Kadınlarda hayat kurtaran testler
Başarılı bir tedavi için erken tanının şart olduğunu söyleyen Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Alper Karalök kadıların genç kızlıktan itibaren gereken hayat kurtaran testler hakkında bilgi verdi.
Kendine önem vermek, kendini emniyete almak, düzenli tarama ve kontrol, sevdiklerimiz ve kendimiz için yapacağınız en önemli şey.
KADINLARDA HAYAT KURTARAN TESTLER
Kendine önem vermek, kendini emniyete almak, düzenli tarama ve kontrol, sevdiklerimiz ve kendimiz için yapacağınız en önemli şey… Birçoğumuz vücudundan gelen sinyalleri dikkate almayarak duymazlıktan geliyor. Oysa alınan bir küçük önlem ve uzman önerilerine kulak vermek, birçok hastalığın daha başlamadan fark edilmesini sağlıyor. Kadınlarda çok sık görülen meme, rahim ve rahim ağzı kanserlerinde ise erken teşhis ile yüksek oranda iyileşme sağlanabiliyor. Tüm hastalıkların başarıyla tedavi edilebilmesi için erken tanının şart olduğunu söyleyen Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Alper Karalök kadıların genç kızlıktan itibaren gereken hayat kurtaran testler hakkında bilgi verdi.
MAMOGRAFİ
Kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında meme kanseri birinci sırada yer alıyor. Mamografi taraması sayesinde kötü huylu tümör henüz birkaç milimetre çapındayken tespit edilebiliyor. İlerleyen yaş, genetik faktörler, erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek, özellikle menopoz sonrası kilo alımı, sebzeden fakir yağdan zengin beslenme tarzını benimsemek, ilk doğumu 30 yaşın üzerinde yapmak, uzun süreli östrojen tedavisi görmek, sigara tüketmek ve düzenli alkol almak meme kanseri riskini artırıyor.40 yaşından sonra yılda bir veya iki yılda bir mamografi çektirmek gerekiyor. Ancak anne ve kız kardeş gibi birinci derecede akrabalarda meme kanserine yakalanan varsa 30'lu yaşlarda en azından bir mamografi taraması yaptırarak saklamak gerekir.
Kimler risk altında?
Ailesinde (anne veya baba tarafında) meme kanserine yakalanmış akrabaları olmak
Akrabalık derecesi ne kadar yakın ve meme kanserli akraba sayısı ne kadar fazlaysa risk o kadar yükselir.
Daha önce meme kanserine yakalanmış olmak
Adet başlama yaşının erken, menopoz yaşının geç olması
Hiç doğum yapmamış olmak
Fazla kilo ve hareketsiz yaşam
ULTRASON - RAHİM TARAMASI
Her yıl düzenli jinekolojik muayene yaptırılması gerekir. Muayenenin bir parçası olan ultrasonografide rahim ve yumurtalıklar ayrıntılı olarak incelenebilir. Rahim veya yumurtalıklarda kanser açısından şüpheli bir kitle tespit edilmesi halinde ileri incelemeler yapılır. Özellikle kist veya miyom oluşumuna yatkın bünyelerin, vajinal ultrason muayenesi yaptırması gerekir. Böylece iç organlar çok daha net bir şekilde izlenebilir. Şikayetiniz olsun ya da olmasın yılda bir kez jinekolojik muayene ile birlikte ultrason muayenesi yaptırmalısınız.
PAP SMEAR TESTİ
Kadınlar arasında en sık görülen ikinci kanser türü olan rahim ağzı kanseri nedeniyle dünyada her iki dakikada bir kadın yaşamını yitiriyor. Human Papilloma Virüsü (HPV) ise rahim ağzı kanseri oluşumunda önemli bir risk faktörüdür. Rahim ağzı kanseri, Pap Smear tarama testiyle klinik belirti vermeyen hücresel değişimlerin olduğu dönemde dahi tespit edilebiliyor. Bu sayede kanser öncesi dönemde tedavi olanağı doğuyor ve sadece rahim ağzındaki sorunlu bölgeyi çıkarmak yeterli geliyor. 21-65 yaş arası tüm kadınlar düzenli olarak Pap Smear testi yaptırmalıdır. Risk faktörü taşıyorsanız veya test sonucunda sorunlu hücreler görülmüşse testin altı ayda bir tekrarlanması öneriliyor.
