Karakullukçu: Toplumun Mızrabıdır
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, ifade hürriyetinin bir toplumun mızrabı olduğunu belirtti.
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, "İfade hürriyeti bir toplumun mızrabıdır, tezenesidir. O mızrap, o tezene iledir ki toplumun ortak sesine, ortak nefesine vakıf olursunuz" dedi.
Karakullukcu, Türkiye'de İfade ve Medya Özgürlüğü Konferansı'nda, tarih boyunca düşünürlerin ifade hürriyetini, bireyin fikri gelişiminin en önemli aracı olarak gördüklerini belirtti.
Basın özgürlüğünün ise ifade hürriyetinin kurumsallaşmış hali olduğunu dile getiren Karakullukcu, "Basın özgürlüğünün varlığı, diğer özgürlüklere bir köprü, hatta garanti niteliği taşır" dedi.
Her özgürlük gibi bu özgürlük hakkının da sınırsız olmadığına vurgu yapan Karakullukcu, bunun başkalarının temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmeksizin kullanılması gerektiğini kaydetti.
Karakullukcu, bu alandaki bilgi kirliliğinin veya gerçekle örtüşmeyen bilgilendirmelerin, kişi ya da toplum aleyhine telafisi güç veya imkansız olumsuzluklara sebebiyet verebileceğini de bildirdi.
Karakullukcu, şöyle devam etti:
"İstisna da olsa bazen bir haber, ömür boyu biriktirilen itibarı zedeleyebilirken, haberin gerçeği yansıtmadığı durumlarda bu itibarın iadesi mümkün olmamakta, kişiler, hem de durup dururken, kendilerini savunmak zorunda bırakılabilmektedirler. Sözkonusu olan kamuoyunu oluşturmak olduğunda basın, elinde bulundurduğu kitle iletişim araçlarıyla kişiler ve hatta kurumlar karşısında çok daha güçlü bir konumdadır. Bu güç, başta kişilik hakları ve haberleşme özgürlüğü olmak üzere, diğer temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde kullanılmamalıdır. İfade ve basın hürriyetinin fertlerin bilgi edinme hakkı ve kendini gerçekleştirmesine bakan yönü yanında, bir de toplumsal barışa bakan yönü vardır. Zira toplumsal barış için öncelikle bireylerin ne dediğinin doğru bir şekilde anlaşılması, bunun için de sağlıklı bir empatinin yapılması gereklidir."
Karakullukcu, empati yapılabildiği sürece, içinde yaşanılan toplumun diğer fertlerinin duygu ve düşüncelerinin anlaşılabileceğini ve bir denge kurulabileceğini söyledi.
-"Ekonomik ve siyasal gücünü de kaybettirir"-
"İşte bu nedenle, ifade ve basın hürriyeti, toplumsal barışın tesisi ve devamı açısından hayati bir önem arz eder" diyen Karakullukcu, "İfade hürriyeti bir toplumun mızrabıdır, tezenesidir. O mızrap, o tezene iledir ki toplumun ortak sesine, ortak nefesine vakıf olursunuz. Onu insanın elinden aldığınızda toplumun sesi kesilir" diye konuştu.
İfade ve basın hürriyetinin bir toplum açısından yalnızca hukuki değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve siyasal bir boyut taşıdığını da belirten Karakullukcu, "Zira bu özgürlüğün yokluğu, neticeleri itibarıyla, topluma yalnızca iç barışını değil, ekonomik ve siyasal gücünü de kaybettirir" dedi.
Yargının toplumsal barışın ve birlikte yaşama istencinin önemli bir destekleyicisi olduğunu vurgulayan Karakullukcu, hakimlerin ifade hürriyeti konusunda verdiği kararla, toplum üzerinde çok önemli bir etki oluşturduğunu hatırlattı.
"Bu konferansın ifade ve basın hürriyeti ile ilgili olumsuz istatistiklere üzüldüğümüz son konferanslardan biri olmasını temenni ediyorum" diyen Karakullukcu, şunları kaydetti:
"Mevzuattaki olumlu gelişmeleri uygulayacak hakim ve savcılarımızın da temel hak ve hürriyetlere yaklaşımlarında çok önemli gelişmeler olduğunu gözlemlemekteyim. Mevzuatın uygulayıcısı olan yargı, AİHM tarafından belirlenen, meşruluk, yasallık, demokratik toplum düzeninde gereklilik ve bunun bir alt unsuru olan orantılılık ilkelerinin sınırları içerisinde her türlü ifade, teşebbüs, din ve vicdan hürriyetini genişleten bir yaklaşıma sahip olmalıdır. Kanaatimce Türk yargısı bu yolda emin ve hızlı adımlarla ilerlemektedir. Türkiye'de İfade ve Basın Özgürlüğü Projesi, hakimlerimize ve savcılarımıza çok kıymetli katkılar sunmaktadır. Bu ve benzeri projelerin oluşturduğu farkındalık, ilerlemeye çok önemli bir ivme katmaktadır."
Karakullukcu, Danıştay olarak genelde, temel hak ve özgürlüklerin, özelde ise ifade ve basın hürriyetinin geliştirilmesi, AB standartlarının yakalanması, hatta aşılması yönündeki her türlü gayreti desteklediklerini de sözlerine ekledi.
Muhabir: Barış Gündoğan - Aylin Sırıklı Dal
Yayıncı: Ziver Büyüktaş - ANKARA