Kanserle Mücadeleye Ömrünü Adadı
Sakarya'da hem babasını hem de 29 yıllık hayat arkadaşını kanserden kaybeden Nihal Akar, kanser hastası nice kişilere umut olabilmek için kurduğu dernekte 15 yıldır özveriyle çalışıyor.
ONUR ORHAN - Sakarya'da hem babasını hem de 29 yıllık hayat arkadaşını kanserden kaybeden Nihal Akar, kanser hastası nice kişilere umut olabilmek için kurduğu dernekte 15 yıldır özveriyle çalışıyor.
Liseyi bitirdiği yıl babasını beyin kanserinden kaybeden Nihal Akar, büyük acı yaşadı. O yıl eşiyle tanışan ve mutlu giden evliliğinden bir çocuğu olan Akar, oğlunun okulunda Okul Aile Birliği'nde görev yaptığı sırada proje kapsamında bir okula yardım götürdü. Orada lösemi tedavisi gören 7 yaşındaki bir erkek çocuğuyla karşılaşan Akar, yaklaşık 5 ay gönüllülük esasıyla kanser hastası çocuklarla ilgilendi.
Akar, bunun üzerine aldığı bazı eğitimler sonucunda dernek kurmaya karar verdi. Bu sırada 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremde ailesiyle birlikte enkaz altından çıkarılan Akar, yaşadıkları travma nedeniyle dernek kurma çalışmalarını bir süre erteledi. Akar, eşinin de desteğiyle 4 Şubat 2003'te Lösemili Çocukları Koruma Derneği'ni kurdu.
Daha sonra bu konudaki çalışma alanını genişletmek isteyen Akar, derneğin ismini Lösemi ve Kanser Hastaları Sağlık Eğitim Derneği (KANSERDER) olarak değiştirdi. Nihal Akar, 2009 yılında Avrupa Birliği Kanser Hastaları Koalisyonu'na da üye seçildi.
Çevresinde fedakarlığı ve yardımseverliği ile tanınan Akar, 29 yıllık hayat arkadaşı Raşit Kemal Akar'ı (53) da uğruna mücadele ettiği kanserden geçen yıl kaybetti. Yaşadığı tüm acı ve zorluklara rağmen eşinin son anlarında bile kanser hastalarına yardımcı olmaya çalışan Akar'ın en büyük hayali, onlara her alanda mutlu olabilecekleri bir sosyal yaşam merkezi kazandırmak.
Eşi ölmek üzereyken yaşadığı anıyı unutamıyor
KANSERDER Yönetim Kurulu Başkanı Akar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayatının esas imtihanını, geçen yıl eşini karaciğer kanserinden kaybetmesiyle yaşadığını söyledi.
Kanserle mücadele ettikçe, kansere yakalananları mutlu etmeye, destek olmaya çalıştıkça "karşıdaki düşmanın" sevdiklerini aldığını anlatan Akar, şöyle konuştu:
"Ama bu savaşta pes etmek, asla yapımıza ve yaradılışımıza uygun düşmez. Eşimin yatağındayken yine unutamadığım bir anım oldu. Doktorumuz, 'Dakikalar kaldı, kaybediyoruz.' dedi, eli elimdeydi. Bir telefon geldi, tek elimle telefonu açtığımda Antalya'da tedavi gören hastanın babası arıyordu: 'Üç ünite kan lazım, imdat Nihal abla.' diyordu. 'Ben şu an eşimin başındayım, eşimi kaybetmek üzereyim.' diyemedim. Çünkü acımla ben onun acısını katlayamazdım, buna hakkım yoktu. Yine o telefonun tuşlarıyla Antalya'daki emniyeti arayarak kan bağışı yoluyla hastanın kanını temin ettim. Onu temin ettikten 15-20 dakika sonra eşimi kaybetmiştim."
Eşi öldükten sonra travma yaşadığını vurgulayan Akar, "Ancak Antalya'daki baba, beni daha sonra aradığında 'Allah sizden razı olsun, evladım hayata döndü." demesiyle o anda bütün vücudumu saran acı, bir huzura dönüştü. Bir hayat gidiyordu ama başka bir hayata can veriyorduk. Hastalarımız geliyor, çocuk, büyük. Onların ihtiyaçlarına, hayallerine göre bizler çalışma yapıyoruz." dedi.
Dernek binasının da daha önce atıl durumda olduğunu hatırlatan Akar, "Bize dediler ki, 'Gelin 5 sene yaşayın, tadilat yapın, en azından kira ödemeyin.' Gönüllülerle burayı düzenledik ancak şimdi buradan da çıkarılıyoruz. Biz 15 yıldır umudumuzu kesmiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Eşimi kaybetmekle doktora yaptım adeta"
Akar, eşini kaybetmenin kolay bir durum olmadığını, çok canının yandığını belirterek, "29 yıllık hayat arkadaşınızı çalışmalarınızla mücadele ettiğiniz hastalıktan kaybediyorsunuz. İşte bu Yaradan'ın en büyük imtihanı size. O imtihanı en doğru şekilde geçerseniz zaten kazanırsınız. Hiçbir zaman o acımı, o çaresizliğimi buradaki hastalarımıza asla taşımadım. Çünkü onların da hayata dair umutları vardı." diye konuştu.
Yaşamının çok farklı olduğunu, güne adeta telefonlarla, sıkıntıları çözmekle başladığını kaydeden Nihal Akar, birinin sıkıntısını çözüp onu mutlu ettiğinde kendisinin de güne mutlu başladığını anlattı.
"O gün hayatımın en zor günüydü"
Eşinin rahatsızlığıyla ilgili tetkik yaptıkları dönemde, kanser hastalarıyla uzmanları bir araya getirmek amacıyla düzenledikleri toplantıya katıldıkları anlatan Akar, "Bir onkolog hocama dedim ki, 'Hocam, bir yakınımın dosyası bu, bana buradaki durumu izah eder misiniz?' Bir baktı, 'Bu kim, 6 aylık ömrü kalmış.' dedi. O an anlatılamaz bir duygu yaşadım" dedi.
Nihal Akar, 29 yıllık hayat arkadaşına 5 ay boyunca hep yalan konuşmak zorunda kaldığını belirterek, "Beni en çok yoran bu oldu. Çünkü doktorumuz, 'Günümüz sayılı.' diyor ve ben eşimin yanına girdiğimde 1-2 yıl sonranın hayallerini konuşuyoruz çünkü bunu yapmak zorundaydım" ifadelerini kullandı.