Haberler
Türk-İş Başkanı Atalay'dan asgari ücret çıkışı: Ortada dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil

Türk-İş Başkanı Atalay'dan gündem yaratacak asgari ücret çıkışı

Piyasaları alt üst eden sahte dolar skandalı akıllara Saddam'ın yaptığını getirdi

Sahte dolar skandalı akıllara Saddam'ın yaptığını getirdi

Çete ile anılan Güney Hastanesi'nin sahibi: Ortaokul mezunuyum, sigorta primim için hastaneyi satın aldım

İstanbul'un göbeğindeki hastaneyi bakın ne için satın almış

Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Osman Yalçın hakkında yakalama kararı

Özel'in cezaevi ziyareti sırasında başkan yardımcısına operasyon

Kemal Gürüz: Türkiye'de Muhalefet Etmek Maalesef Suç Haline Geldi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

28 Şubat Davası'nda tahliyesine karar verilen eski YÖK Başkanı Prof.Dr.Kemal Gürüz, "Türkiye'de maalesef muhalefet etmek suç sayılan bir hale geldi" derken, yurtdışında yayınlanmış bir sürü kitabının olduğunu hatırlatarak, "Dünyada yükseköğretimi"...

28 Şubat Davası'nda tahliyesine karar verilen eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, " Türkiye'de maalesef muhalefet etmek suç sayılan bir hale geldi" derken, yurtdışında yayınlanmış bir sürü kitabının olduğunu hatırlatarak, "Dünyada yükseköğretimi etkileyen üç kişiden biri seçildim 2009 yılında UNESCO tarafından. Geniş bir uluslararası muhitim var diyebilirim. Ben bu olan biteni İngilizce'ye çevirmekte çok zorlanıyorum. Bu olaylar ve kavramların Anglo-Sakson kültüründe yeri olmadığı için bunları ifade etmeye kelimeler yetersiz. Bu tabloyu anlamakta zorluk yaşıyorum" dedi.

Gürüz, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, Türkiye'de yaşananları yabancılara anlatmakta ve hatta İngilizce'ye çevirmekte güçlük yaşadığını söylerken, "Türkiye'de maalesef muhalefet etmek suç sayılan bir hale geldi" dedi.

28 Şubat Davası'nda kendisine yöneltilen suçlamaları değerlendiren Gürüz, şunları kaydetti:

"İddianamede "Kemal Gürüz şunu yapmıştır ve hükümet bundan dolayı da şöyle zarar görmüştür' diye tek bir satır yoktur. YÖK Başkanı'nın temel olarak bir tek görevi vardır, YÖK Genel Kurulu ve YÖK Yönetim Kurulu'nun kararlarını uygulamaktır. Bunlar usulüne uygun kararlardır, akademik konularda alınmış kararlardır. Benim görevim de bunları uygulamaktır. Dolayısıyla ortada suç konusu olabilecek hiçbir şey yoktur. Ben de anlayabilmiş değilim. Bu iddianame, aslında benim hakkımdaki bir savunma niteliği de taşıyor. Ancak süreç sonunda savcılar böyle bir şey getiriyorlar. Ben Batı Çalışma Grubu'nun adını gazetelerden duydum. Hiçbir fikrim yok. Ne olup ne bittiğini hapsedildikten sonra öğrendim. Çok ciddi bir hukuk sıkıntısı yaşandı. Yalnız şunu söyleyeyim bu yeni kurulan bir mahkeme. Mahkeme heyeti, 28 Şubat Davası'na bakmakta olan mahkeme heyeti diğerlerinden farklı. Usulüne uygun bir şekilde süreci götürüyorlar. Bu mahkeme heyetine güveniyorum."

