Haberler
CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

Asgari ücret için ilk toplantı 10 Aralık'ta

Asgari ücret maratonu başlıyor! İşte merakla beklenen tarih

Türk-İş Başkanı Atalay'dan asgari ücret çıkışı: Ortada dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil

Türk-İş Başkanı Atalay'dan gündem yaratacak asgari ücret çıkışı

Piyasaları alt üst eden sahte dolar skandalı akıllara Saddam'ın yaptığını getirdi

Sahte dolar skandalı akıllara Saddam'ın yaptığını getirdi

Keşan'da Kuru Fasulye-Pilavlı Toplu Sözleşme Geleneği Devam Etti

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Keşan Belediyesi'nin Geleneksel Kuru Fasulye Pilav Gününe DSİK Genel İş Genel Başkanı Kani Beko'da katıldı.

Keşan Belediyesi'nde 135 işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin bir süre önce imzalanmasını ardından geleneksel hale getirilen Kuru Fasulye-Pilavlı Toplu Sözleşme geleneği devam etti.

18 Mart 2014 Salı günü Keşan Köşk Düğün Salonu'nda saat 12.00'de başlayan yemeğe Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, DİSK/ Genel İş Genel Başkanı Kani Beko,CHP Keşan ilçe Başkanı Vedat Koyuncu,DİSK Genel İş Trakya Şube Başkanı Salim Şen, DİSK Genel İş Trakya Bölge Temsilcisi Arif Kuday ile Keşan işyeri Temsilcileri Fikret Özdemir,Mustafa Atılgan ve Nazif Meriç ile belediye meclisi üyeleri ve işçi-memur ve taşeron olmak üzere çalışanlar ile belediye meclis üyeleri katıldılar.

Burada ilk olarak konuşan DİSK Genel İş Trakya Şube Başkanı Salim Şen,öncelikle tüm katılanlara "Hoşgeldiniz" dedikten sonra şunları söyledi "Uzunca bir aradan beri geleneksel hale getirdiğimiz Kuru Fasulye Pilavlı Toplu Sözleşme töreninde yeniden bir araya geldik.Bunlar bizim için özel ve mutlu günler.Bildiğiniz üzere bundan önceki yemeğimizi 2011 yılında yine çok büyük bir katılımla gerçekleştirmiştik.Keşan Belediyemizde uzun yıllar gerçekten toplu sözleşmelerimizi imzalanması noktasında çok ciddi kazanımlar elde ettik.Bununla birlikte bölgemiz içersinde Keşan Belediyesi örgütlenmemiz anlamında çok önemli bir işyeri.Sevgili başkanımızla yaptığımız 5.Toplu iş Sözleşmesi oluyor.İnşallah undan sonra da yeni toplu sözleşmeleri de hep birlikte burada kutlayacağız.Doğrusunu söylemek gerekirse bir oturumda idari maddeleri bir oturumda da parasal maddeleri tamamlayıp kısa sürede toplu sözleşmeleri imzaladığımız bir işyerimiz Keşan Belediyesi.Değerli dostlar çok yakın bir zaman içersinde bildiğiniz gibi 30 Mart'ta bir yerel seçim yaşayacağız.Bunun arefesinde böyle bir sebeple bir araya gelmiş olmamız da ayrı bir önem arz ediyor.Biz belediye çalışanları olarak yerel seçimler bizler için çok daha önemli ve farklı.Normal vatandaşlar kendilerine bir belediye başkanı seçerken bizler aynı zamanda bir de işveren seçiyoruz.Bunun için bu seçim bizim için daha da önem arz ediyor"

Şen'den sonra söz alan DİSK Genel Başkanı Kani Beko'da,konuşmasına başlamadan önce bu sözleşmeyi gerçekleştiren başta Keşan Belediye Başkanı olmak üzere tüm işçilere hayırlı olmasını diledi.

Gece gündüz demeden işçilerin menfaatlerini geliştirmek için çalışmalarını sürdürdüklerine vurgu yapan Beko, şunları aktardı: "Bizim görevimiz işçilerin ekonomik, siyasal, sosyal haklarını korumak ve kollamak. Bu ülkede maalesef 1 milyona yakın insan aç yatıyor. 5 milyona yakın insan da işsiz insanlarımız var. Bu ülkede 300 bine yakın öğretmen var. Bu öğretmenler intihar ediyor. Devlet kurumları özelleştiriliyor ve AKP iktidarına yakın olan taşeronlara teslim edildi. Devlet işletmelerinde taşeronlaşma sistemi başladığından bu yana 12 bine yakın işçi arkadaşımızı kaybettik. Bunlar bakanlığın istatistiklerinde var. Sonuç Avrupa'da 1. Dünyada 3. konuma geldik. İş kazalarında Uganda gibi ülkeleri bırakan konuma geldik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplandığında bizi de görüş ve düşüncelerimizi almak için çağırdılar.Masada 1.nci altı ay için %3 2.nci altı ay için % 3 zam verdiler.Ancak bu daha sonra durduruldu.17 Aralık'da sabah erken saatte bir uyandık ki bambaşka bir Türkiye.Yani o gün asgari ücretle çalışan arkadaşlarımıza 30 TL maaşına 1 TL yevmiyesine zam vermeyi utandılar.Daha sonra yapılan görüşmeler sonrasında Sayın başbakan %3 + %3 yetmez % 4 + % 4 vereceğiz dedi.Sonuç itibariyle asgrai ücretle çalışan arkadaşlarımızın maaşına 30 TL değil 40 TL zam yaptılar günlük yevmiyeye de 1 TL değil 1.5 TL zam geldi.Bu zamla ancak 1 simit 1 ay alabilirsiniz.Onun yanında bir dilim peynir bile yok.Ülkede Asgari ücretlşe çalışan 5ç5 milyon kişiye öngördükleri zam bu hükümetin.Başbakan Türkiye'de barı,kardeşlik adelet için yollara çıkan insanlara çok şiddetli bir şekilde TOMA'ları gönderdi Polisi gönderdi.Savcılara talimat verdi,bunların kanadını kıracaksınız kolunu kıracaksınız dedi.7 tane gencecik evladımızı kaybettik.

