Kayı Bayrağı, Altın Yay ve Gümüş Okları Temsil Ediyor
Hem Türkiye’de hem de dünyanın çeşitli memleketlerinde büyük bir ilgiyle izlenen Diriliş Ertuğrul dizisinde, Oğuz Kağan Destanında geçen Altın Yay ve Gümüş Okların Ertuğrul Beye verilmesi, dikkatleri bunlara çekti.
Hem Türkiye'de hem de dünyanın çeşitli memleketlerinde büyük bir ilgiyle izlenen Diriliş Ertuğrul dizisinde, Oğuz Kağan Destanında geçen Altın Yay ve Gümüş Okların Ertuğrul Beye verilmesi, dikkatleri bunlara çekti.
Oğuz Kağan Destanı üzerine araştırma yapan ve Altın Yay romanını yazan gazeteci Halil Delice, Kayı bayrağındaki şeklin Altın Yay ve Gümüş Okları temsil ettiğini söyledi
Delice, Oğuz Kağan destanının; Türk milletinin, kendisini dünyanın nizamından, Allahü Teala adına yeryüzünde adaletin yerine getirilmesinden sorumlu tuttuğunu gösterdiğini söyleyerek, "Ok ve yay; Türk kainat anlayışında hakimiyete işaret etmektedir. Destanda geçen Altın Yay ve Gümüş Oklar, Türk Cihan Hakimiyetini temsil etmektedir. Prof. Dr. Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi kitabında, Türk Milletinin Oğuz Kağan destanına inanmasının; destanın kendisinden daha önemli olduğunu, bu inanışın, milletin hedefini gösterdiğini, tuğranın Altın Yay ve Gümüş Okları temsil ettiğini söylüyor. Turan, Selçuklu Devleti'nin kurucusu Tuğrul Bey'in imza yerine ok ve yay kullandığını bu ok ve yaydan Farsça mühür demek olan Tuğra'nın doğduğunu ifade ediyor.
Bu yaklaşımın ve Oğuz Kağan destanı ışığı, manası, gerçekleri altında biz de diyoruz ki Kayı Boyu bayrağındaki şekil, Altın Yay ve üç Gümüş Oktur. Gümüş Oklardan biri yaya yerleştirilmiş şekilde bulunmaktadır. Bu şekil, aynı zamanda, Dünyayı kaldırmış Türk oğlu ve iki tarafında kolları altına sığınmış insanlar şeklinde görülerek, Türk oğlunun kendisini, dünyanın nizamından ve yeryüzünde adaletin yerine getirilmesinden, mazlumların korunmasından sorumlu tuttuğunu göstermektedir diyebiliriz.
Bu anlattıklarımızın, destanın bütünü, gayesi, anlatmak istediği dikkate alındığında aynıyla Oğuz Kağan destanında olduğu görülecektir" şeklinde konuştu.
Delice, Oğuz Kağan Destanı'yla ilgili şunları söyledi:
"Bu destan, Türk milletinin var oluşunu, karakterini, milli hasletlerini, hedeflerini, cihan hakimiyeti mefkuresini, insanlık, adalet anlayışını en güzel anlatan bir destandır.
Destana göre, Oğuz Kağan, Nuh aleyhisselamın oğluYafes'in oğlu Türk'ün soyundan gelmektedir. Bütün dünyaya hakim olmuştur. Altı oğlu vardır ve bu altı oğlundan 24 torunu meydana gelmiştir. Dünyayı altı oğlu arasında paylaştırmıştır.
Destan, tarihi gerçeklerle tam bir uyum halindedir. Oğuzlar tıpkı destanda olduğu gibi 24 boydur ve bu boylar bugün destandaki isimlerle anılmaktadır. Bugün Anadolu'da 24 Oğuz Boyunun isimleriyle anılan yerleşim birimleri vardır. Oğuz Kağan'ın hayatı Mete Han ve Zülkarneyn aleyhisselamın hayatı birbirine çok benzemektedir.
