Kazdağları'na "Akademik Gezi Turları"
Oksijen oranının yüksekliği ve 32'si endemik olmak üzere 800 dolayında bitki türüne ev sahipliği yapmasıyla dünyaca ünlü Kazdağları'nda, bir Ar-Ge firmasınca oluşturulan "Bilim ve Sağlıklı Yaşam Köyü"ne üniversitelerden "akademik gezi turları" yapılıyor.
SERHAT BUĞRA ŞENKÖKCÜ - Oksijen oranının yüksekliği ve 32'si endemik olmak üzere 800 dolayında bitki türüne ev sahipliği yapmasıyla dünyaca ünlü Kazdağları'nda, bir Ar-Ge firmasınca oluşturulan "Bilim ve Sağlıklı Yaşam Köyü"ne üniversitelerden "akademik gezi turları" yapılıyor.
Mitolojide "İda Dağı" olarak geçen, Balıkesir ve Çanakkale sınırları içinde uzanan Kazdağları'nın Hanlar mevkisindeki köye, Süleyman Demirel Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi ve son olarak Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) öğrencileri, akademik gezi turu düzenledi.
DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyokimya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Bülbül ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kazım Uysal ile 36 öğrencinin katıldığı gezide, Kazdağları'nın bitki örtüsü incelendi.
Ar-Ge firmasının yetkilisi Faruk Durukan'dan köyde yapılan bilimsel çalışmalar hakkında bilgi alan öğrenciler, bitki uzmanı ve eczacı Filiz Özler eşliğinde "Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi" ile toprak altı seralarını tanıma fırsatı buldu.
"İnşallah ortak projeler de yapmayı düşünüyoruz"
DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyokimya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendilerinin de bu tür çalışmalar gerçekleştirdiklerini ve bitki özleriyle ilgili bir ürünlerinin bulunduğunu belirtti.
Bülbül, bitkilerle yapılması gererek çok çalışma olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'deki bitki özlerinin hak ettiği düzeyde çıkartılmadığını, tam anlamıyla değerlendirilmediğini görmekteyiz. Bitki özlerinin ilaç haline getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun tez zamanda yapılması gerekiyor." diye konuştu.
Kimyasal ilaçların fazlasıyla zararları ve yan etkilerinin bulunduğuna dikkati çeken Bülbül, şöyle devam etti:
"Bunların giderilmesi için bitki ekstrelerinin elde edilmesi gerekiyor. Eskiden, halk tabiriyle 'koca karı ilaçları' kullanılıyordu fakat bu tehlikeli çünkü dozajının iyi belirlenmesi gerekiyor. Bunun için de bilim uzmanları tarafından dozajlarının iyi belirlenmesi gerekiyor. Bu işletmede de bunların yapıldığını görmek, bu konuda olumlu çalışmalar olduğunu görmek bizleri memnun etti. Faruk Bey başta olmak üzere, tüm çalışanlara ve bilim adamlarına teşekkür ediyorum. Bölüm olarak, bu tesis ile irtibatımızı devam ettireceğiz. İnşallah ortak projeler de yapmayı düşünüyoruz."
"Bu proje, öğrencilerimizin ufuklarını açtı"
Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kazım Uysal da memleketin geleceğinin Kazdağları'ndaki tesis gibi projelerde olduğunu belirtti.
Uysal, tesisin kurucusu Faruk Durukan ile yapımında emeği olanları tebrik ettiğini dile getirerek, "Kazdağları'ndaki bu proje, biyokimya okuyan öğrencilerimizin de ufuklarını açtı. Özellikle, Kazdağlarımızın tıbbi ve aromatik bitkilerinin ekstraksiyonu yapılıyor. Öğrencilerimiz, tıbbi ve aromatik bitkiler üzerine çok doyurucu bilgiler aldılar. Zaten öğrencilerimizin de yüzlerinden de bu anlaşılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Projelerimizin doğruluğunu teyit etmeleri, bizlere moral veriyor"
Ar-Ge firmasının yetkilisi ve araştırmacı Faruk Durukan da üniversitelerin, akademik gezi turları kapsamındaki ziyaretlerinin sürdüğünü belirterek, son olarak DPÜ'nün öğretim üyeleri ve öğrencilerini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Bu tür ziyaretlerin kendilerini gururlandırdığını ifade eden Durukan, "Projelerimizin doğruluğunu teyit etmeleri, bizlere moral veriyor. Dolayısıyla, biz de hızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama asıl derdimiz; öğrencilerimizin okullarını bitirdikten sonra bu tip projeleri gerçekleştirmeleri için onlara ortam hazırlamak. Okullarını bitirdikten sonra, burada bu tip çalışmaları yapabilirler. Onları davet ediyoruz." dedi.
Öğrenciler ise Türkiye'de böyle bir çalışma ortamının bulunduğundan haberlerinin olmadığını ve görünce çok şaşırdıklarını dile getirdi.