Onbinlerce insanımız gözaltına alındı.Sonuç itibariyle başbakan dedi ki evet bu polis benim polisim,bu savcı benim savcım ve polisleri ödüllendiren bir başbakan,onlara ikramiye verdi. Hatırlarsanız Ergenekon'dan dolayı tutuklanan ve diğer davalardan tutuklananlar için de ben bu davanın savcısıyım dedi. Nereye kadar 17 Aralık'a kadar. 17 Aralık'ta bir baktık ki Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunu. Bu soygunu yapan kimler 4 tane bakanın çocukları ve başbakanın oğlu. Tapeler böyle. Ses kayıtları da böyle. Şimdi geldiğimiz noktaya bakın.Çanakkale'de 17 yaşında bir çocuk duvara Faşizme Ölüm diye yazmış.Bu çocuk hakkında soruşturma açıldı. Bu çocuğun babası ded ki gel oğlum ben seni adalete teslim edeceğim.Yani sonuçta babası adalet yargı senin hakkında karar verecek dedi adalete teslim etti.Aynı dönemlerde sayın başbakan ve tarihin en büyük yolsuzluğunu yapan 4 bakanın çocukları ve başbakanın oğlu, hatırlarsanız ben bu ülkenin başbakanıyım, ben başbakan olduğum müddetçe benim oğlumu hiç kimse yargılayamaz dedi ve yargılatmadı. Ama burası Türkiye bugün senin çocuğun belki sen başbakansın diye yargılanmamış olabilir ama bir gün elbette senin çocuğunda yargılanacak, o dört bakanda sende kesinlikle Yüce Divana gideceksiniz çünkü biz bundan eminiz artık. Trakya topraklarına sahip çıkın bu topraklar harika topraklar. Biz böyle toprakları seyretmeyi bile özlemişik.Ben diyorum ki sevgili arkadaşlarım, sevgili kardeşlerim 2002 yılında AKP Hükümeti çıkarmış olduğu kotalar sonrası bizim o güzelim 3.5 milyona yakın köylümüz kotalardan dolayı şehirlere gitti.Kotalar kime geldi pamuğa geldi şekere geldi.Daha sonra ne oldu. Hatırlarsanız Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası , bizim dedelerimiz, bizim babalarımız, işçilerin kalesi dediği Tekel Fabrikası'nı bunlar sattı. Şeker fabrikalarını bunlar sattı. Sümerbankları bunlar sattı. Devlet Demiryolları, Karayolları, Hava Yolları kesinlikle onlara yakın olan taşeronların elinde. Oysa bunların temelinde sizlerin de bizlerin de dedelerimizin de babalarımızın da payı vardı. Bunlar bizim malımız mülkümüz.Şimdi geldiğimiz noktaya bakın arkadaşlar bugün Türkiye 2013 yılında 150 Milyar dolar ihracat yaptı, 250 Milyar dolar ithalat yaptı. Cari açık 100 milyar dolar. Bu ülkenin ekonomiden sorumlu bakanı 1 trilyona yakın bir kol saati takıyor.Şimdi bu durumu anlıyorum ben.Cari açık demek işsizlik demek, cari açık demek açlık demek yani siz kendi topraklarınızdan insanları üretimden koparırsanız onlar işsiz kalır aç kalır. Ondan dolayı biz yarınlarda bu siyasal iktidara karşı toplumsal muhalefet içinde yerimizi alarak bu mücadeleyi yüceltmemiz lazımdır. 30 Mart'ta belediye seçimleri var. Biz belediye seçimlerinde demokrasiye inanan, insan hakları, barış, kardeşlik sendikal hak ve özgürlüklerden yana olan belediye başkanlarımızı destekleyeceğiz. Ben buraya gelmeden önce şube başkanımızla konuştum. İşçi arkadaşlarımla da görüştüm.Temsilci kardeşlerimizle de görüştüm. Zannederim ki işçi arkadaşlarımız kararını vermişler.Sayın başkanı destekleme kararı almışlar.Ben de onlar gibi düşünüyorum ben de onların yanındayım. 340 Mart'ta yapılacak seçimlerde sizlerle birlik beraberlik içinde olacağım duygusuyla , tekrar Toplu İş Sözleşmesine emeği geçenlere teşekkür ediyorum hayırlı olsun diyorum.Sagılar sevgiler sunuyorum"şeklinde konuştu.