Gelelim Destanda geçen Altın Yay ve Gümüş Okların ne olduğuna Oğuz Han'ın yanından hiç ayırmadığı Uluğ Türk isimli bilge bir kişi vardır. Bu rüyasında Altın Yay'ın doğuya doğru gidip kuşattığını, Gümüş Okların da batıya doğru gittiğini gördü. Rüyasını Oğuz Kağan'a anlattı ve bu rüyanın Onun neslinden gelenlerin cihan hakimiyetine işaret ettiğini, oğullarını bunları bulmak üzere doğu ve batıya göndermelerini, söyledi. Oğuz Kağan, evlatlarını gönderdi.
Fethettiği ülkeleri oğulları arasında paylaştırdı. Altın Yay'ı bulan oğulları Gün Han, Ay Han ve Yıldız Han'a doğu; Gümüş Okları getiren Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han'a da batı ülkelerini olmak üzere 'Bu ülkeler mülkünüz değil, size emanettir, sizden sonraki nesillere daha mamur, daha yaşanır, daha huzur dolu teslim etmek üzere. Buğday başağı gibi olun. Nimetler, güç, bilgi arttıkça boynunuz bükülsün, nasıl şükrederiz endişesiyle' dedi.
Gümüş Okların her birini küçük oğulları Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han'a verdi. 'Ok, yaya tabidir, yay ile hedefe gönderilir, siz de Altın Yay'a sahip bulunan ağabeylerinize tabi olunuz' dedi ve bunlara Uluğ Türk'ün işaretiyle Üç Oklar ismini verdi, Altın Yay'a tabi olduklarını söyledi. Gümüş Okların insanda bedeni ve aklı temsil ettiklerini ve gönlün emrinde olduklarını belirtti.
Sonra, üç parça olan Altın Yay'ı büyük oğulları Gün Han, Ay Han ve Yıldız Han arasında paylaştırdı, ancak orta parçanın Ay Han'a düşmesine dikkat etti. Bunlara da Boz Oklar adını verdi, Boz'un al renge benzediğini, renksizliği, hakikatte yok olmayı, insanda ruhu, gönül erlerini temsil ettiğini göstermek üzere
'Altın Yay, kılıç, kalem ve könülü (gönülü) temsil eder. Bir devletin muvaffak olması için bu üçünün bir olması ve gönüle tabi olması gerekir. Bunun için Üç Oklar, Boz Oklara tabidir.' dedi.
Bizim Altın Yay romanımızda geçtiğini göre, Altın Yay ve Gümüş Oklar, Nuh aleyhisselam zamanından kalmıştır, çok ileri bir teknolojinin ürünüdür, dünyayı çevre felaketinden koruyacak özelliğe sahiptir, ancak Oğuz Han'ın altı oğlunun neslinden gelenler vasıtasıyla çalışır. Bunların korunması Kayı Boyuna verilmiştir. İşte bunun için Kayı Boyu bayrağı AltınYay ve Gümüş Okları temsil eder, diyoruz.
Altın Yay ve Gümüş Okların Ertuğrul Gazi'ye verildiğine dair bir bilgi yok. Ama Orhan Gazi'den itibaren kullanılmaya başlayan tuğraya bakarsanız, tuğranın; Altın Yay ve üçü Gümüş Ok'tan meydana geldiğini ve bunların temsil ettiği Kılıç, Kalem ve Könülün (gönülün) bir olmasının Osmanlı Devletinde yaşadığını görürsünüz. Demek ki Altın Yay ve Gümüş Oklar, Osmanlı'ya ulaşmış, maddi olarak bilemem, ama mana olarak mutlaka ulaşmış.
İlk ok ve yayın Cennet'ten geldi söylenmektedir. Ok ve yay, ölümü değil, hedefe gidişi temsil eder. Ok, yay ile hedefe gönderilir, hedefe giderken önüne çıkanı, hedefe gitmesine engel olanı öldürür. Yeryüzünü ermeydanı kılmayı, ilahi bilgiye, vahye engelsiz ulaşmayı temsil eder. Savaş; kişinin ilahi bilgiye, vahye kavuşma hakkını sağlama, buna engel olanları, zorbaları ortadan kaldırmadır, zorla iman ettirme değildir". - İSTANBUL