Kıbrıs Barış Harekatı'na ait objeleri aynı çatı altında topladı
İZMİRLİ Cem Üsküplü, yaklaşık 20 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı'na ait materyalleri toplayıp koleksiyon haline getirmeye başladı.
İzmir Antikacılar Derneği Başkanı Cem Üsküplü, yaklaşık 20 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı'na ait materyalleri bir çatı altında toplamaya karar verdi. Geride kalan 20 yılda savaş madalyaları, askerlere ait materyaller, gazete kupürleri ve birçok farklı objeyi toplayan Üsküplü, hedefinin ilerleyen yıllarda Kıbrıs Barış Harekatı Müzesi açmak olduğunu belirtti. Harekatın 46'ncı yıldönümünde, Kıbrıs Gazisi Şükrü Karaca (69) da koleksiyonunu inceleyip Üsküplü'den bilgiler aldı. Gazi Karaca'nın, zaman zaman duygulandığı da görüldü. Kıbrıs gazisi dayısının hikayeleriyle büyüdüğü için bu koleksiyonu yapmaya karar verdiğini söyleyen Üsküplü, "Kıbrıs gazisi rahmetli dayımın hikayelerle büyüdüm. Ondan edindiğim birkaç savaş hatırası sebebiyle bir koleksiyon yapmaya karar verdim. Geride kalan 20 içinde savaşta yer almış gazilerimizin oradan getirdiği materyallerle zengin bir koleksiyon edindik. Koleksiyonda şansız bir şekilde battıktan Kocatepe Gemisi'nin maketi, rahmetli Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan'a ait paşa asası, askerlerimize verilen üstün cesaret ve feragat madalyaları, gazete küpürleri, askerlerimizin kullandığı farklı objeler bulunuyor" dedi.
'EN KIYMETLİSİ FLAMA'Koleksiyonun en dikkat çeken objesi olan flamayı açık artırmayla aldığını belirten Üsküplü, "Askeri Yunan flaması, koleksiyonumuzun manevi yönden en önemli ve kıymetlisi. Harekata katılan gazilerimiz, bu flamayı ele geçiriyorlar. Ardından da hatıra olsun diye flamanın üzerine notlar düşerek imzalamışlar. Flamada harekata katılanların isimleri, nereden geldikleri ve imzaları bulunuyor. Birkaç yıl önce flamanın, bir müzayede tarafından internet üzerinden satışa çıkarıldığını gördüm. Ben de ilgili olduğum için katıldım. 1 hafta sonunda çekiştiğimiz bir alıcı kaldı. 50 liradan açılan pey 3- 4 bin liraya ulaştı. Son on saniyeye girdiğimizde teklifimizi verdik ve 100 lira farkla flamayı ben aldım. Ardından öğrendik ki karşımızdaki rakip de Selanikli bir Rum'muş. Bizim topraklarımızda kaldığı için gururluyuz" ifadelerini kullandı.'BİT PAZARINDAN ALDIM'Kıbrıs Barış Harekatı Müzesi oluşturmak istediğinin de altını çizen Üsküplü sözlerini şöyle tamamladı: "Eserlerin bir kısmını müzayedelerden satın alıyoruz. Bazı eserleri gazi ve şehit yakınları katkı bulunmak için veriyorlar. Bunların yanı sıra ne yazık ki bazılarını bit pazarlarından, hurda depolarından bulup aldık. Bu şekilde yitip gitmesini önlüyoruz ve gelecek nesillerle buluşturuyoruz. Amacımız koleksiyonumuzu zenginleştirmek. Onun dışında nihai hedefim de Kıbrıs Barış Harekatı için bir müze oluşturup eserlerimizi vatandaşlarla buluşturmak."'GIRTLAĞIMIZA KADAR SUYUN İÇİNDE KALDIK'Koleksiyonu gezen Kıbrıs Gazisi Şükrü Karaca, harekat anılarını da anlattı. Karaca, "Kıbrıs'taki Türkleri soykırıma tabi tutmak istediler. Bu yüzden Türk askeri denizden ve havadan müdahalede bulunmak zorunda kaldı. Rahmetli Dışişleri Bakanı Turan Güneş, dinlemeleri dikkate alarak 'Ayşe tatile çıksın' diyerek operasyonu başlattı. 15 Temmuz 1974 yılında Trabzon 11. Kolordu'da görevliydim. 33 asker ile Kıbrıs'a doğru yola çıktık. Mersin'e varıncaya kadar karşılaştığımız insanlar 'Bizi de Kıbrıs'a götürün' diyorlardı. Mersin'den gemilere bindik ve yola çıktık. Kıbrıs'a yaklaşık 10 mil kala bizi hem havadan hem de karadan vurmaya başladılar. Gemimizin iki tarafına yanaşan çıkarma gemisine askerler ve cephaneler aktarıldı. Ardından da çıkarma yaptık. Geminin kapıları açınca içeri sular doldu ve biz de atladık. Gırtlağımıza kadar denizin içindeydik ancak çabucak çıkmamız gerekiyordu. 100- 150 metre kadar yüzdükten sonra karaya vardık. Yunanlılar çok büyük hazırlık yapmışlardı ancak bizim denizden ve havadan çıkarma yapacağımızı hesap edememişlerdi" dedi.'BİR GECE ANSIZIN GELDİK'Kıbrıs'a vardıklarında Türk vatandaşları tarafından mutlulukla karşılandıklarını belirten Karaca, "Gittiğimizde katliam başlamıştı. Serdar ve Değirmenköy'de toplu katliamlar yaptılar. O dönemlerde Rum radyolarından, 'Bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin' şarkılarını çalıyorlardı. Amaçları moral bozmaktı. Ancak 20 Temmuz günü, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' şarkılarıyla yardıma koştuk. Ocakta pişen yemeğini Mehmetçiğe veren anneler, kardeşleri gördük. Tam bir bayram havası vardı. Biz yalnızca Kıbrıs'taki Türklerin katliamını önlemek için oraya gittik. Tek gayemiz vatan ve millet sevgisiydi" ifadelerini kullandı.- İzmir