Kapatılan Yarsav'ın Başkanı Arslan Hakkındaki Fetö Davası
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) başkanlarından Murat Arslan'ın "Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üye olmak" suçundan yargılanmasına devam edildi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) başkanlarından Murat Arslan'ın "Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üye olmak" suçundan yargılanmasına devam edildi.
Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Arslan ve avukatı Öykü Didem Aydın katıldı.
Mahkeme Başkanı Abdullah Tanrıkulu, Arslan hakkında "silahlı terör örgütü yönetme" suçundan geçen haftalarda yeni dava açıldığını ve bu davanın, mevcut davayla birleştirildiğini söyledi.
Tanrıkulu, mahkemenin müzekkeresini yanıtlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, ByLock içeriklerinin henüz gelmediğini bildirdiğini kaydetti.
Sanık avukatı, müvekkili hakkında yeni açılan davanın kendisi ve müvekkiline tebliğ edilmediğini belirtti.
Aynı suçlamalar üzerine 2 ayrı dava açılmasının yasaya aykırı olduğunu ve yüklenen suçun delillerle açıklanamadığını savunan avukat, birleştirilen dosyanın iadesini istedi.
Mahkeme heyeti, cumhuriyet savcısının da görüşü doğrultusunda, birleştirilen dosyanın iadesi talebini reddederek duruşmaya devam etti.
Arslan ise iddianame kendisine tebliğ edildikten sonra bu dosya kapsamında savunmasını yapacağını söyledi.
- Tanıklar dinlendi
Duruşmada geçmişte Sayıştay ve Anayasa Mahkemesinde görev yapan Ali Rıza Aydın "tanık" olarak dinlendi.
Aydın, Sayıştaydan Anayasa Mahkemesine raportör olarak geçtiğini, Arslan'ın de kendisi gibi Sayıştaydan Yüksek Mahkemeye raportör olarak geldiğini anlattı.
Arslan ile Anayasa Mahkemesindeki görevi sonrasında dostluklarının geliştiğini ifade eden Aydın, YARSAV'ın kurucuları arasında bulunduğunu bildirdi.
Aydın, Arslan'ın FETÖ yapılanması içinde yer alıp almadığı konusunda, "Murat Arslan'ın özel yaşamı dahil olmak üzere hiçbir bağ, bağlantı ne gördüm ne hissettim." dedi.
- "Örgütsel toplantıya dahil oldu"
Bulunduğu ilden telekonferans sistemiyle dinlenen Recep Ünal da geçmişte Anayasa Mahkemesi raportörü olduğunu ve Arslan'ı buradan tanıdığını dile getirdi. Ünal, şu ifadeleri kullandı:
"Kendisinin Anayasa Mahkemesindeki görevinden ayrılmasından önceki bir yıllık sürede samimi olduk. Yargı yapılanmasında eğitim birimi varmış. Bunu Anayasa Mahkemesine başladıktan sonra öğrendim. Bu eğitim birimi yapılanmasında bulunanlar, son dönemde çocuklarının malum evlere gidiş gelişlerinin takibi konusunda yardımcı olmamı istedi. Mustafa Dağıstan, Metin Efe ve huzurdaki sanık Murat Arslan istedi. Kendisinin çocuğunun bu malum evlere gidip gelmesiyle alakalı bilgi akışı sağladım. Selami Er, sohbet toplantısı diye tabir ettiğimiz örgütsel toplantı için huzurdaki sanığı çağırmış. Hep birlikte salonda otururken kendisi içeri geldi ve bu şekilde toplantıya dahil oldu."
Murat Arslan'ın "Danıştayda hangi sıfatla ifade verdiniz?" sorusu üzerine Ünal, "Danıştay eşimin iş yeriydi. Eşimle ilgili soruşturma yürütüldü. Benim de kendi rızamla, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma düşüncem vardı. Bu kapsamda ifadem alındı. Herhangi bir sıfatla alınmadı." diye konuştu.
Ünal, cevabın ardından, soruların doğrudan sanık tarafından değil, heyet aracılığıyla sorulmasını istedi.
Mahkeme Başkanı Tanrıkulu, sanığın doğrudan tanığa soru sorabileceğini Ünal'a iletti.
Avukat Aydın'ın, "Müvekkilin çocuklarına aracılık etmenizi kim istedi?" sorusu üzerine Ünal, "Bunu isteyen Harun Samsa'dır. Benim eğitim biriminde görüştüğüm üst konumdaki kişidir." dedi.
Aydın'ın "Müvekkil örgütle beraber hareket eden biri olsa sizin aracılığınıza neden ihtiyaç duysun?" sorusuna Ünal, "Avukat hanımla polemiğe girmek istemiyorum. Burada devletime yardım etmek istiyorum. Örgütün stratejisi gizlilik üzerine. Kişi doğrudan ışıkevi tabir edilen yere kendisi yerleştiremez. Ben de çok yadırgamıştım bunu. Ama böyle bir şey yapmışlar. Söyleyeceklerim bundan ibaret." yanıtını verdi.
Ünal, avukatın başka bir sorusu üzerine, 15 Temmuz'dan bu yana FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunmadığını savundu.
Bulunduğu ilden telekonferans sistemiyle tanık olarak dinlenen Harun Samsa ise 2006-2016 arasında Danıştayda tetkik hakimliği yaptığını, sonra meslekten ihraç edildiğini bildirdi. Samsa, "Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldım. Murat Arslan ile tanışıklığım yok. YARSAV başkanlığı yaptığını medyadan biliyorum." şeklinde konuştu.
Samsa, Recep Ünal'ın, kendisi hakkında doğru olmayan beyanlar verdiğini ileri sürdü.
Tanık beyanlarına ilişkin diyeceği sorulan Arslan, "Recep Ünal'ın eşi Danıştayda zabıt katibiymiş. Soruşturma açılınca panikle, karısını ve kendisini kurtarmak için iftiraya başvuruyor." ifadelerini kullandı.
Arslan, "Tutukluluğa ilişkin bir talebim yok." dedi. Avukatı Aydın ise "Murat Arslan 563 gündür tutuklu. Suçlamanın, iddianamenin mahiyeti ortada." değerlendirmesini paylaştı. Avukat ayrıca müvekkilinin tahliyesi talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, suçun vasıf ve mahiyeti, istenen cezanın alt ve üst sınırı, delillerin henüz toplanmamış olması, tanık beyanları, sanığın ByLock kullandığına ilişkin deliller gibi gerekçelerle Arslan'ın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ByLock içeriklerinin istenmesine ilişkin yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasını da kararlaştıran heyet, duruşmayı erteledi.
İddianame
İddianamede, FETÖ/PDY'nin yargı yapılanmasında Arslan'ın da yer aldığı ve YARSAV'da üstlendiği görevle örgütün amacı doğrultusunda eylemlerde bulunduğu belirtiliyor.
Arslan'ın, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'un kullanıcısı olduğu da kaydediliyor.