Kaynak: "Bu Millet Kendisini Hayra da Şerre de Götürecek Kişiyi de Partiyi de Kişiyi de Bilir"
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Milletimiz kendisini yönetecek hükümeti doğrudan seçsin, kendisi adına kanun çıkaracak meclisi doğrudan seçsin ve ikisi arasında kriz çıktığında da bunun hakemi yine millet olsun. Getirdiğimiz sistemin özeti budur.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Milletimiz kendisini yönetecek hükümeti doğrudan seçsin, kendisi adına kanun çıkaracak meclisi doğrudan seçsin ve ikisi arasında kriz çıktığında da bunun hakemi yine millet olsun. Getirdiğimiz sistemin özeti budur. Getirdiğimiz sistem artık bu topraklarda kim seçilirse seçilsin kendi iktidarlarını sürdürenlerin iktidarlarını sürdüremeyecekleri bir sistemdir." dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Iğdır'a gelen Kaynak, Iğdır Valisi Ahmet Turgay Alpman, AK Parti Milletvekili Nurettin Aras, AK Parti İl Başkanı Ahmet Tutulmaz ve vatandaşlar tarafından karşılandı.
Karayoluyla Aralık ilçesine geçen Kaynak, ilçe esnafına ziyarette bulunup vatandaşlarla sohbet etti.
Aralık İlçe Özel İdare Müdürlüğü toplantı salonundaki programda konuşan Kaynak, ülkeyi ekonomik olarak uçurumun eşiğine getiren bir üçlü koalisyon olduğunu söyledi.
Bir Cumhurbaşkanı'nın, kendisini Cumhurbaşkanlığı makamına seçtiren Başbakan'a attığı bir Anayasa kitapçığından dolayı bir gecede faizlerin yüzde 7 bin 500'lere çıktığını, insanların bir gecede yarı yarıya fakirleştiğini ve bir gecede yüz binlerce işçinin işini kaybettiğini hatırlatan Kaynak, şunları kaydetti:
"Birçok şeyle, birçok krizle karşılaştık. Bunların en büyüğünü, en hainini de hep beraber 15 Temmuz'da yaşadık. Bir hain darbe girişimi, gerçekte bu milleti adeta bir iç savaşa sürükleyecek bir darbe girişimi, dünyada eşi benzeri olmamış, belkide eşi benzeri olmayacak bir darbe girişimini yaşadık. Milletimizin vergileriyle, Aralık'ın, Iğdır'ın soğuğunda, ya da Çukurova'nın sıcağında milletimizin üreterek artırdığı vergilerle, diş tırnak artırdıklarıyla alıp askere emanet ettiği uçaklar, tanklar, helikopterler milletimizin kendisine yöneltildi. Bunları kullananlar cahil cühela insanlar değil, bizim eğittiğimiz, okuttuğumuz, general seviyesine gelmiş, kurmay subay, emniyet müdürü seviyesine gelmiş insanlar, profesör olmuş insanlar. Böyle bir şeyi hafızalar alabilir mi? Hangimiz bu milletin bir evladının masum insanların üzerine Saddam'ın ya da Esad'ın yaptığı gibi bomba atabileceğini hesap edebiliriz? Hangimiz bayrağı elinde ve kalbinde imandan başka bir silahı olmayan, 16 yaşında bir hanım kardeşimizin tankın mermisinden çıkan mermiyle başının kopup da külliyenin çatısına gittiğini, cansız bedeninin başsız olarak ortada kaldığına şahit olabiliriz? Böyle hain bir darbe girişimi dünyada hiç olmamıştır, belki de olmayacaktır."
"Biz gönül coğrafyamızdaki hiç bir şeye duyarsız kalamayız. Suriye'de insanların tepesine bomba yağdırılırken Türkiye'de bizim milletimiz 3 milyon muhacire ev sahipliği yapıyor, asla sığınmacı olarak, mülteci olarak bakmıyor." diyen Kaynak, "3 milyon muhacire, onlar Efendimiz'den bin 400 yıl sonra muhacir olma şerefine nail oldular biz de ensar olma şerefine nail olduk, Allah'a şükür diye bakıyoruz." ifadesini kullandı.
Kaynak, şöyle devam etti:
"Bu vatan topraklarında bundan sonra her şeyin hakemi bizzat millet olsun, her krizin çözüm yeri bizzat millet olsun, milletin iradesinin üzerinde Allah'tan başka hiç bir güç olmasın. Diyeceksiniz ki şimdi var mı, evet var. Hem bir hukukçu, hem bir siyasetçi olarak söylüyorum, evet var. Milletin iradesinin üzerinde başka vesayet organları var. Kendi aklıyla kendi menfaatini koruyamayacak durumda olanlara, yani anası babası yok, daha kendisi reşit olmamış küçük çocuklara bir vasi tayin eder mahkeme, bu çocuk der, neyin hayır neyin şer olduğunu bilemez, ona bir vasi tayin eder. ya da cezaevinde hükümlü, dışarıda vekalet verebileceği hiç bir yakını yok, ona bir vasi tayin eder ki mülkünü o vasi idare etsin. Milletimizin asla gideceği yolu bilmeyen, menfaatini, hayrını şerrini bilmeyen bir millet olmadığını biz biliyoruz. O yüzden milletin iradesi üzerine bir vesayet asla tanımıyoruz, bir vasi tayin edilmesine asla gönlümüz el vermiyor. "
"Siz rejimi değiştireceksiniz' diyenler bu lafı bir daha ağızlarına almıyorlar"
Kaynak, bu sistemin milletin iradesinin üzerinde olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu bir yalan sistemidir. Bu asla milletin iradesinin egemen olduğu bir irade değildi. Bu sistem milletin iradesinin üzerine, milleti kendi haline bırakırsak ya davulcuya ya zurnacıya diye düşünen bir sistemin anayasasıdır. Biz biliyoruz ki bu millet bu coğrafyada bin yıldan beri adaletle hükmetmiş bir ecdadın torunudur. Bu coğrafyada bin yıldan beri birlikte yaşamayı başarmış, hoşgörünün, medeniyetin timsali bir topluluktur. Bu millet sağ duyuludur, basiret sahibidir, feraset sahibidir. Bu millet kendisini hayra da şerre de götürecek kişiyi de partiyi de kişiyi de bilir.
Bu cumhuriyet aslında bizim temel değerlerimize uygun olarak kurulmuş. Kim bu milleti, bu devleti yönetecekse onun yetki aldığı yer millet olacaktır. Bu cumhuriyet insan haklarına dayalı olacaktır. Laik olacaktır, demokratik olacaktır, sosyal bir hukuk devleti olacaktır. Rejimimizin tarifi budur. Bizim bu tarif edilen cumhuriyet rejimiyle asla bir problemimiz olmamıştır, o yüzden bakın anayasa değişikliğini ilk meclise sunduğumuzda 'siz rejimi değiştireceksiniz' diyenler bu lafı bir daha ağızlarına almıyorlar. Bu değerler bizim değerlerimizdir, insan hakları ilk defa bizim Peygamberimiz tarafından Veda Hutbesi'nde insanlara tedbir edilmiştir, bütün insanlığa tedbir edilmiştir."
