"Kentleşme ve Kentlerde Yaşam"
Sağlıklı Kentler Birliği tarafından 'Kentleşme ve Kentlerde Yaşam' konulu panel düzenlendi.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Hüdavendigar Salonu'nda düzenlenen panelde, İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Timuçin Oral tarafından 'Kent yaşamında ruh sağlığımız' konulu bir sunum yaptı. Türkiye'de kent nüfusunun 1980 ile 2000 yılları arasında 20 milyondan 44 milyona çıktığını belirten Oral, 1980 yılında yüzde 45 olan kent nüfusunun 2000 yılında yüzde 65'e, 2007 yılında ise yüzde 70.5'e ulaştığını belirtti. Kentleşmenin insan sağlığını etkilediğini de ifade eden Oral, "Dünya Sağlık Örgütü'ne göre sağlık, yalnızca hastalık ya da zayıflığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve toplumsal olarak tam bir iyilik halidir. Sağlıklı Kentler Birliği'nin yapmak istedikleri de bu tanımdan yola çıkmaktadır. Kentleşme sonucu oluşan aşırı kalabalık, işsizlik, suç, çevre kirliliği, yabancılaşma, ailelerin parçalanması, çocukların çalışmak zorunda kalması, gelecek belirsizliği ve trafik ruh sağlığını bozmaktadır" dedi.
Kentleşme sonucu insanlarda oluşan depresyon algısına da değinen Oral, "Kentte birey olmadan yalnız kaldık ve mutsuzluğumuzu depresyon sanıyoruz. Gerçek depresyon elbette bir hastalıktır. Elbette tedavi edilmesi gerekir. Ancak her şeye hastalık olarak bakılıp sadece tanı ve tedavi sağlanması çözüm için yeterli değildir. Ruh sağlığı çalışanlarının yanında, çevrecilerin, sosyal bilimcilerin, mimarların ve halk sağlığı çalışanlarının katkısına, birlikte ve çok boyutlu değerlendirmeye gereksinim var" diye konuştu.
'Sağlıklı kentler ve sürdürülebilir ulaşım' konulu sunum yapan EMBARQ Sürdürülebilir Ulaşım Merkezi Türkiye Direktörü Yük. Makine Mühendisi Sibel Bülay ise, gürültü kirliliğinin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğinin bilimsel olarakta kabul edildiğini dile getirdi. Trafikten kaynaklanan gürültü, hava kirliliği ve insan için alanların yok olmasının kentlerde yaşam kalitesini ve kamu sağlığını bozduğunu anlatan Bülay, "55 desibel ve üzeri gürültü seviyeleri uyku bozuklukları, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlığı ve akli denge bozukluklarına, 70 ve üzerindeki desibelde ise kalp hastalıkları riski yüzde 20 artıyor. Dünya Sağlık Örgütü, her yıl 2 milyon kişinin hava kirliliğinin tetiklediği sağlık sorunlarından öldüğünü açıkladı. Ulaşım emisyonlarının bunda büyük payı vardır. Buna rağmen tüm kentlerde öncelik araç hareketlerine veriliyor. Acaba üst geçitler yaya güvenliği için mi, yoksa arabalar rahat geçsin diye mi yapılıyor?" dedi.
Kentlerde vatandaşın yüzde 40'ından fazlasının yürüdüğünü, halkın büyük çoğunluğunun toplu taşıma araçlarını kullandığını anlatan Bülay, buna rağmen ulaşım yatırımlarının araçlara göre yapıldığına dikkat çekti. Kent içinde şoförlerin hıza teşvik edildiğini de söyleyen Bülay, "2008 yılında Türkiye'de meydana gelen yayaya çarpma kazalarının yüzde 90'ı şehir içinde meydana gelmiştir. Projeleri gerçekleştirirken bunu kim kullanacak? Ne şartlarda kullanacak? diye sormak gerekir. Çözüm, toplu taşımaya, bisiklete ve yaya alt yapısına yatırım yapmaktır. Kent içinde hız artırıcı çalışmalara son vermektir. Vatandaşın sesine kulak vermek ve projelerin vatandaşın ihtiyacı çerçevesinde değerlendirmektir" diye konuştu.
Panelde, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Eda Ünlü Yücasoy tarafından 'Sağlıklı kentlerde yaşam tecrübeleri', Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Uluğ tarafından 'Sağlıklı kent oluşumunda mimarlığın önemi' konulu sunum yaptı.
Panelin sonunda konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, çağın kentlerin çağı olduğunu, insanların artık kentlerde yaşadığını belirtti. Artık nimetlerin şehrin merkezlerinde olduğunu, nüfusun da kentlerde artığını dile getiren Başkan Altepe, "Bursa nüfusunun yüzde 88'i kentlerde, yüzde 12'si köylerde yaşıyor. Bizim görevimizin ne kadar büyük olduğunu da gösteriyor. Kalabalık kentlerde sıkıntılar da buna paralel olabiliyor. Yerel yönetimler olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Şehirlerimizin gelişmesi için adımlar atıyoruz. İmkanlar artıkça belediyeler gelişiyor. Bizler de tarihi değerlerimizi fark ediyor, insan odaklı çalışmalara yoğunlaşıyoruz" dedi.
Batının da önce üretime önem verdiğini, daha sonra şehirlerini güzelleştirdiğini anlatan Başkan Altepe, "Bizler ise bunlardan ders çıkartarak aynı hatalara düşmüyoruz. Onlar kadar şehirlerimizi kirletmeden daha iyi yapmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın nefes alabileceği alanlar oluşturup, yapıları ayağa kaldırıyoruz" dedi.
Konuşmaların ardından Başkan Recep Altepe tarafından konuşmacılara İznik çinisi tablo hediye edildi.