Kerbela Zalimin ve Mazlumun Belirdiği Yerdir"
Yazar Ahmet Turgut: "Kerbela bir mekteptir.
Kerbela vakası hakkındaki kitapları ve araştırmalarıyla tanınan yazar Ahmet Turgut, Kerbela'nın "mektep" olduğunu, müfredatında da Kur'an ve sünnet bulunduğunu belirterek, "Kerbela tam olarak anlaşılamıyor. Kerbela, zalimin ve mazlumun, Hakk'ın ve batılın apaçık belirdiği yerdir" dedi.
AA muhabirine Kerbela tarihi hakkında değerlendirmelerde bulunan Turgut, muharrem ayında, özellikle 10. gününde Kerbela matemi, Ehl-i Beyt, Hazreti Hüseyin ve 72 yareninin şehit edilişinin hatırlandığını söyledi.
O gün Hazreti Hüseyin'in yanında kadınlar ve çocuklar dahil 100 kişi bulunduğunu belirten Turgut, "Aşura günü, cumaydı. Katiller ordusu cuma namazı kılıyor, salli-barik dualarını okuyor yani Peygamberimize ve evlatlarına şan ve bereket diliyorlar. Namaz bittikten sonra az evvel dua ettikleri şahsiyetleri teker teker yakalayıp, öldürüyor, lime lime parçalıyorlar. Buradaki motivasyonu anlamak istemeyenler, bugün Ortadoğu'da yaşananların temel motivasyonlarını anlayamazlar. Petrole ve dünya siyasetine bağlı analizlerle yetinirler" diye konuştu.
"Kerbela'da sınıfsal mücadele yoktu"
Ahmet Turgut, kastın asla mezhep ve etnisite savaşları olmadığını ifade ederek, Kerbela olayının iki tarafında da zenginler ve fakirler, anadilleri Arapça olan ve olmayanlar bulunduğunu, sosyalist bakışın sunduğu gibi Kerbela'da sınıfsal mücadele olmadığını anlattı.
Kerbela'da mezhepsel noktada iki farklı kimlikten insanların da olmadığını dile getiren Turgut, zira ehl-i sünnetin ilk imamı Ebu Hanife'nin bu olaydan 20 yıl sonra doğduğunu söyledi.
Yazar Ahmet Turgut, şu bilgileri verdi:
"Peki, kimdi Kerbela'nın tarafları? Bir yanda Muhammedi ilmin ve ahlakın varisleri vardı. Ötede ise tahrif edilmiş, muharref bir din algısının bağlıları…Bir ayet üzerinden konuyu genele taşıyabiliriz. Ali İmran Suresi'nin 31.ayeti mealen şunu söyler; 'Allah'ı seviyorsanız Resulüne uyun. Ona uyun ki, Allah da sizi sevsin. ve böylelikle kurtuluşa eresiniz.' Kelimelerin birebir ifade ettiği mana gayet açık. İsterseniz aynı ayeti bir de diyalektik okuyalım. O vakit görürüz ki, ilerleyiş şöyledir; 'Sev, sevdiğine itaat et, onun sevgisini kazan ve kurtul!' Kerbela'da Hazreti Hüseyin ve Ehl-i Beyt yarenleri tastamam bu silsileye tabi oldu. Sevilmeleri üzerilerine farz olan kimseleri sevdiler. İtaatlerini ona sundular ve Hakk'ın sevgisiyle asıl kurtuluşa uzandılar.
Peki, karşı taraf ne yaptı? İki farklı tavır silsilesi gözlemliyoruz. İlk tavrın sahipleri aktif kötülerdi. Onlar zaten şerrin oyun kurucuları. Dönemin despotları olan Emevi Hanedanı. Onlar yukarıda bahsi geçen silsile de ilkin kurtuluşa yöneldiler. Kurtuluşu ise dünyalık menfaatlerde aradılar. Böylesi menfaatler için kime itaat etmeleri gerektiğinin de farkındaydılar. İkinci tavrın sahipleri ise pasif kötülerdi. Rüzgara uydular. Yani önce itaat ettiler, sonra da itaat ettikleri oluşumu sevdiler."
Bu bakışın evrensel normla bireye aktarıldığında sevgi ve itaatin "paket menü" olduğunun görüleceğini söyleyen Turgut, "Ya sevdiğine itaat edersin ya da itaat ettiğini seversin. Bu şekilde baktığınızda şunu da anlarsınız ki; Kerbela bir mekteptir. Müfredatında Kur'an ve sünnet vardır. Öğrencilerine insanı anlatır. Hazreti insanı… ve Kerbela'nın imamı; ölüleri değil, dirileri yıkayandır" değerlendirmesini yaptı.
