Kck/tm Davasında Kürtçe Savunma Krizi Sürüyor(2)
TÜKDOĞAN.Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde genel bir savunma yapan sanık avukatlarından İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı avukat Öztürk Türkdoğan, hazırladığı 25 sayfalık bir savunmayı okudu.
Kck/tm DAVASINDA KÜRTÇE SAVUNMA KRİZİ SÜRÜYOR(2)
TÜKDOĞAN: İDDİANAME ÖN YARGILI
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde genel bir savunma yapan sanık avukatlarından İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı avukat Öztürk Türkdoğan, hazırladığı 25 sayfalık bir savunmayı okudu. Türkdoğan, okunan telefon dinlemeleri ve tape kayıtları ile yapılan yargılamanın, Birleşmiş Milletler'in terörizmle mücadele ve İçişleri Bakanlığı genelgesinde yer alan, insan hakları savunucularının korunması ilkesine aykırı olduğunu savundu. İddaanamenin ön yargılı ve yönlendirme ile hazırlandığını ileri süren Türkdoğan, "İddianamenin ön yargılı hazırlanması, savunma hakkı ilkesine aykırıdır. Dosyada yeralan gizli tanık ile ilgili şartların oluştuğuna inanmıyorum. Ortada bir ittirafçı mı var, gizli bir soruşturma mı yürütülüyor? Bu belli değil. Huzurunuzda dinlenmeyen birinin tanık olamayacağı, bu gizli tanığın vereceği beyanlarının da dosyadan çıkarılması gerekir. Her tape öncesi not bırakılmış ve notlarla dava yönlendirilmeş. Bunların da dosyadan çıkarılmasını istiyoruz. CMK'ya aykırı olduğu açıktır. Kürtçe tercümelerin yanıltma içerikli çevrildiğini düşünüyoruz" dedi.
Sanıkların tutuklanmasının siyasi bir karar olduğunu belirten İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Kürt sorununun çözülememesinden kaynaklı bu kişilerin, tutuklandığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Bu davanın sona ermesi, tutukluların serbest bırakılarak, Kürt sorunun çözülmesi gerekir. Bu siyasi bir olaydır. Anayasa değişikliğiyle parti kapatılamayacak ancak savcılara istediği kadar kişiler hakında dava açma yetkisi verilecek. Bu oldukça siyasi bir karardır, bu siyasi bir yönlendirmedir, bu yargıyı etkilemedir, kimse bağımsız yargıyı etkilemeye çalışmasın. Gidin bu siyasi sorunu TBMM'de çözün. Bu sorunu yargıyı etkileyerek, yönlendirerek çözemezsiniz. Buradaki tutuklu sanıklar, bu dava nedeniyle Kürt meselesini belki bütün dünyaya duyurabileceklerini düşünebilirler. Katalog suç uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Telefon dinlemeleri ve tape kayıtlarının suç unsuru teşkil ettiğini düşünmüyoruz ve dosyadan çıkarılması, tutuklu sanıkların da tahliye edilmesi talebinde bulunuyoruz."
Avukat Türkdoğan, daha sonra hazırladığı 25 sayfalık raporu mahkemeye ibraz etti.
Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, daha sonra tutuklu sanık Muharrem Erbey ile ilgili suç unsuru teşkil ettiği gerekçesiyle iddaanamede yera alan e-mailleri okumaya başladı. Yılmaz, PKK adına yurt dışında faaliyet yürüttüğü iddia edilen Rojin Felat kod adlı Özlem Tanrıkulu ile tutuklu sanık Muharrem Erbey arasında e-mail yolu ile gerçekleşen yazışmaları okumaya geçti. Tanrıkulu'nun yurtdışında özellikle İtalya'da KCK adına örgütsel çalışmalarda bulunduğunu belirten Mahkeme Başkanı Yılmaz, "Tutuklu sanık Erbey'in yurt dışında Tanrıkulu ile irtibata geçtiği ve terör örgütü PKK adına örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, söz konusu Rojin Felat kod adını kullanan Özlem Tanrıkulu'nun örgüte yakınlığıyla bilinen ANF sitesinin muhabiri olduğu ve yine sanık Erbey ile e-mail yoluyla irtibatta oldukları anlaşılmıştır" dedi.
Söz verilen tutuklu Erbey, Kürtçe yaptığı savunmada, İsveç Parlamentosu'nda yapacağı konuşma öncesi Özlem Tanrıkulu ile tanıştığını söylediği sırada mikrofonu kapatıldı.
