Kara Harp Okulundaki Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulunda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözleşmeli subay adaylarının da bulunduğu 164 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulunda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözleşmeli subay adaylarının da bulunduğu 164 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki mahkeme salonunda görülen davada savunma yapan sanık kursiyer Mehmet Büyükkurt, güvenli bölgeye gideceğini düşündüğü, helikoptere korku ve panik içinde bindiğini, indiklerinde ise üzerilerine taşlar geldiğini söyledi.
Altın varaklı kapıyı görünce Genelkurmay Başkanlığında olduğunu anladığını dile getiren Büyükkurt, sabaha kadar şarjörsüz, silahını kimseye doğrultmadan beklediğini, sabah olduğunda da bahçe demirlerine tırmanıp dışarı çıkarak polislere sığındığını anlattı.
FETÖ/PDY üyelerinin haberleşme programı "ByLock"u kullanmadığını, örgüt üyesi olmadığını savunan Büyükkürt, tahliyesini talep etti.
"Ateşe atıldık"
Sanık kursiyer Mesut Kara da büyük çaplı bir terör tehdidi olabileceğini düşündüğünü iddia ederek, alarm üzerine rastgele bir silah alarak otopark alanına gittiğini ifade etti.
Kara, gece saatlerinde güvenli bölgeye götürülecekleri söylenerek, helikoptere bindirildiklerini, bindiği helikopterde üsteğmen rütbeli bir de subay olduğunu belirtti. Gece karanlığında nereye indirildiklerini anlamadığını iddia eden Kara, helikopterdeki subayın üzerilerine ateş geldiğini ve kendisini takip etmelerini söylemesi doğrultusunda onu takip ettiklerini, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafında daha sakin bir yere ulaştıklarını anlattı.
Kara, subaya sorduklarında "Arkadaşlar sanırım TSK yönetime el koymuş" dediğini ve daha fazla şey öğrenmek için yanlarından ayrıldığını ancak bir daha gelmediğini dile getirdi.
Mevcut durumun kendilerini ilgilendirmediğini düşünerek bir duvar dibinde çaresizlik içinde beklemeye başladıklarını iddia eden Kara, halkla karşı karşıya gelmediğini savundu. "Hainler tarafından ateşe atıldık" diyen Kara, Üsteğmen Hasan Ali Seyrek'in girişimleriyle Genelkurmay Başkanlığından çıktıklarını ifade etti.
Kara, suçlamaları reddederek tahliyesini talep etti.
Sanık kursiyer Mesut Kaya da alarmın ardından kendisinin de şarjörsüz bir silah alıp otopark bölgesine gittiğini, kursiyerler arasında "IŞİD saldırısı, terör saldırısı" gibi söylemler olduğunu öne sürdü.
Kaya, güvenli bölgeye götürülecekleri ifade edilerek helikopterlere bindirildiklerini, indiklerinde ateş altında olduklarını, kendileriyle gelen rütbelinin de korunmak için yere yatmalarını söylediğini aktardı.
Daha sonra 13 arkadaşıyla depo gibi bir yerde beklediklerini anlatan Kaya, burada Mamak'tan geldiklerini öğrendikleri erlerin, Genelkurmay Başkanlığında olduklarını söylediğini, onların da buraya terör saldırısı olduğu söylenilerek getirildiklerini aktardıklarını anlattı.
"Rütbelilerin davranışlarından dolayı rehin gibi olduğumuz için ayrılamadık." diyen Kaya, bir rütbelinin silah doğrultarak kendilerini G3 piyade tüfeği almaya zorladığını, bazı arkadaşlarının da almak zorunda kaldığını söyledi. Bu sırada gelen Üsteğmen Hasan Ali Seyrek'in, kursiyerlerle ilgileneceğini söyleyip kendilerini buradan uzaklaştırdığını ifade eden Kaya, ilerleyen saatlerde erlerle polislerin araladığını düşündüğü parmaklıklardan çıkmaya çalıştığını anlattı. Kaya, ancak rütbeli birinin bir kursiyeri de tekmeleyerek çıkışlarını engellediğini, sonrasında parmaklıklardan atlayarak polise sığındığını belirtti.
Sanık kursiyer Muhammed Emin Özgöl de Genelkurmay Başkanlığında helikopterin hem kendilerine hem de sivil halkın üzerine ateş açtığını anlattı. Özgöl, yanlarına gelen bir albayın, yaralı siviller olduğunu ve onları dışarı çıkarıp ambulansa koymak için yardım istediğini ifade ederek, bunun üzerine yaralıların çıkarılıp sağlık ekiplerine ulaştırılmasına yardım ettiklerini söyledi.
Sanık kursiyerler Mikail Şener, Mevlüt Melemez ve Muhammed Bayazit'in de benzer savunma yaptığı duruşmaya yarın devam edilecek.