygıdeğer yurttaşlarımdan düşünmelerini istiyorum. Özellikle AK Parti'ye oy veren saygıdeğer yurttaşlarımdan düşünmelerini istiyorum. Bir dakika düşünmelerini istiyorum. Odana otur ve düşün. Elini vicdanına koy. Etrafına bak ve şu soruyu kendine sor bu kadar dert varken bin odalı saray o adam için hak edilen bir saray mıdır değil midir. Bunu kararını önce vicdanında ver. Vicdanın da isyan ediyorsa. Ebu Zer'den yana mısın Muaviyeden yana mısın diye kendine düşünüyorsan. Ebu Zer'den yana adaletten yana, hukuktan yana, insandan, inançtan yana olmaya karar veriyorsan. O zaman elini vicdanına koy bir daha düşün. Sandığa gittiğinde bir daha düşün. Benim vicdanımı sızlatıyor de. Buna ben izin vermiyorum de. İzin vermiyorsan helale ortak olacaksın harama değil. Helale ortak olmanın yolu nedir, geleceksin CHP'ye adam gibi oy vereceksin. Biz seni başımızın üzerinde taşıyacağız."

CHP İKTİDARINDA AYRI GAYRI OLMAYACAK

CHP iktidarında ayrı gayrı olmayacağını belirten Kılıçdaroğlu bu konuda da şöyle konuştu:

"CHP iktidarında ayrı gayrı olmayacak. Hangi partiye oy verirse versin. Çocuğu işsiz olan her babanın derdi bizim derdimiz olacak. Bizim için yandaş yok. Bizim için vatandaş var. Biz vatandaşı başımızın üstüne taşıyacağız. İşsizlik sorununu çözmenin yolu üretimden geçer. Yeni fabrikalar. Çiftçi ürettiğini satacak, esnaf, sanayici kazanacak. Üretimin çoğalmasının yollarından birisi de dış politikadır. Dış politikayı mezhep endeksinde oluşturur ve bu pencereden bakarsanız başarıyı yakalayamazsınız. Dış politika, ülkelerin menfaat ve çıkarları üzerine inşa edilir. Ortadoğu'ya bakın, kan gövdeyi götürüyor. Bizim Suriye ile ne sorunumuz var. Irak ile Mısır ile İran ile neden kavga ediyoruz. AB ile neden kavga ediyoruz. Kavganın yarar getirdiği bir düzen dünyada görülmemiştir. Eğer siz dış politikanızı ülkenin çıkarları üzerine inşa etseydiniz, bugün Orta Doğu'da üç büyük başkente bizim büyük elçimiz olurdu. Türkiye Mısır'a büyükelçi göndermek istiyor Mısır kabul etmiyor. Ortadoğunun en kilit devletlerinden birisidir Mısır. Orda darbe oldu, biz darbecileri istemiyoruz. Madem bu kadar net bir tutumun var. Ömer El Beşir gibi yüz binlerce kişiyi katleden o darbeciyi neden Çankaya Köşkü'nde kabul ettin. Ama Mısır'ın sorununu biz değil, Mısır halkı çözer. Irak ve Suriye için de bu böyle."

DIŞ POLİTAKANIN FATURASINI 77 MİLYON ÖDÜYOR

Türkiye'nin dış politikasının faturasını 77 milyonun ödediğini belirten Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siz herkesle kavga ederseniz, malınızı kime satacaksınız. Gidin Gaziantep'e, Şanlıurfa'ya, Hatay'a herkes aynı durumda. Herkes mağdur durumda. Faturayı kim ödüyor. Davutloğlu mu ödüyor. Hayır, onun da keyfi yerinde. Ayakları yere basmıyor. Faturayı, bu ülkenin çiftçisi, emeklisi, sanayicisi, bu ülkenin bütün yurttaşları, 77 milyon ödüyor. Yanlış dış politikanın faturasını ödüyor. Peki biz ne yapacağız? 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum; CHP olarak iktidara geldiğimizde bütün komşularımızla barış içinde yaşayacak. Yeni bir barış anlayışını Ortadoğu'da egemen kılacağız. Hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayacağız. Yani TIR'larla silah göndermeyeceğiz. Müslümanın Müslümanı katletmesi için silahları Türkiye'den göndermeyeceğiz. O kapıları kapatacağız artık. Biz, Suriye'de akan kan kimin kanı. O akan kanın akrabaları Türkiye'de. Peki biz ne yapıyoruz. O tarafların ellerine silah veriyoruz. Siz, İslam coğrafyası dışında savaşın yaşandığı bir ülke gördünüz mü 21. yüzyılda. Hayır. Sadece bu coğrafyada yaşanıyor. ve Türkiye neden bunlara alet oluyor."

