Kartepe Zirvesi
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu Kartepe Zirvesi, ikinci gününde düzenlenen oturumlarla devam ediyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu Kartepe Zirvesi, ikinci gününde düzenlenen oturumlarla devam ediyor.
The Green Park Kartepe Otel'deki zirvede düzenlenen "Uluslararası Sistem ve Darbeler" oturuma, Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Karagöz Yerdelen, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bengül Güngörmez, Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi'nden (UTGAM) Yrd. Doç. Dr. Ömer Aslan ve Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdem Özlük katıldı.
Prof. Dr. Yerdelen, düzenlenen toplantıları, etkinlikleri, çıkarılan kitapları iyi irdelemek gerektiğini, bunların emperyalizmin açık hedefi olarak kullanılabilecek bir uç nokta olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini aktardı.
Bu noktada bilinçli çoğunluğun önemine vurgu yapan Yerdelen, "Bilinçli çoğunluk olmak her şeyden önemli. Bu bizim varlık nedenimiz. Bilinçsiz çoğunluk olarak sadece bir oy kitlesi oluştururuz. Oy kalabalığı oluştururuz. Halk bir oy kalabalığı değildir. Bilinçli çoğunluk olarak her şeyi ele almalıyız." ifadelerini kullandı.
Yerdelen, 45 yıldır emperyalizmin 2 koldan ülke içine sızdığını belirterek, şunları söyledi:
"Birincisi FETÖ'nün devlet aygıtını parça parça içine sızarak işgal etmesi. Hakimlerimizi, öğretmenlerimizi, yöneticilerimizi, vatandaşlarımızı, temiz insanlarımızı parça parça işgal etmesi. İkincisi ise etnik yapılara, mezhep yapılarına bölmesi, parçalaması ve sürekli bir iç savaşın ortaya çıkması için hiç durmadan 40 yıldır mücadele etmesi. Biz bilinçli çoğunluk olmak zorundayız. Popüler olan her şeye 'aman ne güzel' diyerek, peşinden koşup gitmek istememeliyiz."
Doç. Dr. Bengül Güngörmez de FETÖ'yü anlamakta kahramanlık, mesihçilik, gnostisizm ve yabancılaşma kavramlarının önemine değindi.
FETÖ'nün, ortodoks dininin sembollerini ve insanların iyi niyetini kullanarak bir çıkar örgütü oluşturduğunu ve devletin bütün kademelerine sızdığını anlatan Güngörmez, "Dolayısıyla da toplumun Batı'ya doğru total dönüşümünü hedefledi diye düşünüyorum. Amerika, bu çağın kahramanı olarak, dünya ekonomisini ve siyasetini dizayn etmeye çalışırken bize de 15 Temmuz'da dünyanın başka yerlerinde yarattığı gibi darbe gecesini yarattı. Hepimiz acı çektik. Bu darbe Pensilvanya'dan yönetiliyordu. Bence en önemli özelliklerinden birisi, ordunun ana karargahından değil Pensilvanya'dan yönetilmesiydi. Bu darbe girişimi yalnızca iktidarı geçici bir süre ele geçirmeye yönelen bir iç kalkışma değildi. Bu darbe Batı'nın istekleri doğrultusunda iktidarı ele geçirdikten sonra Türk toplumunu yeniden dönüştürme projesiydi." şeklinde konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Erdem Özlük ise 'FETÖ' isminin doğru olmadığı düşüncesinde olduğunu ifade ederek, bu ismin değiştirilmesi gerektiğini aktardı.
2013'ten sonra terör örgütü olarak kabul edilen bu yapının 2016'dan sonra silahlı bir terör örgütüne dönüştüğünü dile getirerek, bunun Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü (FESTÖ) olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Ömer Aslan da "Darbe Teşebbüsleri Ne Zaman Başarısız Olur? Savaş Sonrası Dokuz Darbe Teşebbüsünün Tarihsel Mukayesesi" adlı sunum gerçekleştirdi.