Kadın Metal İşçilerinden 8 Mart Mesajı: AKP Bizi Ev İçinde Ücretsiz, İş Gücü Piyasalarında Ucuz İşçi Olarak Görüyor. Asla Teslim Olmayacağız
Birleşik Metal-İş Kadın Kolları, Gebze'de 8 Mart mesajı verdi. Kadın işçiler, "Tek adam rejimi kadınları, erkeklerle eşit haklara sahip yurttaşlar olarak görmüyor. 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nı kapatan, kadın kelimesini bakanlığın isminden çıkararak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı kuran AKP, bizleri muhafazakâr politikalarının içinde tutmak istiyor; emeğimizi ev içinde ücretsiz, iş gücü piyasalarında ucuz işçi olarak görüyor. Asla teslim olmayacağız" dedi. Kadınlar, 11 maddelik taleplerini de sıralayan kadınlar, sosyal politikaların hayata geçirilmesi, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevlerinin yaygınlaştırılmasını istedi.
(KOCAELİ/GEBZE)- Birleşik Metal-İş Kadın Kolları, Gebze'de 8 Mart mesajı verdi. Kadın işçiler, "Tek adam rejimi kadınları, erkeklerle eşit haklara sahip yurttaşlar olarak görmüyor. 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nı kapatan, kadın kelimesini bakanlığın isminden çıkararak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı kuran AKP, bizleri muhafazakar politikalarının içinde tutmak istiyor; emeğimizi ev içinde ücretsiz, iş gücü piyasalarında ucuz işçi olarak görüyor. Asla teslim olmayacağız" dedi. Kadınlar, 11 maddelik taleplerini de sıralayan kadınlar, sosyal politikaların hayata geçirilmesi, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevlerinin yaygınlaştırılmasını istedi.
"Emeğimize, haklarımıza sahip çıkıyoruz!" diyerek Gebze Kent Meydanı'nda bir araya gelen Birleşik Metal-İş üyesi kadınlar "Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması", "ILO 190 onaylansın, 6284 uygulansın", "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Her kadına sendikalı, güvenceli iş, her iş yerine kreş" sloganları eşliğinde yürüdü.
"Krizin daha da derinleşeceği, muhalif kesimlere yönelik baskıların şiddetleneceği yeni bir yıla başladık"
Ayten Akbal ve Kader İkiz tarafından okunan basın açıklamasında ise "2025 yılı ile birlikte, demokratik hakkımız olan düşünce ve ifade özgürlüğüne, laikliğe, grev hakkına, kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların arttığı ve daha da artacağı, ekonomik krizin daha da derinleşeceği, muhalif kesimlere yönelik baskıların şiddetleneceği yeni bir yıla başladık" denildi. İktidara yönelik eleştirilerin yöneltildiği açıklama şöyle devam etti:
"Hükümet evlilik destekleri, 'doğurun' çağrıları, boşanma engelleri eşliğinde bu yılı 'Aile Yılı' olarak ilan etti. Biz aile içinde eşitlik fikrini geliştirecek, şiddet ve tacizi ortadan kaldıracak, kadınların bakım yükünü omuzlarından alacak politikaların hayata geçirilmesini; kamusal kreşlerin, yaşlı bakım merkezlerinin açılmasını beklerken, biz kadınlara esnek, güvencesiz çalışmayı ve yoksulluğu dayatan, bakım yükünü omuzlarımıza yıkan cinsiyetçi politikalar sunuluyor.
"Tek adam rejimi kadınları, erkeklerle eşit haklara sahip yurttaşlar olarak görmüyor"
Biz, eşitsizliğin olduğu, şiddet ve sömürü ilişkisinin hüküm sürdüğü aile dayatmasına karşı geçmişten bugüne eşitlik ve özgürlük mücadelesini yükselten kadınlarız. Tek adam rejimi kadınları, erkeklerle eşit haklara sahip yurttaşlar olarak görmüyor. 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nı kapatan, kadın kelimesini bakanlığın isminden çıkararak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı kuran AKP, bizleri muhafazakar politikalarının içinde tutmak istiyor; emeğimizi ev içinde ücretsiz, iş gücü piyasalarında ucuz işçi olarak görüyor."
"Emeğimiz ve bedenimiz üzerindeki tahakküme, erkek şiddeti ve tacizine karşı mücadele etmekte kararlıyız"
Kadınlara yönelik ayrımcılığın da eleştirildiği açıklamada şu ifadeler de yer aldı:
"Asla teslim olmayacağız! Kadınlar, yaşamın her alanında yok sayılmaya ve ikincil olan konumlarına isyan ediyor. Biz, ataerkil kapitalist düzene ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı tepkimizi her yerde yükseltiyoruz. İş yerlerinde ücret eşitsizliğine, cinsiyetçi iş bölümüne, cinsiyetçi dile, sadece kadın olduğumuz için işe alım süreçlerinden başlayan ayrımcılıklara, emeğimizin görünmez ve değersiz kılınmasına, emeğimiz ve bedenimiz üzerindeki tahakküme, erkek şiddeti ve tacizine karşı mücadele etmekte kararlıyız.
