Kamuda 600 Bin İşçinin Toplu Sözleşme Süreci... Disk Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: "Oyalamanın Adı Müzakere Değildir.

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sağlık çalışanlarının sorunlarına ilişkin olarak, "2025 yılı Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü anlaşması hükümet tarafından aylarca geciktirilerek enflasyona karşı bir kez daha eziliyoruz. Bir yandan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında eriyoruz öte yandan yüksek vergi dilimleri nedeniyle ücretlerimiz iyice eridi. Kamu işçilerinin büyük bölümü haziran ayında üçüncü vergi dilimi olan yüzde 27’ye girdi. Bir yandan enflasyon bir yandan adaletsiz vergi sistemi belimizi büküyor. Hükümeti uyarıyoruz. Oyalamanın adı müzakere değildir. Verdiğiniz teklif müzakere değil hakarettir. Hükümetin bu teklifiyle müzakere edilmez ancak mücadele edilir” dedi.

(ANKARA) – DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sağlık çalışanlarının sorunlarına ilişkin olarak, "2025 yılı Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü anlaşması hükümet tarafından aylarca geciktirilerek enflasyona karşı bir kez daha eziliyoruz. Bir yandan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında eriyoruz öte yandan yüksek vergi dilimleri nedeniyle ücretlerimiz iyice eridi. Kamu işçilerinin büyük bölümü haziran ayında üçüncü vergi dilimi olan yüzde 27'ye girdi. Bir yandan enflasyon bir yandan adaletsiz vergi sistemi belimizi büküyor. Hükümeti uyarıyoruz. Oyalamanın adı müzakere değildir. Verdiğiniz teklif müzakere değil hakarettir. Hükümetin bu teklifiyle müzakere edilmez ancak mücadele edilir" dedi.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde sağlık çalışanlarının sorunlarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklama esnasında "Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri hakkını alacak" pankartı açıldı. "Enflasyon sebep yoksulluk sonuç", "Sadaka değil hakkımızı istiyoruz", "TÜHİS elini işçinin cebinden çek" dövizleri taşınırken, "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Kamu işçisi köle değildir", Sadaka değil, toplu sözleşme" sloganları atıldı. Açıklamaya DİSK Dev Sağlık-İş, DİSK Birleşik Metal-İş Anadolu Bürosu ve Disk Genel-İş 1 ve 2 No'lu Şubeler katıldı.

Çerkezoğlu, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Bugün bir kez daha Çalışma Bakanlığı önündeyiz. Dev Sağlık-İş Sendikası olarak geçen bu zamanlarda tümüyle haksız hukuksuz biçimde 0.99'la üyelerimiz silinerek hatta sendikanın genel başkanı olarak benim üyeliğim bile sistemden çıkartılarak sendikamız baraj altında bırakılmıştı. O dönemde günlerce burada eylemler yaptık. Açtığımız davada mahkeme sendikamızı haklı buldu ve yargı yoluyla sendikamızın barajı geçmiş olduğu belgelenmesine rağmen sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin Sağlık Bakanlığında, Aile Bakanlığında, üniversite hastanelerinde tüm işyerlerinde özgür toplu sözleşme masalarını kurmasının önüne engeller çıkartıldı. Sendikamız haksız bir şekilde masanın dışında bırakılmasaydı şu an kamu çerçeve sözleşmesi masasında sadece 2 konfederasyon değil, bizde olacaktık. Bu tiyatronun böyle oynanmasına özgür irademizle karşı koyacak ve bu oyunu bozacaktık. Masada olmasak da yüzbinlerce sınıf kardeşimizin sesi soluğu olmak için bu mücadeleyi büyütmek için bugün yine Ankara'dayız.

"Hükümet 600 bin kamu işçisini aylarca oyaladıktan sonra adeta hakaret edercesine gayriciddi bir teklif verdi"

Bugün Adana'dan İstanbul'a, İzmir'den Diyarbakır'a, Osmaniye'den Tunceli'ye, Mersin'den Bursa'ya, Antalya'dan Sivas'a, Bilecik'ten Tekirdağ'a Türkiye'nin dört bir yanından temsilcilerimizle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde toplandık. Hükümet aralarında biz sağlık işçilerinin de olduğu 600 bin kamu işçisini aylarca oyaladıktan sonra adeta hakaret edercesine gayriciddi bir teklif verdi. Devletin, kamu idaresinin bir özel şirket gibi davranması ve toplu iş sözleşmesi görüşmelerini savsaklaması ve oyalaması kabul edilemez. Bu devlet ciddiyetiyle ve kamu yönetimi anlayışıyla bağdaşmaz. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü karşısında 6 aydır kamu çerçeve protokolünün sürüncemede kalması ve oyalanmasını kabul etmiyoruz. Sendikamız Devrimci Sağlık-İş'in işkolu yetkisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hukuksuz biçimde engellendiği için kamu çerçeve protokolü masasına konfederasyon olarak oturamasak da yüz binlerce işçinin hak mücadelesinde tarafız. Kamu işçilerinin haklı mücadelesinin bir parçasıyız ve onlarla omuz omuza hak mücadelesi içindeyiz.

