Kahramanmaraş yazıcıoğlu ailesinin avukatı: cumhuriyet tarihinin en kapsamlı suikastının...
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı: Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı suikastının yargılanmasını yapıyoruzBÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopterdeki GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili davada söz alan Yazıcıoğlu...
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı: Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı suikastının yargılanmasını yapıyoruz
BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopterdeki GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili davada söz alan Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, helikopterin düşmesinde FETÖ'nün olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade ederek, "Böyle bir vakada; öncesi, olay anı ve sonrasıyla çok iyi planlanmış, programlanmış Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı bir siyasi suikastının yargılanmasını yapıyoruz" dedi.
Helikopterdeki GSP cihazları Argus 5000 ve Skymap III C'nin sökülmesiyle ilgili tutuksuz 10 sanığın 'Kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık' suçundan Göksun Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 6'ncı duruşması görüldü. Duruşmaya; Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğluoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ve Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte hayatını kaybedenlerin ailesi, yakınları ve avukatlar katıldı.
UÇUM: HAFIZA KARTINI KİM ELE GEÇİRDİYSE, CİHAZLARDA ONDADIR
Sanıklardan Davut Uçum duruşmaya FETÖ'den tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS yöntemi ile katıldı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterini arama çalışmalarında kırıma uğrayan S70 Sikorsky helikopterin soruşturmasını yürütmek üzere bölgeye giden ekipte yer alan Pilot Yüzbaşı Davut Uçum, savunmasında bu cihazlar üzerinden davanın çıkmaz sokağa sokulmak istendiğini söyledi. Davaya konu cihazların kara kutu olmadığını ifade eden Davut Uçum, savunmasında şunları söyledi:
"Kaybolduğu iddia edilen cihazlardan bir tanesinin data kartı mevcut. Her ne kadar cihazlar ele geçirilememişse de Skymap III'ün hafıza kartı yapılan kaza yeri incelemesinde ele geçirilmiştir. Sivil KSK tarafından bu hafıza kartı incelenmiştir, hafıza kartı cihazın içindedir. Bu hafıza katının ele geçirilip suça konu cihazların ele geçirilmemiş olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu hafıza katlarının cihazdan sökülmüş olması gerekmektedir. Hafıza kartı kim tarafından ele geçirildiyse cihazlar da muhtemelen ondadır."
SANIK AVUKATININ 'KATILANLARIN MAĞDURİYETİ YOKTUR' SÖZLERİNE TEPKİ
Davaya SEGBİS ile katılan sanıklardan Suat Kaplan ile Halil İbrahim Açan'ın avukatı Yurdakan Yıldız, müvekkillerinin beraatını talep etti. İddianamedeki konunun hırsızlık olduğunu ve helikopterin sahibi Esas Havacılık'ın davayı takip etmediğini belirten Yıldız, "Katılan olarak kabul edilenlerin iddianamede bahsedilen konu ile alakalı olarak mağduriyetleri yoktur. Neden 'Katılan' sıfatı verdiklerini bilmiyoruz. Suça konu cihazlar, suçun gerçekleştiği dönemde yaklaşık olarak 650 lira bedelindedir. Bu bedel karşılığında TSK mensubu olan askerin hırsızlık suçlaması ile yargılanması doğru değildir" dedi.
Sanık avukatının bu sözleri, duruşmada katılan sıfatıyla yer alan Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberinde ölen 5 kişinin yakınları tarafından tepkiyle karşılandı. Aile avukatlarından Selami Ekici, Türk subaylarının 650 lira gibi bedeli olan bir cihazı çalmakla suçlamadıklarını belirterek "Delilleri kararttıklarını söylüyoruz. Kendilerinin mağdur olduğunu söylüyorlar. 6 kişi vefat etmiş. Bunların çocukları, eşleri, kardeşleri, sevenleri var. Muhsin Yazıcıoğlu, Türk Milleti'nin, Türk İslam dünyasının sevgilisiydi. Burada bir mağdur olan varsa bizleriz. Kendilerinin yargılanmada ne mağduriyetleri var?" dedi.
YÜKSEKKAYA: 'HAVACILIK KANUNUNA GÖRE BU CİHAZLAR HELİKOPTER ÜZERİNDE YOK HÜKMÜNDEDİR'
Duruşmaya avukatıyla katılan ve o dönem ekipte Pilot Yarbay olarak görev yapan Ebubekir Semih Yüksekkaya ise savunmasında Argus 5000 ve Skymap III C isimli GPS cihazlarının resmiyette var olmadığını söyledi. Yüksekkaya, kendisini şöyle savundu:
"Bir helikopterin seyri sefer yapabilmesi için belli cihazların helikopterde faal olarak bulunması gerekir ve bu cihazların faal olduğuna dair helikopterde bakım formunun olması gerekir. Türk Telekomünikasyon Kurumu'nun TCHEK helikopteri kabul ettiği sertifikada bu kaybolduğu iddia edilen cihazların ikisi de mevcut değildir. Havacılık kanununa göre bu cihazlar helikopter üzerinde yok hükmündedir. Devlet Denetleme Kurulu'nun raporunda helikopterde olduğu bildirilen listede cihazlar arasında yine kaybolduğu iddia edilen her iki cihaz da bulunamamıştır."
