Kerkük İl Meclis Üyesi Kerkük'te Çatışma Gecesini Anlattı (1)
Kerkük İl Meclis Üyesi Türkmen Ali Mehdi Sadık Irak Ordusu ve Haşdi Şabi Birliklerinin başlattığı operasyonların perde arkasını DHA muhabirine anlattı.
Kerkük İl Meclis Üyesi Türkmen Ali Mehdi Sadık Irak Ordusu ve Haşdi Şabi Birliklerinin başlattığı operasyonların perde arkasını DHA muhabirine anlattı. Kerkük İl Meclis üyesi Türkmen Ali Mehdi Sadık Kerkük'ün alındığı gece ve öncesinde gerek askeri, gerekse siyasi alanda neler yaşandığını dile getirdi.
Mehdi Sadık o gece tüm Türkmen liderlerin çok sıkı koruma altında sürekli olarak yer değiştirdiklerini belirterek, özellikle sayıları yaklaşık bine yakın peşmergenin Kerkük'e girdiğini anlattı.
Sadıko gece yaşadıklarını şöyle anlattı: "O gece Irak hükümetinin tüm çağrılarına karşı KDP peşmerge grubu teslim olmak istemedi. Ama KYB peşmergeleri çekildiler. Irak ordusunun gücünü görünce. Bunu herkes bilsin devlet devlettir. Devletin karşısında kimse duramaz. O gece biz hakikaten çok zor günler yaşadık. Kerkük'ün Eski valisi Necmettin Kerim bütün Kürtleri caddelere silahlı olarak çağırdı. Sanki Irak ordusu düşman bir ordu gibi geliyor. Halbuki Irak anayasasına göre Kerkük ve tüm kasabaları Irak'ın kontrolü altında olması gerekiyordu. Büyük çatışmalar olmadan KYB peşmergeler geri adım attı, Irak ordusu 3,4 saat geçmeden Kerkük'ün bütün etrafını kontrol altına aldı. İlerleyen saatlerde petrol kuyularının kontrolünü ele aldılar. O gece Türkmen liderler 3,4 yer değiştirdiler. Bizim korkumuz PKK'nın çatışması idi. 700 ile 1000 arasında PKK'lı vardı. Bir gün önce şehir merkezinde yürüyüş yaptılar. Bizim korkumuz PKK değildi, ancak bizim de kendimizi koruyacak pek gücümüz yoktu. Onun için sürekli yer değiştirdik"
"Biz Kerkük için 10 yıl önce çözümü vermişiz. Çözüm Kerkük'en özel federe olarak yönetilmesidir. Biz duyuyoruz ki başka özel projeler var. Kerkük Süleymaniye ile, Kerkük Halepçe ile bir özel federe olacak gibi. Biz kesinlikle buna karşıyız. Ne yaptık yani Erbil'den çıktık Süleymaniye ye bağlanacağız bunun gibi. Burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin hükümetinin yeri olması lazımdır. Tabi ki Bağdat merkezi hükümet ile anlaşarak. Bizim de ve Türkiye'nin de bildiği Kerkük özel federe projesini bir an önce hayata geçirmemiz lazım. Başka çözüm geçici olur Kerkük için. Ama özel Federe çözüm kalıcı olur ve bundan herkes yararlanır."
