Kılıçdaroğlu: "Dersim Dört Dağ İçinde" Türküsünü İstedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrasya Türk Radyosu'nda, Ahmet Erhan Çelik'ten "Dersim Dört Dağ İçinde" türküsünü istedi.
Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrasya Türk Radyosu'nda, Ahmet Erhan Çelik'in konuğu olarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkülere ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Dersim dört dağ içinde" türküsünü istedi, Ahmet Erhan Çelik, bu türküyü Kılıçdaroğlu'na armağan etti.
"DEVLET ÇÜRÜDÜ"
Yolsuzluk iddialarına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Yolsuzluklar var mı? Var. İnkar eden var mı? Hayır, inkar eden de yok. İşin garip tarafı da bu zaten. Yani yolsuzluk olduğunu herkes kabul ediyor ama, alınacak önlemler konusunda biraz mesafeli duruyor. Bir toplumu içerden çürütürseniz devletin bekası yara almış olur. Devletin içinden çürüdüğünü hep beraber görüyoruz. Ben halkın rüşvet ve yolsuzluk konusunda duyarlı olduğuna inanan birisiyim. Ama seçim sonucu ortaya çıkan tablo, özellikle iktidar partisinin medya gücünü olağanüstü kullanması halkın kafasında bir şüphe olduğunu gösterdi" dedi.
"PARLAMENTODA SORUŞTURMA KOMİSYONLARI KURULACAK"
Parlamento'da soruşturma komisyonlarının kurulacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Parlamento'da soruşturma komisyonları kurulacak ve orada rüşvet alan bakanların kimden ne kadar rüşvet aldıkları, bununla ilgili belgeler, dokümanlar hepsi yeniden görüşülecek ve tartışılacak. Sanıyorum bu doğruydu, yanlıştı tartışmalarını daha da netleştirecek. Halkımız da sağduyuyla bu tabloyu izleyip karar verecek. Yüzde 100 soruşturma komisyonlarından bir sonuç alır mıyız? Sonuçta bu ülkenin bir vicdanı var. Bir şekliyle bu ülkenin temizlenmeye, arınmaya ihtiyacı var. Yani ben rüşvet almadım demek yetmez onu kanıtlaması lazım. Ortada belgeler, fotoğraflar, kasetler var" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANLIĞI KONUSUNDA HALKIN DAHA DİKKATLİ BİR TUTUM SERGİLEYECEĞİNE İNANIYORUM"
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı konusunda halkın daha dikkatli bir tutum sergileyeceğine inanıyorum. Çünkü o makam çok önemli bir makamdır ve o makamda görev yapacak kişilerin çok temiz, duru, arı olması lazım. O makamları kirletmememiz gerekiyor. Bu duyarlılığı herkesin göstereceğine inanıyorum" dedi.
"DERSİM DÖRT DAĞ İÇİNDE GÜZEL BİR TÜRKÜ ASLINDA"
"Dersim Dört Dağ İçinde" türküsünün güzel bir türkü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Oyumuz elbette yani beklentilerimiz çok yüksekti. Beklentilerimiz gerçekleşmeyince doğal olarak biraz üzüldük. Çünkü Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu konjonktüre bakıldığında ya da baktığımızda biz haklı olarak adı yolsuzluğa bulaşmış, rüşvete bulaşmış, ayakkabı kutularından dolarların fırladığı, yatak odalarında para kasaları. Dolayısıyla halkımız biraz daha sert bir sonuç doğuracak bir yapı ortaya çıkarabilirdi diye düşünüyorduk ama olmadı" dedi.
"MAHKEME KARARIYLA ALINAN SES KAYITLARI VARDI"
Ses kayıtlarının mahkeme kararıyla yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Evet bizde çalışmadı. Dediğim gibi yani olayı belki o seçim heyecanı içinde doğru mudur, yanlış mıdır diye bir tartışma süreci içinde götürdük. Biz bunlar doğrudur derken işte hayır bunlar doğru değil, bunlar tümüyle düzmecedir, montajdır diye bir başka görüş çıktı ortaya. Biliyorsunuz Başbakanlık koltuğunda oturan kişi bunu özellikle iddia etti ve bunun arkasında durdu. Ama bugün geldiğimiz noktada bunların doğru olduğunu artık bütün dünya kabul ediyor. Herkes biliyor doğru olduğunu. Ben şunu tabi arzu ediyorum. En büyük arzum da o. Şimdi biraz daha dikkatle dinleyebiliriz ve dikkatle yorum yapabiliriz. Eğer bunlar doğruysa o zaman bir şekliyle bunun hesabının sorulması gerekiyor. Seçimler bitti, olaylar bitti. Şimdi daha rahat delilleri değerlendirebiliriz, olayları görüşebiliriz. Kaldı ki, bu ses kayıtlarının tümü yasadışıda değildi. Mahkeme kararıyla alınan ses kayıtları vardı. Yani bunlar yasadışı değildi" ifadelerine yer verdi.
"YÜZDE 100 SORUŞTURMA KOMİSYONLARINDAN BİR SONUÇ ALIR MIYIZ?"