YAVUZ: 'BASİT BİR HIRSIZLIK EYLEMİ DEĞİL, SUÇ DELİLİNİ YOK EDEN BİR EYLEMDİR'
Yazıcıoğlu ailesinin avukatlarından Kemal Yavuz ise yegane hedeflerinin gerçeğin ortaya çıkarılması olduğunu söyledi. Yavuz, mahkemede şöyle konuştu:
"Bu maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında Türk yargısı, Muhsin Yazıcıoğlu dava dosyasında çok kötü bir sınav vermiştir. Bu bir hukuk garabetidir, asla kabul edilemez. Bir suç varsa bir tek yargılanma olur, birden fazla yargılanma olmaz. 7 ayrı dosyaya bölündü, bir tanesi bu. Merkezde oluşan dosya 170 klasördür. Bu eylem hırsızlık eylemi değildir. Türkiye çok önemli bir liderini kaybetti. Böyle bir vakada; öncesi, olay anı ve sonrasıyla çok iyi planlanmış, programlanmış cumhuriyet tarihinin en kapsamlı bir siyasi suikastının yargılanmasını yapıyoruz. Buradaki eylem basit bir hırsızlık eylemi değil, suç delilini yok eden bir eylemdir. Bir ahtapot var eylemi gerçekleştiren. Eylemi gerçekleştiren, eylemden sonra suç delilini, eylemin gerçekleşme şeklini, helikopterin düşürülmesini ortaya çıkaracak yegane maddi delilimiz GPS cihazları yok edildi. Hırsızlandı mı, hayır. Buna 'Hırsızlık' demek, abesle iştigaldir. Burada ana davanın önemli bir unsuru olan suç delillerini yok eden, örgütten aldığı talimat doğrultusunda suç delillerini yok eden örgüt elemanlarının gerçekleştirdiği bir eylemi yargılıyoruz. Bunların tamamı bir merkezde idare ediliyor. Burada karşımızda bal gibi bir örgüt yapı var. Bu örgütlü yapının FETÖ olma ihtimalini güçlendiren ise bu sanıkların FETÖ'den mahkum olması, FETÖ'den soruşturma geçirmiş olması. FETÖ insanları kullanmasını çok iyi bilir, kendi amaçlarına örgütün organik bağıyla bağlı olmasa bile elemanları kendi amacına hizmet ettirebilir. Bu üstün yeteneğini de tüm Türkiye biliyor."
10 YIL HAPİSLERİ İSTENİYOR
Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde 25 Mart 2009'da düşen, Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclisi Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneş ve Pilot Mustafa Kaya İstektepe'nin hayatını kaybettiği helikopteri arama çalışmalarında kırıma uğrayan S70 Sikorsky helikopterin soruşturmasını yürütmek üzere Pilot Yarbay Ebubekir Semih Yüksekkaya, Pilot Yüzbaşı Davut Uçum, Teknisyen Başçavuş Halil İbrahim Açan, Teknisyen Başçavuş Bekir Çerikçi, Teknisyen Üstçavuş Cemal Şahin, Teknisyen Başçavuş Suat Kaplan, Teknisyen Başçavuş Aydın Özsıcak, Teknisyen Başçavuş Nedim Bakırhan ve Teknisyen Başçavuş Nusret Memiş ile olayla ilgili yürütülen soruşturma sırasında teknik takibe takılan dönemin Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Ahmet Ergeç ile telefon görüşmesinde "Bir söken ekip var, bir de sökülen malzemeyi yakan ekip var. Biz de yaktık" dediği öne sürülen Yusuf Yiğit'in hırsızlık suçundan 10 yıla kadar hapisleri isteniyor.
GÜNEŞ: İSMAİL CİNAYETE KURBAN GİTTİ
Duruşma sonunda değerlendirme yapan İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, 10 yıldır verdikleri hukuk mücadelesine Adalet Bakanlığı'ndan, avukatlardan destek beklediklerini söyledi. 'Adalet istiyoruz' cümlesini artık söylemek istemediğini belirten Güneş, şunları söyledi:
"Adaleti devlet bize teslim etmek zorunda, hepimizin çocukları var. Babaların nasıl öldüğünü, İsmail'in nasıl öldürüldüğünü biz onlara anlatmakla mükellefiz. İsmail öldürüldü bu artık kesin, cinayete kurban gitti. Hamza Tiryaki diye bir komutanın orada 'X şahıs yaşıyor, ölene kadar bekliyor' cümlesi bile İsmail'in öldürüldüğüne şahittir. İsmail hiçbir şekilde aşağıya kendisi inmedi onu aşağıya attılar. Bu açık, çenesi kırık bir insan konuşmaz zaten. Bu işin artık sonlanması gerekiyor. Sadece birilerinin çıkıp 'Ey savcılar görevinizi yerine getirin' demesini bekliyoruz."
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 8 Ocak 2020 tarihine erteledi.