"Kamu İhalelerinde Yolsuzluk" Davası
(KİK) üyesi Ali Kaya'nın da bulunduğu 23 kişinin yargılanmasına başlandı.
"Suç örgütü kurarak, kamu ihalelerinde menfaat karşılığı usulsüzlük yaptıkları" öne sürülen ve arasında eski Kamu İhale Kurulu
(KİK) üyesi Ali Kaya'nın da bulunduğu 23 kişinin yargılanmasına başlandı.
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar ve avukatları ile şikayetçi kurum ve kuruluşların avukatları katıldı.
Kimlik tespitleri ve iddianamenin özetlenmesinin ardından duruşmada sanıkların sorgusuna geçildi.
- Hakim ile sanık arasındaki ilginç diyalog -
Ali Kaya, sorgusuna, "Asılsız bir ihbar mektubuna dayanan iddianameyi kabul etmiyorum" ifadesiyle başladıktan sonra, Mahkeme Başkanı Bahattin Özbaş araya girdi ve ikili arasında şu diyalog geçti:
Özbaş: Sizin evinizde tencere kaynamıyor mu- Bu ne böyle- Şirket yöneticileriyle restoranlarda yemekler yiyorsunuz. Her şey bir kenara, etik mi- Size yakışıyor mu- Bunu söylemek içimde bir uhde olarak kaldı. O kadar pervasızca işler yapmışsınız ki, salavatla gelmesi gereken adamlar yanınıza gelip durmuş.
Kaya: 26 yıllık memurum. Randevu alarak ziyaretime gelmişlerdir. Kanun ve mevzuat dışında hiçbir şey söylemedim. Evet, yemek yedik, bunlar sosyal ve insani ilişkilerdir.
Özbaş: Bunu asla kabul etmiyorum. İhaleye katılan şirketlerin temsilcileri dışında yemek yiyecek kimse bulamadın mı- Yeni doğmuş bir bebeği (Kamu İhale Kurumu) şahsınızda öldürdünüz. O yemek fotoğraflarına çok kızdım. Bazı firma yetkilileri "Kaç numara gömlek, elbise giyiyorsun-" diye soruyor. Iphone'lar... Çok ayıp ya, tenezzül etmek yakışıyor mu-
Kaya: Tenezzül etmedim. Ben böyle şeylere tenezzül etmem. Böyle şeylere ihtiyacım yok. Kendi telefonumu kendim alırım. Bir telefona tenezzül edecek adam değilim.
Özbaş: Almışsanız yazıklar olsun.
- "Alınan kararlara karşı oy kullanmak yasa dışı değil" -
Diyaloğun ardından savunmasına devam eden Kaya, "iddianamenin kendisine düzmece göründüğünü" ifade etti. Şirket yetkililerine ihalelerle ilgili bilgi sızdırdığının öne sürüldüğüne dikkati çeken Kaya, "Beni ziyarete gelen hiç kimseye kanun ve mevzuat dışında bir şey söylemedim. Kurulun ihalelere ilişkin kararları belli değildir. Benim oyumun rengi dahi toplantılardan önce belli değildir" diye konuştu.
Kurul toplantılarında herkesin değişik görüşler dile getirdiğini anlatan Kaya, kurulun, bu görüşlerle doğruyu aradığını ifade etti.
İddianamede, bazı firmalar aleyhine kararlar çıkınca, muhalefet şerhi yazarak, kararın İdare Mahkemesi'ne götürülmesini sağladığının savunulduğunu anımsatan Kaya, şunları söyledi:
"Karşı oy yazmak zorunluluktur. Kurul kararları da yargı denetimine açıktır. İdare Mahkemesi, benim bir muhalefet kararım yönünde karar verdi. Benim kararıma uydular diye İdare Mahkemesi üyeleri de mi ihaleye fesat karıştırma suçunu işledi- Menfaat temin etmek, rüşvet almak bunlar bana yakışmaz. Kimseden rüşvet almadım, özel görüşmeler yapmadım. Alınan kararlara karşı oy kullanmam yasa dışı değil. Hazırlık soruşturmasında yemek yerken görüntülendiğimiz yerler, kamuya açık yerler. İddianameye başkalarının ödediği hesaplar yazılmış, ama benim ödediklerim yazılmamış."
Kaya, iddianamede, yardım etmesi karşılığında bir firmadan saat temin edildiğinin öne sürüldüğüne işaret ederek, "Saatleri hep iddianameden öğrendim. Ben saat falan almadım" dedi.
-"Keşke harama çocuğunu karıştırmasaydın"-
Kamu İhale Kurumu Düzenleme Dairesi Başkanlığı'nda görev yapan tutuklu sanık Osman Turna da "suç örgütü üyesi olmadığını, ihale bilgilerini üçüncü kişilere aktarmadığını, haksız menfaat sağlamadığını" kaydetti.
Turna, "Etiğe uymayan davranışlar olabilir. Ama, bunlar hukuk dışı değil. Yemek yediğim kişiler dostum" dedi.
Mahkeme Başkanı Özbaş'ın, "Çocuğunun düğünü şirkete ödetmişsin. Çocuğunu Adana'ya balayına göndertmişsin. Düğüne İsmail Türüt'ü çağırmışsın. İsmail Türüt'ün parasını kim ödedi- Keşke harama çocuğunu karıştırmasaydın" demesi üzerine Turna, "Hayır efendim. Kimseye ödetmedim. Düğünü Cankurtaran Öğretmenevi'nde yaptık, Hilton'da yapmadık. İsmail Türüt'ün saz ekibine 5 bin lira ödedik. İsmail Türüt'ün menajerine de banka havalesiyle para gönderdik. Ben ülkücü camiadanım. Türkistan ülküsüne inanıyorum. Bir arabam, bahçe katı bir dairem ve kooperatif hissem var. Ben böyle şeylere tenezzül etmem" diye konuştu.
Özbaş, bu sözler üzerine, "Ülkücülük bunun neresinde- O zaman faturalar sahte" dedi.
Turna ise iddiaları doğrular bir tape gösterilmesi halinde bütün suçlamaları kabul edeceğini ifade etti.
Turna'ya gözaltında ve sulh ceza mahkemesinde verdiği ifadelerle bugünkü ifadesi arasında bazı çelişkiler bulunduğu belirtildi.
Turna, "4 gün gözaltındaydım. Olayın şokuyla ne yaptığımın farkında olmayabilirim" dedi.
Duruşmaya daha sonra bir saat ara verildi.
Muhabir: Barış Kılıç / Fevzi Çakır
Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA