Kesintisiz Eğitimden Vazgeçilmeli

Yazılı bir basın açıklamasında bulunan SOFUOĞLU, Manisa'nın LYS'de ki başarısını da kutlayarak şunları söyledi:

LYS'de Manisa'nın başarı sıralamasından 6 sıra yükselmesini olumlu buluyor, emeği geçen tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda iller sıralamasında daha yukarılara çıkmasını temenni ediyoruz.

Başarının yükselmesi; Eğitim-Öğretim hizmetlerindeki öğretmen açığının giderilmesi, okulların fiziki sorunlarının giderilmesi, hizmetli ve lojistik sorunlarının giderilmesi ve sınıf mevcutlarının Avrupa standartlarına düşmesiyle de ilgilidir.

Ancak eğitim sistemimizde koordinasyon eksikliği olduğunu düşünüyoruz. Bu eksiklik, eğitimde bilinçli vatandaş yetiştirme konusundan, mezunların istihdam sorunlarına, eğitim sistemimizdeki iyileşmelerin ülkemizin kalkınması ile paralelliğinden, ekonomik gelişmeyle birlikte değerlerimizden uzaklaşmamız şeklinde kendini göstermektedir. Bu da ülkemize zarar veriyor. Enerjimizin boşa gitmesine yol açıyor.

Eğitim sistemimizde, ilköğretim ve ortaöğretimde öğrenci yetiştirmeden sorumlu olan Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretimden yüksek öğretime geçişte ise daha çok YÖK söz sahibidir. Bu kurumların arasında pratikte eşgüdüm olmadığı kanaatini taşıyoruz. Bu geçişte sınavların sadece elemeye dönük olması, rekabetin eleme üzerine kurgulanmış olması, sadece test çözmeye endeksli bir yapının sürdürülüyor olması büyük bir sıkıntı olarak karşımızda duruyor. Çocuklarımızın önüne tek hedef koyuluyor: Arkadaşlarını elemek. Milyonların girdiği bir sınavda ne kadar çok arkadaşını elersen o kadar niteliklisin, liyakatlisin deniliyor. Onların önlerine ahlaki, erdemli değerler koymuyoruz. Çocuğu hayata hazırlamaktan yoksunuz, toplumsal değerlerin aktarılıp yaşatılmasını sağlamaktan yoksunuz..

Bugün geldiğimiz noktada 28 Şubat sürecinin etkisi büyüktür. 28 Şubatı yapanlar "Bin yıl sürecek "diyorlardı. Ancak 28 Şubatçıların Türkiye'yi kaosa sürükleme amacının tutmadığını görüyoruz. Darbecilerle oluşturulan tablo değildi, vesayet kırılma sürecine girdi. 28 Şubat sürecini oluşturanların vesayeti kalıcı kılmak için yaptıkları en önemli kötülük, eğitimi 8 yıl kesintisiz hale getirmekti. Birinci amaçları İmam Hatip Liselerinin önünü keserek buna bağlı olarak da din eğitimini, hafızlık eğitimini bitirmek, meslek okullarına rağbet eden Anadolu insanın önünü kesmekti.

Bugün geldiğimiz noktada 12 yaşına gelmeyen bir çocuğunun yaz tatilinde Kur'an kursuna gitmesinin önündeki engel hala durmaktadır. Çocuklarımızın camilere dua öğrenmeye gitmesinin önündeki engel hala durmaktadır. 15 yaşına erişmemiş çocuğunun, hafızlık eğitimi almasının önündeki engel hala durmaktadır. İmam hatip Liseleri'nin orta kısımlarının kapısında kilit hala durmaktadır.

Çocuğumuzun 15 yaşını bitirene kadar kesintisiz eğitim modeline kurban edilmesini hedefleyen 28 Şubat uygulamaları durduğu müddetçe, eğitimde fırsat eşitliği çabaları, 28 Şubatların dayattığı eşitsizliğin gölgesi altındadır.

Milli Güvenlik derslerine hala askerler girmektedir. Bu askerler sanki müdürlerin komutanları gibidir. Bu tablo sivilleşmeye uygun bir tablo mudur? Vatan, millet, bayrak sevdirilecekse bunları sivil öğretmenler yapamıyorlar mı? Yoksa eğitim sistemimiz sivillere güvenmiyor mu?

28 Şubat sürecinin Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun " Karma Eğitim Genelgesi" hala yürürlüktedir. Bunun çağdaşlık falan olmadığı, tam tersine eğitimin, bilimin temel verilerini inkâr eden bir dayatma olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir.

Evet, bunlar halledilmeden, kimse vesayet sona ermiştir diyemez. Eğitimdeki vesayetin ortadan kalkması için 13 yıl kesintili eğitime (1 yıl anasınıfı, 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul, 4 yıl da isteğe bağlı lise) geçilmesi gerekmektedir. Bu uygulamanın alt yapısı hazır bulunmaktadır. Ayrıca Milli Eğitim Şurası'nda da bu modelin uygulanması kararı alınmıştır. Artık kesintisiz eğitim zulmünün bir an önce bitirilmesini temenni ediyoruz.