Daha sonra Beko'ya DİK Genel İş Keşan temsilciliği adına bir buket çiçek hediye edildi.

Beko'dan sonra söz alan Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan'da,şu anda çok mutlu bir gün yaşadıklarını belirterek "10 yıldır sizlerle beraber çalışıyorum. 5.Toplu İş Sözleşmesini imzaladım. Sizlerle 5 Toplu İş Sözleşmesini çay içerek,kahve içerek dostça sohbet ederek yaptık. Ama bizden önce bunun için Ankara'ya gitmek zorunda kaldı arkadaşlarımız .Bir sosyal demokrat belediye başkanı olarak biz CHP'liler emeğin karşılığını almasından yanayız.Çalışan tüm insanların bir güvence altında olmasından yanayız. Herkes evine yaptığı iş doğrultusunda insanca geçinebilecek kadar bir gelir alması lazım, bundan yanayız.Ama bakıyorum ki son yıllarda sendikal örgütlenmeler ve kayıtlarda ciddi şekilde azalmalar olduğunu görüyoruz.Sayın başkanımızın az önce ifade ettiği gibi bu tür kamu kurumlarının özelleştirilmesiyle sendikal faaliyetlere darbeye orda vurulmaya başlandı. Ondan sonra tabii ki iş kazası konusunda dünyanın en önde giden ülkelerinden oluruz. Ben de istemiyorum taşeron işçi çalıştırayım.Sendikalı arkadaşlarıma son yaptığımız sözleşmede % 14 zam verdik. Gelecek yıl için de enflasyon+ % 3 zam verdik.Ortalama yevmiye günlük 95 TL oldu. Hizmet alımı yaptığımız arkadaşlarımıza da gecikmiş maaşlarımız var. Sendikalı arkadaşlarımıza verdiğimiz maaşla diğer hizmet alımları arasındaki maaşlar aynı değil. Kurum olarak aynı versem bu maaşları bir gerçekliğimizde var.Anahtarı teslim etmemiz lazım.Bu da bir gerçek. Ama bir denge olmasından yanayım. Denge olması da gerekir. Biz CHP olarak iktidar olduğumuzda sendikal faaliyetlere alabildiğince desteklenmesine bu dengesizliğin ortadan kaldırılmasına parlemontada engel olmaya çalışacağız. Sendikaların bağımsız kurumlar olması gerektiğine inanıyorum ben CHP2nin sendikası olsun istemiyorum. Sendikal faaliyetler bağımsızdır. Kendileri üretirler ve süreç içersinde uygulamaya koyarlar.Biz memur arkadaşlarımız ile de toplu sözleşme yaptık. Belediye çalışanlarımızda bir tek hizmet alımı olarak çalışan arkadaşlarımızın sendikal şemsiyesi yok. Gönlümüz arzu eder ki yasal değişiklik olsun onları da bu şemsiyenin altına alalım.Değerli dostlar 30 Mart'ta açıkça desteğinizi bir daha istiyorum. Benim belediye başkanı olmam arkadaşlarımın meclis üyesi olması bizim açımızdan çok önemli bir şey değil.Ama 17 Aralık'tan sonra artık bir şeyler dolmuş dolmuş taşmış ortalığa saçılmış bu rezaletin bir daha yaşanmaması için Cumhuriyet tarihinde değil ondan önceki devletlerimizin tarihinde bile böyle rezillikle yaşanmadı.Çalma,çırpma hak hukuk tanımama, kanun nizam bilmeme .Padişahlar bile yapamıyordu böyle bir şeyi.Bunların önlenmesi açısından ülkemizin daha iyi yönetilmesi açısından çok önemli.Nüfusumuz 76 milyona çıktı.Nüfusumuz her geçen gün artıyor.Bu nüfusa gerek iş imkanları açmak,okullarını yapmak hastanelerini yapmak geçimini sağlamak , eğitmek ulaştırmak devletin asli görevleridir.Bir de bu insanları insanca yaşatmak.Bir devlet çatısının hedefi amacı toplumunu rahat içersinde yaşatmaktır.Bugün resmi rakamlara göre baktığımızda ülkemizde 5 milyon insan işsiz.Batı bölgeleri bu konuda duyarlı ama umarım Türkiye'de suyun ötesi de bu duyarlılığı gösterir.Hepinize afiyet olsun nice Toplu Sözleşmeler imzalamak üzere"dedi.
Daha sonra Özcan'a Keşan İşyeri Temsilcisi Fikret Özdemir tarafından bir çiçek takdim edildi.
Törende son olarak konulara kuru fasulye, pilav,ayran ve tatlı ikram edildi.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title