-"BU TABLOYU ANLAMAKTA ZORLUK YAŞIYORUM"-

"Türkiye'deki sizin de yaşadığınız tutukluluk süreci çerçevesinde akademik özgürlük açısından tabloyu nasıl görüyorsunuz?" sorusuna ise Gürüz, "Genelde bir süredir sıkıntı var. Türkiye'de maalesef muhalefet etmek suç sayılan bir hale geldi. Türkiye'de böyle hoş olmayan bir hava var diyelim. Maalesef bu üzüntü verici. Benim yaşadığım şöyle bir sıkıntı var. Biliyorsunuz benim yurtdışında yayınlanmış bir sürü kitaplarım var. Dünyada yükseköğretimi etkileyen üç kişiden biri seçildim 2009 yılında UNESCO tarafından. Geniş bir uluslararası muhitim var diyebilirim. Ben bu olan biteni İngilizce'ye çevirmekte çok zorlanıyorum. Bu olaylar ve kavramların Anglo-Sakson kültüründe yeri olmadığı için bunları ifade etmeye kelimeler yetersiz. Konuyu anlatmak için birkaç paragraf oluşturmak gerekiyor. Üniversiteler için bir baskı var. Bu uzun yıllardır olmayan bir şeydi. Ben tabii bu süreçte uzakta kaldım. Bu tabloyu anlamakta zorluk yaşıyorum" cevabını verdi.

-"ERGENEKON ÜYESİ OLMAM MÜMKÜN MÜ?"-

Kemal Gurüz, "Bu arada Ergenekon Davası'nda ise hakkınızda hapis cezası hükmü verildi. Orada tutuksuz yargılanmıştınız ama karar aleyhinize oldu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Ergenekon Davası'nda yargılandım, bana orada terör örgütü üyesi diye 10 yıl ceza verildi. Ancak o davadan dolayı tutuklanmadım. Ama o davadakilerden neredeyse hiçbirini tanımıyorum. Benim mesela İşçi Partisi, Doğu Perinçek grubu ile hiçbir alakamın olmadığını, dünyaya farklı pencerelerden baktığımı cümle alem bilir. Onların yayın organlarında benim aleyhime yazılar çıkardı. Benim için "Amerikancı' ifadesi kullanılırdı. Evet, ben Amerika'yı takdir ederim ama ben Türküm. Özetle dünyaya farklı pencerelerden bakan insanlarız. Dolayısıyla bu insanların tek bir örgüt içerisinde olması mantığa aykırı. Benim Doğu Perinçek ile bir arada olmam mümkün değil. Ben Türkiye'nin yerinin Batı'da olduğuna inanan bir insanım. Amerika'nın dünya liderliği yaptığına, ABD ile Türkiye'nin stratejik ortak olduğuna, çıkarlarının müşterek olduğuna inanırım. Benim Ergenekon üyesi olmam mümkün mü? Cümle alem bilir."

-"ŞİMDİ AMERİKAN BİLİMLER AKADEMİSİ DE Mİ TARAF?"-

"Sizin tutuklanmanız ve hakkınızdaki yargı süreçleri sizce Türkiye'deki akademisyenlere yönelik bir baskı örneği mi?" sorusunu da yanıtlayan Gürüz, "Benim bu konuda söyleyeceğim her şey için "taraftır' denilecektir" derken, "Ama bakınız son birkaç ay içerisinde dünyanın en tanınmış dergilerinden Nature, New Scientist, benim hakkımda yazılar çıktı. Amerikan Bilimler Akademisi de, Türkiye'ye bir heyet gönderdi. Beni de o üç kişilik heyet, hapishane ziyaret etti. Heyette Nobel ödülü almış, kendi alanlarında saygın isimler vardı. Sonra bu heyet 90 sayfalık Türkiye'de neler olup bittiğine dair bir kitap yayınladı. Şimdi Amerikan Bilimler Akademisi de mi taraf? Tüm o akademik dünyaya ilişkin dergiler de mi taraf? Bence herkes o kitabı, yazıları okuyup değerlendirsin" ifadelerini kullandı. - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel
title