Kadın istihdamının önündeki en büyük engelin, çocuk ve yaşlı bakımına yönelik sosyal politikaların eksikliği olduğu biliniyor. Kreş fiyatlarındaki yüksek artış, kreşlerin sayısının yetersizliği kadınları istihdamdan çıkarıyor. Hükümet, yaygın ücretsiz kreş ve yaşlı bakımı hizmeti sunmak yerine, patronlarla kafa kafaya verip kadınların daha esnek, güvencesiz çalıştırılmasına yönelik hukuki düzenlemeleri Orta Vadeli Programı'na koymuş durumda. Böylece tüm bakım yükünün ve ev işlerinin yine kadınların omuzlarına bırakılması planlanıyor.
"Bakım hizmetlerini omzumuza yıkıp, hayatlarımızı eve sığdıramazsınız!"
Bu asla kabul edilemez. Hatırlatıyoruz, bakım hizmetlerini omzumuza yıkıp, hayatlarımızı eve sığdıramazsınız. Bakım işini sadece kadınların görevi olarak görmekten vazgeçin! Erkekler, ev içi iş yükünü, sorumluluğu eşit olarak yüklenmelidir. Ayrıca devlet ve işverenlerden ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evlerini bir kamusal hizmet olarak almak en temel hakkımızdır. Kadınlar için esnek ve güvencesiz işler değil; düzenli, güvenceli ve sendikalı çalışma yaygınlaştırılmalıdır.
Her mahalleye kreş ve yaşlı bakım evleri, her sanayi bölgesine kreş açılmalıdır. Bizler, yüzyılı aşkın bir süredir erkek egemen düzene, erkek şiddeti ve tacizine karşı evde, işte, sokakta, yaşamın her alanında özgürlük ve eşitlik mücadelemizi sürdürüyoruz. Biz metal işçisi kadınlar, sendikalarda, iş yerlerinde yaşamın tüm alanlarında kadınları yok sayarak eşit, özgür ve demokratik toplum inşa edilemeyeceğinin altını çiziyoruz. Kadın mücadelesinin dönüştürücü gücüne olan inancımızla, ataerkiye ve sömürü düzenine karşı isyanımızla bu 8 Mart'ta da meydanları dolduracağız, eşit ve özgür bir dünyayı mutlaka kuracağız."
Kadın işçilerin sıraladığı 11 maddelik talepleri ise şöyle:
"1) Kadının üzerinden bakım yükünü alacak sosyal politikalar hayata geçirilmeli, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevleri yaygınlaştırılmalıdır. Her mahalleye, sanayi bölgesine ücretsiz, nitelikli kreşler açılmalıdır.
2) Çalışma yaşamında kadın-erkek tüm işçiler, sayı sınırı olmadan, kreş hizmetlerinden faydalanmalıdır. Ebeveyn izinleri uygulanmalıdır.
3) Kadına yönelik her türlü ayrımcılık sonlandırılmalı, eşitlik politikaları hayata geçirilmelidir. İstihdamda eşitlik sağlanmalı, cinsiyetçi iş bölümü sonlandırılmalıdır.
4) Cinsiyete dayalı ücret farklarının ortadan kaldırılması, ücret eşitliğinin sağlanması için ücret şeffaflığı önlemleri de dahil olmak üzere gerekli tüm adımlar atılmalıdır.
5) Kadınlar için güvencesiz, evden çalışma gibi esnek çalışma biçimleri değil; güvenceli, düzenli ve sendikalı çalışma hayata geçirilmelidir.
6) ILO'nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin şekilde uygulanmalıdır.
7) İş yerlerinde kadına yönelik erkek şiddeti ve tacizine karşı önleyici politikalar ve prosedürler oluşturulmalı; bu konuda farkındalık çalışmaları, eğitimler yapılmalıdır.
8) Sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
9) Toplumsal cinsiyete duyarlı işçi sağlığı ve iş güvenliği politikaları hayata geçirilmelidir.
10) Medeni Kanun'dan doğan haklarımıza, nafaka hakkımıza yönelik saldırılar son bulmalıdır. Boşanmalar değil, şiddet ve taciz engellenmelidir.
11) Devlet, demokratik kurum ve kuruluşlar, emek ve meslek örgütleri, sendikalar toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeli ve kadınları güçlendirecek çalışmalar için yeterli bütçe ayırmalıdır."