"Alınan ücretler enflasyon ve hayat pahalılığı sebepleriyle hızla eridi"

Kamu işçilerini kapsayan 2025 yılı Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü görüşmeleri aylardır oyalanıyor. 600 bin kamu işçisi gibi biz sağlık işçileri de ücretlerimizin yüksek enflasyon ve vergi kayıpları karşısında erimesine isyan ediyoruz, itiraz ediyoruz. Yüz binlerce kamu işçisinin bir bölümü Temmuz 2024'te bir bölümü Eylül 2024'te zam aldı. 11 aydır aynı ücretle çalışan yüz binlerce kamu işçisi ve sağlık çalışanı var. Türkiye'nin dört bir yanında gece gündüz demeden halkın sağlığı için çalışan biz sağlık emekçileri bir an önce insan onuruna yarışır ücret ve adil çalışma koşulları istiyoruz. İki yıl önce imzalanan kamu toplu iş sözleşmeleriyle alınan ücretler enflasyon ve hayat pahalılığı sebepleriyle hızla eridi. 2025 yılı Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü anlaşması hükümet tarafından aylarca geciktirilerek enflasyona karşı bir kez daha eziliyoruz. Bir yandan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında eriyoruz öte yandan yüksek vergi dilimleri nedeniyle ücretlerimiz iyice eridi. Kamu işçilerinin büyük bölümü haziran ayında üçüncü vergi dilimi olan yüzde 27'ye girdi. Bir yandan enflasyon bir yandan adaletsiz vergi sistemi belimizi büküyor. Hükümeti uyarıyoruz. Oyalamanın adı müzakere değildir. Verdiğiniz teklif müzakere değil hakarettir. Hükümetin bu teklifiyle müzakere edilmez ancak mücadele edilir.

"Bu bir kamu toplu iş sözleşmesi değildir, bu bir aldatmacadır ve sefalet dayatmasıdır"

Hükümet, 600 bin kamu işçisiyle adeta dalga geçen bir teklif verdi. Aylarca kamu işçilerini oyalayan hükümetin kamu işçisine reva gördüğü zam oranı yüzde 16 oldu. 2025 yılının ilk 6 ayı için yüzde 16, ikinci 6 ayı için yüzde 8 zam önerdiler. Yıllık zam teklifleri yüzde 25 oldu. Hükümeti ciddiyete davet ediyoruz. Yapmış olduğunuz bu teklif vergi nedeniyle yaşadığımız kaybı bile karşılamıyor. Kendinize gelin. Verdiğiniz teklif adil değil, makul değil, gerçekçi değil. Kamu işçisini bu göstermelik, bu sahte teklifi kabul etmez. Yüksek enflasyon ve vergi kayıpları karşısında hükümetin verdiği bu teklif kabul edilebilir değildir. Bu bir kamu toplu iş sözleşmesi değildir, bu bir aldatmacadır ve sefalet dayatmasıdır. Hükümet emekçiyi ezen, ücretleri bastıran ekonomi politikasında ısrar ediyor. Enflasyonun faturasını bize yüklemek istiyor. Şimşek programı olarak bilinen ama bal gibi bir AKP ekonomi programı olan bu ekonomi politikası iflas etmiştir. Bu program iki yıl boyunca enflasyonu düşürememiş ve işsizliğin rekor kırmasına yol açmıştır.  Şimdi bu ekonomi programının bir parçası olan hedef enflasyona göre ücret zammı dayatmasıyla karşımıza çıkıyorlar. Bu dayatmayı kabul etmiyoruz. Bastırılmış enflasyon verilerine de hayalci hedef enflasyon aldatmacasına karnımız tok. Kemer sıkmayacağız. Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz haklarımızı istiyoruz.

"Gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet istiyoruz"

Bir yandan enflasyon bir yandan vergi kıskacında gelirlerimiz eriyor, ekmeğimiz küçülüyor. Buradan hükümete bir kez daha sesleniyoruz. Aklınızı başınıza alın. Kamu işçisinin enflasyon ve ağır vergi yükü karşısında ezilmesine son verin. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nu derhal toplantıya çağırın ve temmuz ayında asgari ücrete zam yapın. Temmuz 2025'te memurlara ve emeklilere seyyanen ek zam yapın. Kamu işçileri geçmişte yoksulluk ve sefalet dayatmasına pabuç bırakmadı. Bugün de bırakmayacak. Yüzbinlerce kamu işçisi kardeşimizle omuz omuza haklarımızı kazanacağız! Gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet istiyoruz! Sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin görev tanımlarının net belirlenmesi, haftalık 40 saatlik çalışma süresi, tayin ve becayiş sorununun kalıcı şekilde çözülmesi için şeffaf bir sistemin oluşturulması, ara dinlenme süresi kullanamayan işçiler için çözüm bulunması işyerlerinde yaşadığımız temel sorunlardan sadece birkaçı. İnsanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz. İnsanca çalışma koşulları istiyoruz.  Bu taleplerimiz acil ve yaşamsal taleplerimizdir. Bu taleplerimizi susmadan, bıkmadan haykırmaya devam edeceğiz. İşyerlerimizde her türlü baskıya rağmen geleceğimiz için bu alanlarda durmaya devam edeceğiz."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title