Turgut, anlattıklarının Kerbela'ya dair yüzlerce şiardan sadece birkaçı olduğunu, genel değerlendirmeler ve etütler yaptıkça bugüne dair reçetelerin nasıl hazırlanacağının daha rahat görülebileceğini ifade etti.
Meselenin şuur ile ilgili olduğunu vurgulayan Turgut, "Muhammedi ilim ve ahlakı kuşanabilme, onu günümüzde ete kemiğe büründürebilmekle ilgili. Ama asla ve asla etnik, sosyo-ekonomik veya mezhepsel takıntılarla değil. En azından Kerbela'yı mektep bilip, bu okulun içerisinde eğitilmek, Hakk'ı sezmek ve yaşamak isteyenler için değil" dedi.
"Kerbela zalimin ve mazlumun, Hakk'ın ve batılın apaçık belirdiği yerdir"
Yazar Ahmet Turgut, Kerbela'nın tam olarak anlaşılamadığını vurgulayarak, Kerbela'nın zalimin ve mazlumun, Hakk'ın ve batılın apaçık belirdiği yer olduğunu söyledi.
Bugün herhangi bir zulme tanık olunduğunda, zalimi de teşhis edince "Filanca yer ya da olay, bu asrın Kerbelasıdır" denildiğini belirten Turgut, şöyle konuştu:
"Bu, sıklıkla tekrarlanan bir durumdur. Şunu asla unutmamalıyız; Kerbela'da aslolan Yezid'e veya Yezidliğe değil, Hüseyniliğe şahitliktir. Sırf zulüm yaşandığı için bir beldeye 'Bugünün Kerbelası' diyemeyiz. ya da sırf birtakım zalimleri teşhis etmek için Kerbela çağrıları yapamayız. Aynı şekilde Hüseynilik mağdur olmak veya zalimle çatışıyor olmak da değildir. Güçlüyken veya güçsüzken, direnirken yahut yönetirken Muhammedi ilim ve ahlak üzere tavır geliştirebilmektir. Aksi takdirde Che Guevera ile Hazreti Hüseyin'i aynı ligin profesyonel muhalifleriymiş gibi algılarız."
Hazreti Hüseyin'in, "Üzerinde kul hakkı olanlar, evlad-ı resulle birlikte şehid olamazlar" diyerek düzinelerce insanı Kerbela'ya kadar kendisiyle gelmelerine rağmen geri gönderdiğini hatırlatan Turgut, " Hz. Hüseyin, haklı olmak kadar haklı kalmanın da önemli olduğunu gösterdi. Davasını asla kirletmedi. Kirletebilecek olanlara müsaade etmedi. Herhangi bir mağduriyeti, başkaca bir haksızlığın mazuriyeti olarak görmedi, göstermedi" ifadelerini kullandı.
Ahmet Turgut kimdir?
Yazar Ahmet Turgut, 2005-2011 yılları arasında başta "Kurtlar Vadisi" ve "Ekmek Teknesi" olmak üzere birçok televizyon dizisi ile "Kurtlar Vadisi Irak", "Gladio" ve "Kurtlar Vadisi Filistin" sinema filmlerinin senaryo ekiplerinde yer aldı.
Türk ve dünya atçılığının konu edildiği "Asaletin Dört Nalı" isimli belgesel serisinin metin yazarlığını ve yönetmenliğini yapan Turgut, 2010 yılında ilk romanı olan "Bozkırın Sırrı-Türk Peygamber"i yazdı.
Turgut, "Aşkın Şehidi (2011)", "Aşkın Elçisi (2012)" ve "Aşkın Secdesi (2013)" romanlarından oluşan "Kerbela Serisi" ile yurt içinde ve dışında yüz binlerce okura ulaştı. İlk deneme eseri "Allah Aşkına"yı bu yıl sevenleriyle buluşturan Ahmet Turgut, "Edebiyatta Tasavvuf Okumaları", "Kutsalın Dili", "Rol Modellerimiz ve Biz", "Kerbela Mektebinden Günümüz Okumaları", "Örnek Aile İnşaası" ve "Tarihi Modeller" konulu konferanslarıyla yurt içi ve dışında bir çok etkinliğe katıldı. - İstanbul