Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Kartepe Zirvesi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, "15 Temmuz'u diğerlerinden ayırt eden şey, Türk insanı ve milleti bir araya geldi, bütünleşti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, "15 Temmuz'u diğerlerinden ayırt eden şey, Türk insanı ve milleti bir araya geldi, bütünleşti. Millet Cumhurbaşkanı'nı destekledi ve darbeye 'dur', demokrasimizi elimizden almak isteyenlere 'dur' dediler." dedi.

Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu ve 26 ülkeden 187 katılımcının sunacakları bildirilerle darbeler düzeninin karanlıkta kalan yüzlerini ortaya çıkaracağı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce The Green Park Kartepe Otel'de gerçekleştirilen Kartepe Zirvesi'nde Ravza Kavakçı Kan moderatörlüğündeki "15 Temmuz ve Medya" konulu panele gazeteciler Stelyo Berberakis, Wadah Khanfar, Okan Müderrisoğlu ve Mohsin Majid Mughal, konuşmacı olarak katıldı.

Kan, panelin açılışında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'un Türkiye'deki birçok insan ve kendisi için tarihi bir gün olduğunu söyledi.

1980 darbesini hatırlayacak kadar yaşının yeterli olduğunu belirten Kan, "1980 öncesi darbelerden de yaşlı insanlardan da bilgi edindim. 15 Temmuz'u diğerlerinden ayırt eden şey, Türk insanı ve milleti bir araya geldi, bütünleşti. Millet Cumhurbaşkanı'nı destekledi ve darbeye 'dur', demokrasimizi elimizden almak isteyenlere 'dur' dediler." diye konuştu.

Ravza Kavakçı Kan, darbe girişiminin ilk saatlerinde birçok insanın kendisini aradığını dile getirerek, "İsmini hatırlamadığım bir kanal ve muhabir Cumhurbaşkanı henüz televizyona çıkmadan, resmi açıklama henüz yapılmamışken 23.30 gibi 'Cumhurbaşkanı nasıl hayatta?' diye sordu. Ben yanlış anladığımı düşündüm onun ne demek istediğini anlamaya ve saygılı davranmaya çalıştım. Ona 'Şaka mı yapıyorsun, nasıl bir soru bu?' diye sordum. 'Sokakta insanlara ateş ediliyor, ölüyor sen bana Cumhurbaşkanı nasıl hayatta mı soruyorsun, o iyi korunuyor dedim' ve o geri adım attı." şeklinde konuştu.

Sonra bazı kaynaklardan bilgi almaya başladıklarını anlatan Kan, "CNBC'nin yaptığı yorumda 'Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk hükümetini dini bir noktaya getirdiği için hükümete darbe yapılması kanuni'. Diğer yanlış bir bilgi Erdoğan'ın başka bir ülkeye kaçtığı bilgisiydi. Bu bilgi bizim için sürprizdi aslında sürpriz de olmamalıydı. Bunlar üretilmiş haberlerdir, sunumun gücüdür. Gücü elinde bulunduran kişinin ürettiği haberlerdir ve medyanın elinde çok gücü var." ifadesini kullandı.

"Yunan basınının büyük bir ilgisi vardı"

Gazeteci Stelyo Berberakis ise, 15 Temmuz gecesi gelişmeleri sabaha kadar izlediğini söyledi.

Yunan basınının büyük bir ilgisinin bulunduğunu anlatan Berberakis, "Avrupa'nın hiçbir yerinde olmayan bir şey oldu medya açısından, bütün yayın akışlarını kestiler ve Türkiye ile bağlantı kurmaya başladılar, muhabirler üzerinden veya yabancı ajanslar üzerinden. Bana da tabii soruyorlardı 'ne oluyor ne bitiyor' diye, ben de televizyonda ne görüyorsam onu aktarıyordum. Böyle bir darbenin ancak ve ancak Kemalistler tarafından yapılmış olabileceğiydi kanısı hakimdi." diye konuştu.

