Karadeniz'de Kirlilik Tehlikesi
Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz'in hem petrol kirliliği, hem de evsel atıklara maruz kaldığını söyledi.
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz'in yılda ortalama 571 milyon 175 bin metreküp evsel atık ve 111 bin ton petrolle kirlendiğini söyledi.
Dolguların da Karadeniz'deki kirlenmeye etki ettiğini belirten Prof. Dr. Bat, "Kirlenmenin en uygun olduğu deniz ortamı, insanlığın gelecekteki besin deposu olma özelliğini hızla kaybetmektedir" dedi.
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz'in kirlilik yükünün kıyısı olan ülkelerdeki nehirlerin getirdiği atıklar yüzünden gün geçtikçe yükseldiğini söyledi. Bu durumun Marmara ve Ege Denizi üzerinde de önemli bir etki yarattığına dikkat çeken Prof. Dr. Bat, "Ayrıca Karadeniz, kanalizasyonlarda bulunan bakterilerin Türkiye'nin diğer denizlerine göre daha fazla yaşayabildiği bir su ortamıdır. Bunun sebebi, Karadeniz'de güneş ışınlarının daha az, su ısısının ve tuzluluğun daha düşük olmasıdır" diye konuştu.
TUNA HAVZASI ÜLKELERİ ÖNEMLİ
Karadeniz'in kıyı şeridinde yaklaşık 10 milyon 385 bin kişinin yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Bat, "Yılda ortalama 571 milyon 175 bin metreküp evsel atık nehirler aracılığı ile ya da doğrudan Karadeniz'e akmaktadır. Karadeniz'e çözülmüş halde dökülen azotun yüzde 53'ü ve toplam fosforun yüzde 66'sı Tuna Havzası'ndan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle temizleme çalışmalarında en büyük görev Tuna Havzası'ndaki ülkelere düşmektedir. Karadeniz'e her yıl ulaşan 111 bin ton petrolün yaklaşık yüzde 48'i Tuna nehirlerinden gelmektedir. Geriye kalan miktarın çoğu ise yanlış uygulamalar ile petrol ürünlerinin hatalı taşınmasıyla ortaya çıkan karasal kaynaklıdır" dedi.
KİRLENMENİN BİRÇOK NEDENİ VAR
Karadeniz'in Türkiye kıyılarından kirlenmesinin birçok nedeni olduğunu belirten Prof. Dr. Bat, şunları kaydetti:
"Kıyı boyunca tüm yerleşim birimlerinin kentsel atık suları herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan denize verilmektedir. Bunun en tipik örnekleri Samsun, Ordu, Giresun ve Sinop il merkezleridir. Yörede kurulu bulunan az sayıdaki endüstri tesisinin kullanılmış suları doğrudan veya akarsular yolu ile dolaylı olarak arıtılmadan Karadeniz'e gelmektedir. Karadeniz'in kıyısındaki il merkezinde bulunan petrol dolum tesisleri civarında dolum sırasında önemli ölçekte petrol kirlenmesi oluşmakta, limanlar çevresinde ve seyir halindeki gemilerden denize boşaltılan sintine ve balast suları ile kıyı sularında önemli kirlenmeler ortaya çıkmaktadır."
Prof. Dr. Levent Bat, Samsun başta olmak üzere Karadeniz kıyısındaki yerleşim birimlerinin büyük çoğunluğunda yer kazanmak amacıyla çöp dahil her türlü hafriyatın denize döküldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Bat sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu uygulamalar da deniz kirliliğine neden olmaktadır. Akıntı ve dalga hesabı iyi yapılmadan gerçekleştirilen dalgakıran ve limanlar, çok önemli deniz ortam tahribatına neden olmaktadır. Yöredeki akarsu vadilerdeki plansız iskan nedeniyle oluşan taşkınlar sırasında foseptikler kaynaklardan denize yoğun kirletici taşımaktadır. Kirlenmenin en uygun olduğu deniz ortamı, insanlığın gelecekteki besin deposu olma özelliğini hızla kaybetmektedir. Günümüzde hiç bitmeyeceğini sandığımız su canlıları yavaş yavaş tükenmekte, kendilerini doğal yoldan yenileyebilme kapasiteleri gittikçe azalmaktadır. Zirai ilaçlar, inorganik atıklar, ağır metaller, yağ ve türevleri, petrol ürünleri, endüstriyel organik atıklar, deterjanlar gibi atıklar yüzünden su kirlenmesi yaşanmaktadır." - Sinop