Kendini Savcı Diye Tanıtan Dolandırıcıların Cezasına Onama
Aylin Sırıklı Dal - Yargıtay, İstanbul'da kendilerini savcı olarak tanıtarak terör örgütünün banka hesaplarını ele geçirdiğine inandırdıkları kişiden para isteyen sanıklara dolandırıcılık suçundan verilen cezayı onadı.
Aylin Sırıklı Dal - Yargıtay, İstanbul'da kendilerini savcı olarak tanıtarak terör örgütünün banka hesaplarını ele geçirdiğine inandırdıkları kişiden para isteyen sanıklara dolandırıcılık suçundan verilen cezayı onadı.
İstanbul'da Kemal K, Erdem T. ve Muhlis K, telefonla aradıkları bir kişiye kendilerini emniyet amiri ve Cumhuriyet savcısı olarak tanıtarak para istediler.
Aradıkları kişiye, kimlik bilgilerini ve banka hesaplarını terör örgütünün ele geçirdiğini, bu kişileri yakalamaları için kendilerine yardımcı olması gerektiğini, gizli bir operasyon yaptıklarını, bu konuda kimseye bilgi vermemesini söyledi. Sanıklar, örgüt mensuplarını yakalayabilmeleri için Adem G. adına Ziraat Bankası Bahçekapı Şubesi'ne para göndermesini istedi.
Telefondaki kişinin inanmaması üzerine, numarası görülen hattan aradıklarına dikkat çekerek, telefonu Cumhuriyet Başsavcısı diye takdim ettiği kişiye vererek inandırıcılık katmaya çalışan sanıklar, dolandırmaya çalıştıkları kişiye operasyon sırasında olduklarını telefonu sürekli açık tutmasını söyleyerek, dolandırıcılığın farkına varmasını engellemeye çalıştılar.
Telefondakilere inanan kişi, banka şubesine 130 bin lira gönderdi, aynı gün Muhlis K. adına başka bir banka şubesine 100 bin lira yatırması istenen kişi, bu parayı da yatırdı. Ancak ödemeyi yapacak banka şubesi, parayı çekmeye gelen sanık Muhlis K'yı hazırda para olmadığı gerekçesiyle sonra gelmesini isteyerek geri gönderdi.
-Banka görevlileri şüphelendi-
Parayı çekebilmek için diğer sanık Erdem T. ile bankaya tekrar gelen Muhlis K, durumdan şüphelenen banka görevlileri tarafından bekletilmeye devam etti. Banka görevlileri bu sırada şüphelileri polise bildirdi.
Bu sırada sanıklar, telefonda konuştukları kişinin yeniden Adem G. adına başka bir bankaya 150 bin lira daha göndermesini istedi. Kişi bu parayı da gönderdi, ancak alıcı şube bu parayı da sanığa ödemedi.
Olayın polise bildirilmesinin ardından banka şubesinde yakalanan sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldı.
İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların zincirleme halinde dolandırıcılık suçunu işlediklerine karar vererek sanıkları mahkum etti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi, mahkumiyet kararlarını onadı.
Daire'nin kararında, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiği belirtildi.
-Hile nitelikli bir yalandır-
Hilenin, nitelikli bir yalan olduğu vurgulanan kararda, fail tarafından yapılan hileli davranışın belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olması gerektiğine işaret edildi. Kararda, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte birtakım hareketlerin hileli hareketler sayılacağı kaydedildi.
Kararda, şöyle denildi:
"Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına oybirliğiyle karar verildi."
Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA