Kaymakamlar Toplantısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Vatandaşının refahını yükseltmek yerine onu gözden ırak tutmaya çalışan bir yönetim anlayışını asla kabul etmedik, etmeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Vatandaşının refahını yükseltmek yerine onu gözden ırak tutmaya çalışan bir yönetim anlayışını asla kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bizim eğitim öğretimde, sağlıkta, ulaştırmada, şehircilikte, sosyal yardımlarda yaptığımız reformların amacı vatandaşımıza dayatılan kötü hayat şartlarını ortadan kaldırmaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Kaymakamlar Toplantısı"na katıldı.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, bu gazi mekana hoşgeldiniz." dedi.
"10 Ocak İdareciler Günü" dolayısıyla üçüncü kez kaymakamlarla bir araya geldiklerini anımsatan Erdoğan, katılım sağlayan kaymakamlara ve buluşmaya vesile olan Türk İdareciler Derneği yöneticilerine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk başta olmak üzere görevleri başında hayatlarını kaybeden tüm kaymakamlara Allah'tan rahmet diledi.
Kaymakamlara ve tüm mülki idare yöneticilerine devlete ve millete verdikleri hizmetler için şükranlarını sunan Erdoğan, Türkiye'nin yönetim sisteminin en başından itibaren kaza yani ilçe temelli olarak kurulduğunu ve teşkilatlandırıldığını söyledi.
Devletin büyümesiyle birlikte sistemin kazadan sancağa yani ile, oradan da beylerbeyliğine yani bugünkü sistemde mevcut olmayan eyaletlere doğru geliştirildiğini belirten Erdoğan, bugünkü il ve ilçelerin çoğunun sınırlarının belli istisnalar dışında Osmanlı'dan devralınan sancaklarla aynı olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enderun'dan başlayıp Mekteb-i Sultani ve Mekteb-i Mülkiye ile devam eden yönetici eğitim sistemi, bugün Bakanlığımızın kendi iç bünyesinde süren bir anlayışa dönüşmüştür. Esasen 2019 yılında geçeceğimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde devletin tüm yöneticilerinin ilave bir eğitimden geçirileceği bu geleneğin ihyası düşünülebilir. Böylece çok büyük fedakarlıklar ve harcamalarla elde edilen yönetim tecrübelerini kişilerle kaim olmaktan çıkartıp bir havuzda toplayarak, geleceğe aktarabileceğimizi doğrusu düşünüyorum." diye konuştu.
Kanuna göre kaymakamların her yıl ilçenin tüm bucakları ile köylerinin en az yarısını ve ilçedeki kamu teşkilatlarını teftiş etmekle mükellef olduklarını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sistem içinde vatandaşlarımızın adeta kılcal damarlarına kadar giren merkezi yönetim idarecilerdir. Bu merkezi yönetimin idarecilerinin olayı bu şekilde ele alması şüphesiz ki bizi çok daha güçlü kılacaktır. Tabii ben kaymakamlarımızın tüm köylerimizi bir değil birkaç defa dolaştıklarına, oralarda yaşayan insanların sıkıntılarını, hizmetlerdeki aksaklıkları bizzat yerinde tespit ettiklerine inanıyorum. Unutmayınız; her kaymakam, ilçesinde devletin en üst yönetici olarak bizim gören gözümüz, dinleyen kulağımız, konuşan dilimiz, uzanan elimizdir.
Açık konuşmak gerekirse ülkemizde devletle vatandaş ilişkileri her zaman bugünkü gibi sıcak olmamıştır. Bilhassa tek parti döneminde ve daha sonra onun kalıntısı maiyetindeki yıllarda ceberut devlet anlayışı yüzünden vatandaşımız adeta yaka silkmiştir."
Bu durumun şiirlere de konu olduğunu belirterek, merhum Abdurrahim Karakoç'un, "Gitmişti makama arz-ı hal için, 'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim. 'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı. Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı. Bir baktı konağa alttan yukarı, 'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını. Döndü gözlerinde bulgur bulgur yaş. Sandım can evime döktüler ateş. Sordum, 'Memleketin neresi gardaş?', 'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını." şeklindeki dizelerini okuyan Erdoğan, "Evet, ülkemizi işte böyle, insanların sürekli azarlanıp yutkundukları bir dönemden aldık, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını hakim kıldığımız bugünkü Türkiye'ye getirdik. 'Halk için halka rağmen' zihniyetiyle bu milletin değerlerine, tarihine, kültürüne, hatta bizatihi kendisine savaş açanların direnişini birer birer kırarak buralara ulaştık." ifadelerini kullandı.
Ayağındaki çarığı, giydiği şalvarı ve başındaki kasketi yüzünden Ankara Kızılay'a sokulmayan Aşık Veysel'in hikayesinin bu bakımdan çok ibretlik olduğunu dile getiren Erdoğan, "Vatandaşının refahını yükseltmek yerine onu gözden ırak tutmaya çalışan bir yönetim anlayışını asla kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bizim eğitim öğretimde, sağlıkta, ulaştırmada, şehircilikte, sosyal yardımlarda yaptığımız reformların amacı vatandaşımıza dayatılan kötü hayat şartlarını ortadan kaldırmaktır." diye konuştu.
"Birer birer hayalimizi gerçeğe dönüştürüyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4'ü hizmete alınan, 17'sinin inşaatı ve 11'inin de hazırlık çalışmaları süren şehir hastanelerini kurmalarının asıl gayesinin bu olduğuna işaret ederek, "Bu benim, bu görevlere gelmeden önceki bir hayalimdi, Allah'a hamdolsun artık uygulamaya geçti dört tanesi şu anda halkıma hizmet veriyor. Bu yola ister emekli, ister çalışan olsun ister parası olan, ister parası olmayan olsun istisnasız herkese en üst standartlarda sağlık hizmeti sunacak hastaneler hayaliyle çıkmıştık. Hamdolsun birer birer hayalimizi gerçeğe dönüştürüyoruz." dedi.
Eğitimde 270 bin dersliğin bitirildiğini, 70 kişilik, 100 kişilik sınıfların olduğu okulların artık tarih olduğunu belirten Erdoğan, çocukların artık otuz ve daha aşağısı sınıflarda ders aldıklarını vurguladı.
Okul, derslik, araç-gereç, pansiyon, spor salonu ihtiyaçlarını giderecek, projeleri birer birer hayata geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Bunları aynen devam ettireceğiz, buna mecburuz ve yavrularımız okullarının yanında hatta spor salonlarında eğitim almak suretiyle kendilerine olan öz güveninin de artmasını istiyoruz. İnşallah ikili eğitim öğretim sisteminin de kaldırılıp tek düze eğitim öğretim sistemine de geçeceğiz."
(Sürecek)