Kayseri Barosundan İç Güvenlik Yasa Tasarına Tepti
Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, Türkiye'nin hukuki olarak 'sabıka sicili bozuk' bir geçmişe sahip olduğunu, İç Güvenlik yasa tasarısında, 'Savcımın, hakimimin yapmadığını, polisim sana yaptıracağım' niyetinin olduğu şüphesini taşıdıklarını belirterek, "Bu tasarı, ölümü gösterip hastalığa razı etme çabası intibası vermektedir" dedi.
Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, Türkiye'nin hukuki olarak 'sabıka sicili bozuk' bir geçmişe sahip olduğunu, İç Güvenlik yasa tasarısında, 'Savcımın, hakimimin yapmadığını, polisim sana yaptıracağım' niyetinin olduğu şüphesini taşıdıklarını belirterek, "Bu tasarı, ölümü gösterip hastalığa razı etme çabası intibası vermektedir" dedi.
Baro Başkanı Konaç, İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan, Meclis'te görüşülmeye başlanan ve birkaç maddesi kabul edilen, kamuoyunda 'İç Güvenlik Paketi' olarak anılan 'Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' ile getirilmek istenen yasal değişiklikler hakkında kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğu bulunduğunu bildirdi. Tasarının görüşülmesi sırasında Meclis'te çıkan kavgaları ve kamuoyuna yansıyan görüntüleri doğru bulmadıklarını vurgulayan Konaç, topluma örnek olması gereken vekillerin düştüğü durumu da ayıpladıklarını kaydetti.
TÜRKİYE SABIKA SİCİLİ BOZUK BİR GEÇMİŞE SAHİP
Yasa tasarısıyla ilgili birtakım kaygıları bulunduğunu bildiren Baro Başkanı Fevzi Konaç, "Çerçevesi çizilmeyen, somut gerekçe ve ihtiyacı nasıl karşılayacağı belli olmayan kanunlar, bu kötü hatıraların yeniden canlanması gibi bir çağrışım yapmaktadır"? dedi.
Fevzi Konaç, yıllar yılı devlet eliyle uygulanan hukuksuzlukların bedelini AİHM'de ödeyen bir ülke olarak, iktidar kim olursa olsun zaman ve zemine göre hukuk ihdas edilmesi, içinden geçilen sürecin ihtiyaçlarına göre kanun ve norm ihdası, açık bir şekilde hukukun intikam aracı haline getirilmesi anlamı taşıdığını söyledi. Konaç, "Ellerdeki molotofların, can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde kamu görevlilerine karşı kullanılması, işyerlerinin, durakların, ambulansların yakılması asla kabul edilemez. Bu eylemleri engelleyecek yasal değişiklerin pek tabii ki destekçisiyiz. Bu anlamda alınacak her makul tedbir bizim için baş tacıdır. Buna karşı çıkacak tek bir vatan evladı yoktur diye düşünüyoruz" dedi.
Tasarıdaki en sıkıntılı konunun, kolluğun ve mülki amirlerin yetkilerinin genişletilerek adli yargıya ilişkin konularda da yetkili hale getirilmesi olduğunun altını çizen Konaç, şunları söyledi:
"Emniyet teşkilatı ve polis bu tasarıda kendisine yüklenen misyon gereği zan altında kalmaya mahkum olacaktır. Suç işlendikten sonraki görev, adli bir görevdir. Suç işlendikten sonra Ceza Muhakemesi kapsamında savcılık makamı ve mahkeme yetkilidir. İdarenin yetkisi ise, suçun işlenmesinden önce önleyici hizmetlere yönelik idari bir görevdir.Tasarı ile suç işlendikten sonra da idareye yetki verilmekte, illerde Vali, ilçelerde Kaymakam,adli yargıya ait bir görevi kullanmaya yetkili kılınarak adli görev, idareye devredilmek istenilmektedir. Oysa ki, suç işlendikten sonra idarenin adli yargıya ait yetkileri kullanması söz konusu olamaz. Aksi halde idare, yargı görevini üstlenmiş olur ki; Tasarı bu anlamda, kuvvetler ayrılığına ve Anayasamıza tamamen aykırıdır."
ARAMADA KEYFİLİKTEN KAYGI DUYUYORUZ
Mevcut yasal uygulamaya göre, kişilerin üstünün ve eşyalarının aranabilmesi için kural olarak hakim kararı, gecikmesinde sakınca olan hallerde ise savcı kararı arandığını belirten Fevzi Konaç, "?Ancak, söz konusu tasarı yasalaşırsa, hakim yada savcı kararı olmaksızın kolluk amirinin emri ile arama yapılabilecektir. Bu durum keyfi aramaların önünü açabilecektir" dedi.
Keyfi dinlemelerden de kaygı duyduklarını anlatan Konaç, "Unutulmasın ki; yasalar sayısal olarak gücünüzle çıkar, ancak kamu vicdanında yer bulmaz ise, huzur değil sadece kargaşaya hizmet eder" diye konuştu.