Kimler risk altında?
Tarama yaptırmayan kadınlar
HPV aşısı yaptırmayan kadınlar
Uzun süreli HPV enfeksiyonu taşıyanlar
Riskli cinsel partner
Sigara kullanımı
Kötü genital hijyen
Bağışıklık sistemi bozuklukları
HPV TESTİYLE RAHİM AĞZI KANSERİNDEN KORUNUN
Rahim ağzı kanseri, cinsel yolla bulaşan bir virüs (HPV-Human papillomavirus) nedeniyle meydana geliyor. Erken dönemdeki rahim ağzı kanseri hiç belirti vermeyebiliyor. Dolayısı ile düzenli aralıklarla kontrollerden geçmek hayati önemi taşıyor. Rahim ağzı kanserine dönüşebilecek kanser öncüsü durumlar çok erken dönemde yakalanıp tedavi edilebiliyor. Bunun için kullanılan testler, rahim ağzı hücrelerin incelendiği pap-smear ve HPV-DNA testi. Pap-smear testinin 21 yaşından itibaren, HPV-DNA testinin ise 30 yaşından itibaren yapılması öneriliyor.
Kimler risk altında?
Tarama yaptırmayan kadınlar
HPV aşısı yaptırmayan kadınlar
Uzun süreli HPV enfeksiyonu taşıyanlar
Riskli cinsel partner
Sigara kullanımı
Kötü genital hijyen
Bağışıklık sistemi bozuklukları
KEMİK YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ
Hangi kadın ileri yaşta sağlam, esnek, güçlü kemikler ve güzel bir postüre sahip olmak istemez? Özellikle menopoz sonrasında ortaya çıkan ve sinsice ilerleyen kemik erimesi sonucu oluşan boy kısalması, kamburluk, ani kemik kırılmalarına karşı koymak mümkün. 50 yaşından sonra veya erken menopoza girince yapılması gereken kemik yoğunluğu ölçüm testi ile osteoporoz erken dönemde tespit edilebiliyor. Üstelik test 15-20 dakika gibi kısa bir sürede ve ağrısız olarak yapılıyor. Özellikle ileri yaşlardaki kadınlarda görülen kemik erimesi kadın sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan. Tüm bu sonuçlar göz önüne alındığında özellikle kadınların kemik erimesi riskine karşı önlem alması şart! Özellikle ailesinde kemik erimesi olanların çok dikkatli olması gerekiyor. Çünkü tedavi edilmeyen osteoporoz hastalarında kırık görülme riski artıyor.Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz; görülme riskiniz varsa; kemik yoğunluğu ölçüm testiyle daha kırık oluşmadan hastalığa karşı önlem alınabiliyor. Özellikle menopoza giren tüm kadınlara yapılması gereken kemik yoğunluğu ölçümü testi osteoporoz önleme ve tedavi takibi için de büyük önem taşıyor. 15-20 dakika gibi kısa sürede ve ağrısız yapılan testle, kemik yoğunluğu ölçülüyor. Test tedavi süresince kemik yoğunluğunun belgelendirmek için de kullanılıyor.
Kimler risk altında?
Yaşlılar: Bağırsak kalsiyum emiliminin azalması
Genetik faktörler: Ailede osteoporotik kırık hikayesi olması, beyaz ırk, ince ve solgun derili olmak, zayıf olmak
Hormonlar: Erken menopoz
Beslenme: Düşük kalsiyum ve düşük D vitamini alanlar
Yaşam şekli: Hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı, fazla kahve tüketimi, güneş ışığından faydalanmama
Bazı ilaçlar ve hastalıklar: Kortizon kullanımı, bazı mide ilaçları ve yüksek doz tiroid hormonu, şeker hastalığı, romatizmal hastalıklar, iltihaplı bağırsak hastalığı ve tiroid bezinin fazla çalışması