BAŞKANDAN AVUKATA: SESİNİZİ YÜKSELTMEYİN
Daha sonra söz alan avukat Feride Laçin, Erbey'in insan hakları savunucusu olması nedeniyle tüm resmi ve sivil toplum örgütlerinin talebi üzerine insan hak ve ihlalleri ile ilgili hazırladıkları raporu verdiklerini anlattı. Laçin, "İnsan hakları derneğinde hak ihlalleri, faili meçhul cinayetler, köy yakma ve boşaltmalar ile çocuk ölümleri ile ilgili hazırlanan raporlar var. Zaman zaman sivil toplum örgütleri başta olmak üzere yerli ve yabancı resmi kurumlar da İHD'ye başvurarak bu raporları istemektedir ve müvekilim de bu raporları söz konusu kişi veya kurumlara göndermektedir. E-mail yolu ile gerçekleşen görüşmelerde de yine Özlem Tanrıkulu'nun isteği üzerine bu raporları göndermiştir. Müvekilim ayrıca Özlem Tanrıkulu'nu tanımadığını söylemiştir" dedi.
Mahkeme Başkanı Yılmaz'ın Özlem Tanrıkulu'na gönderilen ve içerisinde Abdullah Öcalan'ın görüşme notlarının bulunduğu, Adalet ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu'a ilişkin olduğu e-mail atıldığını belirtmesi üzerine, sanık Erbey yine Kürtçe savunma yaparken mikrofonu kapatıldı.
Söz alarak okunan e-maili sert bir dil ile eleştiren avukat Feride Laçin, "El insaf. Muharrem Erbey ile ilgili bir e-mail mi? Gönderen değil, alan değil. Zorla KCK ile bağlantılandırmak isteniyor. Bunun bir vicdanı var mı?" dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz da, "Feride hanım sesinizi yükseltmeyin, sakin olun" dedi.
YURTDAŞ: TAHLİYE İSTİYORUZ
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından söz alan sanık avukatlarından Sedat Yurtdaş, Fransa'daki Ermeni soykırım yasa tasarısının gündemde olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
"Mümkün olsa bugün Türkiye ile Fransa arasında savaş ilan edilir. Üstü örtülü bir ekonomik savaş başlamıştır. Mümkün olsa savaş ilan edilecek. Erbey şahsında gerek telefon dinlenmeleri, e-mailleri ve Belçika Parlamentosu'nda yaptığı konuşmaların suç delili olarak dosyaya konduğu bir süreci yaşamaktayız. Burada ifade özgürlüğüne en ağır saldırıların yapıldığı Diyarbakır dehlizleri, diğer taraftan tüm özgürlüklerin yapıldığı Fransa gibi bir ülkede aleyhte bir karar çıkmaması üzerine tartışmalar yapmaktayız. Ne yazık ki polis mantığı ile hazırlanın bir dosya buraya gelmiştir. Konusu insan hakları olan Ceylan Önkol'un ölümü ile ilgili konuya gösterdiği titizlik ve çalışma sonucunu açıklaması, yanı başımızda çıkan 19 kişinin kemikler 90'lı yıllara ve Şeyh Sait dönemine yada bu kemikler soykırıma uğrayan Ermeniler'e ait olabilir. Ama öyle olsa bile bu JİTEM'in yaptıklarını haklı çıkarmaz. Toplu mezarların olduğu bir çoğrafyada yaşıyoruz. Zamanını insan hakları ihlaline adayan bir ve hakları ihlal edilen bir insanı tartışıyoruz. İmralı ile ilgili görüşmeleri de yapacak. Burada bir hak ihlali varsa onunla da ilgilenecek. DEP döneminde ben de gözaltına alınarak hücreye konuldum. Hücre psikolojisini iyi biliyorum. Hrant Dink dosyasını bireysel bir suç olduğunun değerlendirildiği bir süreci yaşıyoruz. Mahkemenin Diyarbakır dehlinlerinde hazırlanan, hukuktan yoksun, düşünce, ifade ve örgütlenme haklarına aykırı delillerin dikkate alınmamasını ve dosyadan çıkarılmasını istiyoruz. Müvekkillerimiz uzun süredir tutuklu, tahliyelerini istiyoruz."
Duruşma 25 Ocak Çarşamba gününe ertelendi.
MT,BB(GG/AAA) - Diyarbakır