"O geceden önce Süleymaniye'de bir hareketlilik vardı. İranlı komutan Kasım Süleymani Süleymaniye de idi. İran,Türkiye ve Irak hep beraber Talabani gücü üzerinde bir baskı oluşturulduğu ve siz savaşmayın bu işe karışmayın çekilin denildiği konuşuluyor. Bunlar doğru mu?" sorusunda ise şöyle yanıt verdi: "Kerkük operasyonundan önce Rahmetli Celal Talabani'nin oğlu ve hanımı önemli demeçler verdiler televizyonlarda. O demeçlerin anlamı biz savaşmayacağız. Biz Irak ordusuna karşı olmayacağız. Biz barıştan yanayız. Biz Kerkük'te kan dökülmesini istemiyoruz. Bu art arda gelen demeçlerın mesajı herkes tarafından alındı. KYB artık peşmergelerini çekecek ve savaşmayacaktır. Toplantılar oldu, İran ve Türkiye'nin etkisinde oldu ve bilgileri dahilinde oldu. Ama bizim talebimiz şimdi Kerkük'te yönetim kurulacak. Vali seçilecek meclis başkanı seçilecek. Biz bunun en iyi şekilde seçilmesini ve 10 senedir yapılan hataların düzeltilmesini istiyoruz. Bu yapılan hataların yeniden yapılmasını istemiyoruz. Nedir bu hatalar Kerkük'e Kerküklü olmayan yüz binlerce Kürt yerleştirildi. Kerkük'ün yönetiminin yüzde 80'i Kürtlerin elinde oldu. Bunları iade etmek için, tabi bunu biz yalnız yapamayız. Bize manevi ve siyasi destek gerekiyor. siyasi destek te merkezi hükümeti siyasi baskı yapılması ile olabilir."
Meclise IKYB Bayraklarının asılması sorusunda ise şöyle yanıt verdi: "Biz bu kararın ardından Valiye gittik ve bu hatadır bunu yapmayın dedik. Ama maalesef bizi dinlemediler. Toplantıya Türkmenler ve Araplar katılmadık. Bu yanlış hesabın bedelini bütün Kürtler ödedi. Ardından referandum yaptılar yine uyardık ancak bütün Kürtler zarar gördüler. 2003 ten bu yana Kürtler hep kazanımdaydı. Bundan sonra da hep zarar görecekler. Bunun hatasını Kürt halkı Barzani'nin yanlış kararları ile gördü. 2003 te Kerkük'ün nüfusu 857 bin idi. Yüzde 60'ı Türkmendi. Bugün Kerkük'ün nüfusu 1 milyon 500 bin, yüzde 25, yüzde 30 Türkmen di. Kerkük'e yerleştirilen yaklaşık 50 bin aile Kerküklü değil bu yaklaşık 200 bin nüfustur. Kürt halkanın nüfus yoğunluğu çoktur. Zaten 2005 ten bu yana seçim olmamıştır bizim şikayetimiz üzerine nüfus kütüklerinde oynandığı için. Biz bu yanlışın bir an önce düzeltilmesini istiyoruz"
Petrol kuyularına ilişkin Sadık şunları söyledi,: "KDP Kerkük petrol kuyularına el koydu. Petrol ihracatı yaptı. Bunların hepsi Irak anayasasına aykırıdır. Başbakan İbadi ve parlamento bunlara karşı karar çıkardı. Kürtler bu karara uymadılar. ve merkezi hükümet 2014 ten önceki duruma dönülmesi ve petrol kuyularının kontrolünün yeniden sağlanması için harekete geçti. Bu bütün Iraklıların istediğidir."
Türkiye'ye ilişkin ise şunları kaydetti: "Ben 2003 ten bu yana Kerkük İl Meclis üyesiyim. Hep Türkiye'den talep ettik ki daha etkin olsun Irak'ta. Daha etkin bir siyaset kullansın Türkmenler için. Belli bir siyaset vardı, ancak bunun gücü ve etkisi bizim için değildi. Bugün yeni bir Kerkük oluyor ve burada. Özellikle Kerkük'te Telafer'de Türkmenli bölgelerde. 500 bin Türkmen göçmen durumundadır bugüne kadar. Bunların geri dönmeleri için köylerinin kasabalarının yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bizim ekonomik desteğe ihtiyacımız var. Ama Türkiye'nin Türkmen siyasetini Türkmeneli bölgelerinin yeniden yapılanmasında etkisinin olmasını istiyoruz. Telefar'den bir kapı açılsın. Oranın ekonomisi güçlensin. Kerkük'te artık bir Türkiye'nin konsolosluğunun açılmasının zamanı geldi. ve açılsın istiyoruz."