Keçi Sevgisini "Dali"Yle Gideriyor
İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi Necmi Karkın, Anadolu kültürünü yansıttığını düşündüğü keçilere olan sevgisini, "Dali" adlı oğlağıyla gideriyor.
NAİM BOŞKUT - İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi Necmi Karkın, Anadolu kültürünü yansıttığını düşündüğü keçilere olan sevgisini, "Dali" adlı oğlağıyla gideriyor.
Karkın, Malatya'nın Battalgazi ilçesine bağlı Hasırcılar Mahallesi'nde yaşayan bir aileden, henüz bir aylıkken satın aldığı oğlağa, ressam Salvador Dali'den esinlenerek "Dali" ismini verdi. Atölyesinde resim yaparken bile oğlağını yanından ayırmayan Karkın, onu zaman zaman kent merkezinde arabasıyla gezdiriyor.
Henüz 4 aylık olduğu için annesinden ayırmadığı oğlağını görmek için her gün Hasırcılar Mahallesindeki ahıra giden Karkın, her gün hayvanı yıkıyor.
Karkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 ay önce sahiplendiği Dali'nin hayatının bir parçası haline geldiğini söyledi.
Keçinin Anadolu kültürünün vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirten Karkın, "Eğitim sırasında mitolojilerde ve diğer bilim alanlarında, sanatta keçinin yerinin olduğunu gördüm. Çocukluğumdan bu yana ilgimi çeken canlılardı. Mitolojik hikayelerden de oldukça etkilendim. Keçi benim için hala çağdaş bir sembole işaret. Çünkü bu canlılar Anadolu kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası." diye konuştu.
Mitolojide çok eski tarihi kaynaklardan bugüne kalan mozaiklerde, duvar kabartmalarında, resimlerde keçi motifinin çokça kullanıldığını anlatan Karkın, bu yüzden keçinin günümüz sanatında da olması gerektiğini ifade etti.
Dali'nin de kendi hayatının vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Karkın, "Dali hayatıma girdiği günden beri ayrılmaz bir parçam haline geldi. Günün yoğunluğundan, stresinden arınmak için Dali'yle dağlarda, yaylalarda, bozkırlarda geziyorum. Böylece rahatlıyorum, kafamı dinlendiriyorum." dedi.
İsmiyle çağırıyor
Oğlağını yaşamının neredeyse tüm alanına soktuğunu dile getiren Karkın, şunları kaydetti:
"Kitap okurken, resim çalışırken, araba kullanırken, her yerde Dali var. Özellikle ilgiye ve sevgiye çok muhtaç canlılar olarak gördüğüm için ve kendimi de bunlara çok yakın hissettiğim için bu canlıları sevmek, korumak, sanatıma yansıtmak ya da onlarla ilgili hikayeler üretmek hoşuma gidiyor. Çağdaş yüzyılın, içinde yaşadığımız toplumsal sosyolojik bunalımların, yabancılaşmanın, sanal dünyanın etkilerinden kurtulmak için onlarla birlikte yaşamayı tercih ettim. Bu da benim için en önemli avantajlardan birisi. Sanat tarihinde Salvador Dali önemli bir isim. Hem ilgi çekici olsun diye hem de sanatsal yaklaşmak amacıyla keçime bu ismi verdim."
Oğlağını ismiyle çağırdığını ve onun da buna alıştığını belirten Karkın, "Dali diye çağırdığımızda sürünün içerisinde hemen bakar ve yanıma gelmeye çalışır. Tabii sürü algısı çok yüksek olan bir hayvan olduğu için eğitimi de zor ama eğitim verildiğinde gerçekten başarılı sonuçlar verebiliyor. Bunun gibi kendisini sevdirmeyi çok rahat başarabiliyor." diye konuştu.
Dali'nin yanında kitap okuyan Karkın, derslerinden kalan zamanını oğlağıyla geçirdiğini ve Dali'ye her gün zaman ayırdığını belirterek, "Her gün önce Dali'yi yıkıyorum. Günlük yaşamda evin içinde, atölyede resim yaparken yanımda oluyor. Yanımda olması bizi rahatlatıyor." dedi.