Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Hukukun Rolü Masaya Yatırıldı
İstanbul 2 No'lu Barosu Kadın Hakları Komisyonu, kadına yönelik şiddetle mücadele üzerine bir çalıştay düzenleyerek hukukun rolünü ve gelecekteki vizyonu tartıştı. Baronun Kadın Hakları Komisyonu Başkanı avukat Serpil Balat, kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali ve toplumun kritik sorunlarından biri olduğunu vurguladı.
İstanbul 2 No'lu Barosu Kadın Hakları Komisyonu "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Hukukun Rolü ve Gelecek Vizyonu Çalıştayı" düzenledi.
Baronun genel merkezinde "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" kapsamında yapılan çalıştayda kadına yönelik eylemlerin hukuki yönleri ele alındı.
Baronun Kadın Hakları Komisyonu Başkanı avukat Serpil Balat, yaptığı konuşmada, kadınlara karşı şiddetin bir insan hakları ihlali, ayrımcılık ve insanlığa ihanet olduğunu söyledi.
Toplumları da derinden etkileyen kadına yönelik şiddetin toplumun en acil sorunlarından biri olduğunu belirten Balat, "Kadınları şiddete karşı korumak, esasında aileyi, çocuğu ve toplumu korumaktır. Kadınların haklarına, onurlarına ve yaşamlarına saygı gösterilmesi, sağlıklı ve adil bir toplumun temel taşlarındandır." dedi.
Şiddetin her türünün ortadan kaldırılmasının toplumların ve devletlerin temel görevleri olduğunu dile getiren Balat, şöyle devam etti:
"İster 28 şubat döneminde yaşadığımız başörtü yasakları gibi kamu tarafından gelsin, isterse özel yaşamda meydana gelsin, tehdit, zorlama veya özgürlüğün kısıtlanması gibi eylemler kadına yönelik şiddet eylemidir. Bu eylemler başta yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı olmak üzere güvenlik ve özgürlük hakkı, saygınlık, fiziksel ve ruhsal sağlık gibi temel hakların ihlal edilmesine yol açmaktadır."
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Gazze'de 44 binden fazla kişinin öldürüldüğünü, bunların yüzde 70'inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu aktaran Balat, çözüme katkıda bulunmak amacıyla hukuki önlemlerin güçlendirilmesi gerektiğine inandıklarını kaydetti.
Avukat Balat, toplumun her kesiminde, özellikle de genç nesillerde saygı kültürünün yerleşmesi için hukukun multidisipliner yaklaşım benimsemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Sonuç olarak, hukukun kadına yönelik şiddetin önlenmesinde sadece bir araç değil, aynı zamanda bir değişim motoru olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda atılacak adımlar, daha adil ve eşit bir toplum yaratma yolunda önemli bir katkı sağlayacaktır." diye konuştu.
Çalıştayda, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede uygulamada karşılaşılan sorunlar", "Kadına yönelik dijital ortamda gerçekleştirilen şiddet fiilleri ile mücadelede hukukun rolü" ile "Göçmen kadınların maruz kaldığı şiddet vakalarında adalete erişimin önündeki engeller" konularında çeşitli oturumlar düzenlendi.