Çok yetkisi olan sorumsuz bir Cumhurbaşkanı yerine, milletin doğrudan seçtiği, yetkisi olan ama sorumluluğu da olan bir Cumhurbaşkanlığı sistemine geçileceğini vurgulayan Kaynak, şunları söyledi:
"Biz önce inanıyoruz ve biliyoruz ki hepimizin vicdanımıza ve yaratıcımıza karşı sorumluluğumuz var. Bir, meclise karşı sorumluluğu var, meclis gidişatı hoş görmediği takdirde Cumhurbaşkanı'nı tekrar seçime götürebilir ve kendisi de seçime gider. Meclis içerisinde yazılı soru, sözlü soru, meclis araştırması bunların hepsi devam ediyor, sadece gensoru yok. Hükümetler icraat yapmak yerine haftada bir verilen gensorularla meşgul olmamalıdır. Millet Meclisi'nden güven oyu alma ihtiyacı olmayan hükümetin, Millet Meclisi'nde gensoruyla düşürülmesinin önü kapanmalıdır, bu ayak oyunları kesilmelidir. Cumhurbaşkanı, bizzat meclise karşı sorumlu, millete karşı sorumlu ve ilk defa yargıya karşı da sorumlu bir Cumhurbaşkanı haline geliyor. Vatana ihanet dışında hiç bir şeyle yargılanamayacak Cumhurbaşkanı, artık meclis sevk ederse yüce divanda işlediği bütün suçlardan dolayı yargılanır hale gelecek. Bunun neresinde tek adamlık var? Biz anayasa değişikliğini meclis gündemine getirdiğimizde rejim değiştiriyorsunuz diyenler bugün onu ağzına almayanlar, bu tek adam lafının doğru olmadığını bile bile nasıl söylersiniz?"
"Bir anamuhalefet liderine yalan söylemek yakışmaz"
Kaynak, 18 yaşında seçilme hakkına da değinerek şunları kaydetti:
"18 yaşında seçilme imkanı getiriyormuşuz, ben Maraşlı'yım. Maraş, daha Büyük Millet Meclisi kurulmadan önce 12 Şubat 1920'de kendi kendini Fransız işgalinden kurtarmıştır. Hepiniz Sütçü İmam olayını hatırlarsınız, Sütçü İmam deyince Maraş'ı hatırlarsınız. Sütçü İmam ilk kurşunu sıkmıştır, kime karşı? Bizim namusumuzu temsil eden anamıza, bacımıza uzatılan ele karşı. Orada ilk şehit 13-14 yaşında, yeni yetme bir delikanlı Çakmakçı Sait'tir. Antep kurtuluş mücadelesi de Maraş gibidir, orada da ilk şehit bir çocuktur, şehit Kamil. Tankların karşısında duran 15-16 yaşındaki genç tankların karşısında durmakla görevli olacak da seçilme ehliyeti olmayacak. Asla böyle bir şeyi kabul etmeyiz. Bizim en büyük zenginliğimiz gençlerimizdir. Nüfusumuzun dörtte biri nerdeyse 15 yaşın altındadır ve vatan topraklarını 20 yaşındaki gencimize, sınırımızı onlara bekletiriz. Ülkemiz için, bayrağımız için onları savaşa göndeririz. Bir yalanı da bunların peşi sıra söylüyorlar, kendi çocuklarını milletvekili yapıp iki senede emekli edecekler, bu çok ayıp bir şey. Bir anamuhalefet liderine yalan söylemek yakışmaz. Şimdi Büyük Millet Meclisi'nde bırakın iki seneyi, üç dönemden beri milletvekili olup yaşı tutmadığı için emekli olamayan arkadaşlarımız var. O bitti, o kıyak emeklilik, AK Parti'den önceydi. Milletimiz kendisini yönetecek hükümeti doğrudan seçsin, kendisi adına kanun çıkaracak meclisi doğrudan seçsin ve ikisi arasında kriz çıktığında da bunun hakemi yine millet olsun. Getirdiğimiz sistemin özeti budur. Getirdiğimiz sistem artık bu topraklarda kim seçilirse seçilsin kendi iktidarlarını sürdürenlerin iktidarlarını sürdüremeyecekleri bir sistemdir. İktidar olacak kişi, zihniyet, milletin yetkisini almış olacaktır. Bu topraklarda kim seçilirse seçilsin, kendi iktidarlarını sürdüremeyecek oldukları için bu kadar şiddetle karşıdırlar."
Başbakan Yardımcısı Kaynak, Aralık ilçesindeki programın ardından, AK Parti Iğdır İl Başkanlığı tarafından, bir düğün salonunda düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katılmak üzere il merkezine geçti.