TBMM'NİN İRADESİNE NASIL İPOTEK KOYARSIN

17 Aralık operasyonu sonrası 4 bakan ile ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesine tepkisini tekrarlayan Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"Bütün bunlar yetmezmiş gibi. Devletin nasıl soyulduğuna tanık olduk. Bir hükümet, bir devleti nasıl soyar. Şimdi karar vermişler, Meclis'te soruşturma yapılıyor, bunlar basına kapalı olsun. Basın bunları yazmasın. Mahkemeden karar çıkartıyorlar. O Hakime soruyorum. Sen yolsuzluk yapanların hamisi misin, sen nasıl o kararı verirsin. TBMM'nin iradesine nasıl ipotek koyarsın. Yargıçsan yargıçlığını bileceksin. Komisyondaki adamlar, karar alınmadan kendi başına yazı yazıyor. Efendim burdaki ifadeler dışarı çıkmasın diye. Diğer adamlar konuşurken aklınız başında değil miydi. Onlar konuşuyordu. Aklınız yeni mi başınıza geldi. Japonya'da yolsuzluk oldu, Japonya yargılamayı TV'den yayınladı ibreti alem olsun kimse yolsuzluk yapmasın diye. Siz yolsuzluk yapanları koruyorsunuz. Davutoğlu'nun danışmanı var sayın Mahçupyan. AKP'ye oy veren İslami kesimin, en az yarısı bir yolsuzluk olduğuna inanıyor diyor. Şimdi o yolsuzluğa inanıp, AKP'ye oy veren İslami kesim olarak kendisini tanımlayan yurttaşlarıma sesleniyorum. Kul hakkı yemenin en büyük günah olduğunu babam öğretti bana. İlk öğrendiğim şeylerden birisiydi. Senin annen baban sana da öğretmiştir. O zaman yolsuzluk olduğuna inanıyorsun neden hala AKP'ye oy veriyorsun? Eğer, AK Parti'ye hala sempati duyuyorsan senden bir ricam var. Kendini Müslüman olarak tanımlama başka bir şey olarak tanımla. Benim bildiğim Müslümanlıkta kul hakkı yemek en büyük günahtır. Şunu artık net söylüyorum. Biz kul hakkı yemiyoruz, yolsuzluk yapmıyoruz, insanın parasını pulunu saymıyoruz. Her kuruşun hesabını vermeyi namuslu görev kabul ediyoruz. O zaman ben düşünüyorum bunları söylüyorum. Sen de düşün sandığa öyle git diyorum."

YENİ YASAYLA İŞVERENLERİN MALINA EL KOYABİLECEKLER

Konuşmasında işverenlere de seslendiğini belirten Kılıçdaroğlu, çıkarılması planlanan yeni yasayla bir işverenin mal varlığına el konulabileceğini belirterek şöyle devam etti:

"Türkiye'nin iyi yönetilmediğini bütün dünya biliyor. Bütün dünyanın, çağdaş dünyanın kafasında temel bir soru var. Ne olacak bu Türkiye'nin hali. Yeni yasalar geliyor. Bütün işverenlerin beni dinlemesini istiyorum. Parlementoya yeni bir yasa tasarısı geldi. Bu tasarıya göre makul şüphe ile bir işverenin mal varlığına el konulabilecek, hapse atılabilecek. Bu dosyaya gizlilik kararı konulduğu andan itibaren, iş verinin avukatı dosyanın içeriğine de sahip olamayacak. 12 Eylül askeri darbe döneminde bile böyle bir uygulama yoktu. Şimdi bu uygulamayı Türkiye'ye getirmek istiyorlar. Topluma korku gömleği giydirmek istiyorlar. Sizlerden isteğim, önümüzde 2015 seçimleri var. Aydın tavrınızı açık ve net sandığa giderken koymak zorundayız. ya demokrasiden savunarak tavrımızı koyacağız ya da diktatörlükten yana tavrımızı koyup, tutumumuzu sergileyeceğiz. Bu ülkede demokrasi yoksa iş veren yatırım yapmaz, yabancı sermaye gelmez, insanlar taleplerini özgürce dile getiremezler. O nedenle 2015 seçimleri bir demokrasi sınavı olacaktır. Herkesten özellikle herkesten istirham ediyorum. Sandığa giderken bir kez daha düşünün. CHP iktidar olursa, sosyal yardımları kesecekmişiz. Hayır niye keselim. Hangi gerekçeyle keselim. Sosyal yardım alan bütün ailelere sesleniyorum. Sosyal yardımlar kesinlikle kesilmeyecek tam tersine en az iki kat artacak. Çünkü biz yemeyeceğiz, yolsuzluk yapmayacağız, cebimizi doldurmayacağız, yandaşı zengin etmeyeceğiz. Bu ülkede yolsuzluğu tarihe gömeceğiz. Bu bizim taahütümüzdür bütün yurttaşlarımızın bilmesini isterim."

TÜRKİYE'DE PARA VAR

Türkiye'nin zengin bir ülke olduğunu bütün meselenin parayı kimin harcayacağı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Biz zaman zaman belirli projeler açıklıyoruz. Geçen seçimlerde de açıkladık. Bize demişlerdi ki, parayı nereden bulacaksınız. 17-25 Aralık yolsuzlukları gösterdi ki, Türkiye'de para var. Türkiye zengin bir ülke. Bütün mesele parayı nerede ve kimin için harcayacağındır. Parayı, yandaşlardan yana değil de çiftçiden, üreticiden, emekçiden, sanayiciden yana harcarsan ülkeyi zenginleştirirsin. Yandaştan yana harcayıp, fakire fukaraya gelince ne yapalım paramız yok dersen, inandırıcı olamazsın. 17-25 Aralık olayları tüm tabloyu ayna gibi önümüze koydu" dedi.

Kılıçdaroğlu daha sonra STK'ların temsilcileriyle görüşmeler yaptı.

SÜ(OA/ )(30.11.2014/FOTOĞRAF-GÖRÜNTÜ)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title