Berberakis, 15 Temmuz gecesi Yunanistan Başbakanının darbecilere karşı tavrını koyduğunu belirterek, "Ama 6 saat sonra Yunanistan'a 8 darbeci askerin geleceğini bilemezdi, 16 Temmuz sabahı böyle bir haberle devam ettik darbe serüvenine. Bütün Yunanistan şok olmuştu. Yani darbeci askerlerin Dedeağaç Havalimanına askeri helikopterle mecburi iniş istedikten sonra çünkü oradaki yetkililier de ne olup bittiğini bilmiyorlardı. Oraya indiler ve iner inmez siyasi iltica talebinde bulundular." dedi.

Hükümetin, radikal sol hareketinden geldiğini ve askeri üniformaya karşı alerjilerinin bulunduğunu anlatan Berberakis, şunları söyledi:

"Neden söylüyorum bunu çünkü Yunanistan da aynı Türkiye gibi bir sürü darbelere şahit olmuş, işkence ve sürgünlerden geçmiş bir halk olarak genel olarak sevmezler yani askeri. O andan itibaren ne yapacaklarını bilemediler, hükümet yetkilileri sormuş olduğumuz sorulara cevap veremediler çünkü durum değerlendirmesi yapıyorlardı."

Berberakis, hükümet içindeki önemli bir kanadın askerlerin gelir gelmez direkt Türkiye'ye iade edimesi kanısında bulunduğunu fakat bunun gerçekleşmediğini dile getirerek, "Çünkü siyasi iltica isteyen birinin nerede olursa olsun hele hele Avurupa'da olunca mutlaka bir hukuki sürece girmesi lazım. Onun için bir şey yapamadılar. Ne yaptılar, Yunan Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanlar ve muhalefet partileri, bu askerlerin Yunanistan'da bulunmasının iyi bir şey olmadığını ve bunların iade edilmesi gerektiği konusunda görüş belirttiler. " ifadelerini kullandı.

Gazeteci Wadah Khanfar da 15 Temmuz gecesini 3 ana açıdan ele aldığını söyledi.

Türkiye tarafında o gece Türk medyasında mükemmel anlar yaşandığını aktaran Khanfar, "Bunun 3 ana bileşeni vardı, o üç bileşen bir araya geldi ve medya mükemmel bir şekilde bütün o geceyi kapsadı. Halkın farkındalığı, liderlik ve bunun kararlılığı, üçüncü olarak da medyanın tutarlı bir şekilde hem halkın hem de liderliğin yanında olması mükemmeldi. Medya söz konusu olduğunda bunun her zaman yaşanmadığını söyleyebilirz. Türk toplumu o gece çok net, çok yalın bir şekilde demokrasi savaşı verdi. 'Biz demokrasiyi savunuyoruz.' dedi. Türk halkı ve çok muazzam bir fankındalık yarattı." dedi.

Gazeteci Okan Müderrisoğlu da 15 Temmuz'un Türkiye'de demokrasi tarihinin yeniden yazıldığı önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

FETÖ'nün medya yapılanmasının, örgüte bağlı ve örgütün yayın organı olarak çalışan gazete, televizyon ve radyoların bulunduğunu belirterek, "Fakat en dezavantajlı olduğumuz, merkez medyanın içine sızmış kripto isimlerdi ki gerçekten örgütün kendi yayın organlarından öte merkez medyayı da değişik elemanları aracılığıyla yönlendirmeye ilişkin ciddi bir çalışması olmuştur." ifadelerini kullandı.

Gazeteci Mohsin Majid Mughal da o gece kurum olarak yaşadıkları sıkıntıları ve nasıl haber servis ettiklerini anlattı.

Panelistler, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.

Bugünkü bölümü tamamlanan zirve, yarın 20 oturumla devam edecek.

Kaynak: AA / Güncel
title