Soruşturma komisyonlarından sonuç almak için çalışmlarına devam edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Yüzde 100 soruşturma komisyonlarından bir sonuç alır mıyız? Samimi söylemek gerekirse mücadelesini vereceğiz. Yani bir sonuç almak durumundayız. Yani sonuçta bu ülkenin bir vicdanı var. Yani olaylar bu kadar sıradan, rutin olaylar değil. Bir şekliyle bu ülkenin temizlenmeye, arınmaya ihtiyacı var. Yani ben rüşvet almadım demek yetmez onu kanıtlaması lazım. Ortada belgeler var, ortada iddialar var, fotoğraflar var, kasetler var. Bütün bunlara baktığımız zaman bizim bir şekliyle bunu oturup değerlendirmemiz gerekiyor" dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI O KADAR SIRADAN BİR OLAY DEĞİL"
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı o kadar sıradan bir olay değil. Yani her halükarda üzerinde hepimizin durması, düşünmesi gereken bir olay. Ben şöyle düşünüyorum samimi düşüncemi aktarmak gerekirse elbette herkesin gönlünde bir aslan yatıyor, bir yerlere gelmek ister. Ama ben Cumhurbaşkanlığı konusunda halkın daha dikkatli bir tutum sergileyeceğine inanıyorum. Çünkü o makam çok önemli bir makamdır ve o makamda görev yapacak kişilerin çok temiz, duru, arı olması lazım. O makamları kirletmememiz gerekiyor. Bu duyarlılığı herkesin göstereceğine inanıyorum. Samimi düşüncem bu" açıklamasında bulundu.
"AKP TEK BAŞINA İKTİDAR OLAMAYACAKTIR"
Ak Parti'nin önümüzdeki seçimlerde tek başına iktidar olamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Evet anayasayı değiştirmek ve bu çerçevede kendisine uygun bir başarıyı elde etmek istiyor. Hatta oy trendi biliyorsunuz düştü. Yani MHP'nin ve CHP'nin oyları arttı ama AKP'nin oyları düştü. Ama buna rağmen AKP kendisini seçimde çok başarılı olarak lanse ediyor kamuoyuna. Bu gerçeğinde altını özenle çizmemiz gerekiyor. Ne olursa olsun, sonuçta şöyle bir başka gerçek var. Yani oraya da herkesin dikkatini bir şekliyle çekmemiz gerekiyor. O gerçekte şu; AKP oy kaybedeceğini bildiği için önümüzdeki seçimlerde mevcut seçim yasasıyla gidildiğinde Parlamento'da çoğunluğunu büyük bir ihtimalle yitirecektir. Tek başına iktidar olamayacaktır. Şimdiden bunun arayışları başladı. Nasıl bir seçim modeli getiriyim ki ben yine parlamentoda çoğunluğumu korumuş olayım diye. Böyle bir arayış var. Bu biraz tabi bizimde hep beraber dikkat etmemiz gereken bir süreç. O arayışa dikkat etmemiz gerekiyor. İktidar partisi tabi böyle düşünebilir ama sonuçta muhalefet partilerinin de parlamentoda belli bir ağırlığı vardır ve tartışılacaktır. Daha dengeli, yani milli iradenin parlamentoya daha dengeli yansımasının yollarını mutlaka bulmalıyız" diye konuştu.
"A PARTİSİNE VATANDAŞ OY VERİYOR AMA MİLLETVEKİLİNİ B PARTİSİ ÇIKARIYOR"
Dar bölge seçim sistemine ilişkin Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Dar bölge sistemi bizi bitirmez onu ifade edeyim. İkincisi, çalışın kazanın. Bu çok güzel bir söz. Ama çıkaracağım milletvekilini çıkaracağın bir yasayla sen üstleniyorsan, sen götürüyorsan o zaman nasıl çalışacağız? Şöyle söyleyeyim, son seçimlere bakın bu seçimlerde normalde AKP'nin bu kadar milletvekili çıkarmaması lazım. Ama çıkarıyor. Neye göre çıkarıyor? Baktığınız zaman tabloyu görüyorsunuz. A Partisine vatandaş oy veriyor ama milletvekilini B partisi çıkarıyor. Bu olmaz, doğru değil. Bunun üzerinde hepimizin durması gerekiyor. Bu yasalar ne zaman çıktı? 12 Eylül döneminde çıktı. Yani askerlerin iktidarında çıktı. Eğer biz darbeye karşıysak, darbe hukukuna karşıysak o zaman daha demokratik bir yöntem getirmemiz gerekiyor. Yani darbeye karşı olmak sadece lafla değil işle de, eylemle de biz darbeye karşı olduğumuzu ortaya koyalım. Daha demokratik bir Türkiye için mücadele edelim. yüzde 5 oy aldıysa diyelim Türkiye milletvekilliği vardı rahmetli Özal getirmişti. Sonra anayasa mahkemesi iptal etti. yüzde 5 oy aldıysa 5 milletvekili getirsin, yüzde 49 oy aldıysa 490 milletvekili getirsin. Buna benzer pek çok uygulamayı yapmak mümkün aslında daha demokratik. Önce görmemiz gerekiyor samimi söylemek gerekirse. Bakarsınız güzel bir modelde gelmiş olabilir. Yani çok önyargılı değiliz biz illa şu gelsin veya bu gelsin diye. İşe biraz demokratik açıdan bakacağız. Öyle bakmamız gerekiyor. Demokrasimizi güçlendiriyorsa yapılan düzenleme bir sorunumuz yok. Ama demokrasimizi güçlendirmiyor da bir partinin egemenliğine yol açıyorsa o zaman buna da doğal olarak karşı çıkarız."