Kadıköy İskele'de Buluşan Kadınlar: İktidar, Aile Yılı Adı Altında Cinsiyet Eşitsizliğini Pekiştiriyor

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadıköy İskele'de buluşan kadınlar "İktidar, Aile Yılı adı altında sunulan, cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren uygulamalarla, kadınların esas sorumluluğunu, aile bakımı ve ev işleri olarak tanımlayan, iş hayatınıysa bu kapsamda, esnek ve düşük ücretle çalışmadan ibaret gören anlayışı daha da güçlendirmeyi hedefliyor." dedi. Buluşmada 2013 yılında öldürülen Muhterem Evcil'in ablası Çiğdem kuzey konuştu. Kuzey, "Evet, aile yılındayız. Aile yılından önce bu gençlere gelecek verin. Okumuş, üniversite mezunu genç kadınlarımız işsizlikle boğuşurken aileyi zorlamayın. Biz susmayacağız. Sustu Muhterem, hayatını elinden aldılar. Bugün ben, kardeşlerim için, susmuyorum." dedi.

Haber: Beril KALELİ/Kamera: Mehmet ÇALPAR

(İSTANBUL) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadıköy İskele'de buluşan kadınlar "İktidar, Aile Yılı adı altında sunulan, cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren uygulamalarla, kadınların esas sorumluluğunu, aile bakımı ve ev işleri olarak tanımlayan, iş hayatınıysa bu kapsamda, esnek ve düşük ücretle çalışmadan ibaret gören anlayışı daha da güçlendirmeyi hedefliyor." dedi. Buluşmada 2013 yılında öldürülen Muhterem Evcil'in ablası Çiğdem kuzey konuştu. Kuzey, "Evet, aile yılındayız. Aile yılından önce bu gençlere gelecek verin. Okumuş, üniversite mezunu genç kadınlarımız işsizlikle boğuşurken aileyi zorlamayın. Biz susmayacağız. Sustu Muhterem, hayatını elinden aldılar. Bugün ben, kardeşlerim için, susmuyorum." dedi.

Çok sayıda kadın örgütü, siyasi parti ve sendika temsilcisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadıköy İskele Meydanı'nda buluştu. "Nefrete inat, yaşasın hayat", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Kadınlar eşit yaşayacak", "Aile değil kadınız, kadınlar isyandayız" şeklinde sloganların atıldığı buluşmada 2013 yılında öldürülen Muhterem Evcil'in ablası Çiğdem kuzey konuştu. Kuzey, "Evet, aile yılındayız. Aile yılından önce bu gençlere gelecek verin. Okumuş, üniversite mezunu genç kadınlarımız işsizlikle boğuşurken aileyi zorlamayın. Biz kadınlar aileden ibaret değiliz. Biz her yerdeyiz. Bunu bugün de, hergün de gözünüze sokuyoruz. Bu meydanı gördükçe, korktukça, üzerimize geliyorlar. Ama biz artık azalmıyoruz, artıyoruz. Şu anda gördüğüm görüntüyü onlar izledikçe tabii ki korkacaklar, aile diyecekler, kadın diyecekler, 'sus' diyecekler. Biz susmayacağız. Sustu Muhterem, hayatını elinden aldılar. Bugün ben, kardeşlerim için, susmuyorum."

"Aile yılı kapsamında kadınlara müjde diye duyurdukları işsizlik, yoksulluk, şiddet..."

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Platformu adına yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"İktidar, 'Aile Yılı' adı altında sunulan cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren uygulamalarla, kadınların esas sorumluluğunu aile bakımı ve ev işleri olarak tanımlayan, iş hayatını ise bu kapsamda esnek ve düşük ücretle çalışmadan ibaret gören anlayışı daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda önce trans kadınların hormon ilaçlarına kısıtlama getirerek hormon tedavisi hakkını engellemeye çalışanlar, şimdi de 'genel ahlak' kavramıyla ortaya attıkları yasa tasarıları ile toplumsal yaşamı dini referanslarla inşa etmeye; kadınların ve LGBTİ+'ların yaşamlarını biyolojik cinsiyete sıkıştırmaya, eşitlik ve özgürlük mücadelesini engellemeye, kamusal alanda olmak istedikleri gibi var olma haklarını kısıtlamaya çalışıyorlar. Kabul etmiyoruz!

"Müjde diye duyurdukları işsizlik, yoksulluk ve şiddete daha açık hale gelmek demek..."

'Aile yılı' kapsamında kadınlara 'müjde' diye duyurdukları esnek çalışmanın, gerçekte evdeki erkeğe bağımlılık, sosyal güvencesizlik, ücretlerin 'harçlık, katkı' diyerek düşürülmesi, sendika hakkının gaspı, işsizlik, yoksulluk ve şiddete daha açık hale gelmek demek olduğunu biliyoruz.

TTL Tütün, Digel Tekstil, TKIS Blind, Sunel Tütün, Askaynak (Kaynak Tekniği), Temel Conta, Chinatool, Hitachi, Polonez, Çelikaslan, Hepsijet'te çalışan ve daha birçok işçi kadına adeta kölelik koşulları dayatılıyor. Havalandırma sisteminin olmaması nedeniyle zehirli havayı soluyor, yazın kavurucu sıcaklıkta, kışın ise donacak kadar soğukta çalışmak zorunda kalıyorlar. Tuvaletler sıklıkla kilitli, kadın işçilere ya hiç içme suyu verilmiyor ya da sadece bir yudum su sunuluyor. Kadınlar bayılana kadar bant başında fazla mesaiye bırakılıyor, taciz, hakaret ve baskılar ise günlük ve sıradan olaylar haline geliyor. Tüm bu insanlık dışı koşullara karşı başlayan direnişlerin en ön saflarında kadın işçiler duruyor, mücadelenin en önünde duruyor. Eşit işe eşit ücret, güvenceli çalışma, sendikal hak ve özgürlüklerimiz için birlikte mücaleye!

"İktidar, 'doğurun' diyerek ucuz iş gücü yaratmayı hedefliyor"

İktidar, 'doğurun' diyerek ucuz iş gücü yaratmayı hedeflerken, çocuk koruma sistemi, çocukların gelişiminin ve eğitiminin takibinin yapılacağı kamusal mekanizmalar yok ediliyor. Doğum kontrolü, kürtaj ve aile planlaması gibi temel haklar hedef alınıyor. Bizzat Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı eliyle gerçekleştirilen teşvikler ve yanlış bilgilendirmelerle kadınların sağlığı tehdit ediliyor. Gazeteciler, LGBTİ+ aktivistleri, sendikacılar, siyasi parti üyeleri ve yöneticilerinden oluşan, bugüne kadar bu alanları birlikte doldurduğumuz, kadınların kurtuluş mücadelesinin parçası olmuş 16 kadın arkadaşımızın ardından 19 kadın arkadaşımız daha iktidarın elinde sopaya dönüşen yargı tarafından alıkonuldu, tutuklandı.

"İstanbul Sözleşmesi'nin ardından 6284 hedefe konuluyor"

8 Mart çağrılı buluşmalar kolluk kuvvetlerinin ablukası altında gerçekleşiyor, kadınların mücadelesi baskı altına alınmak isteniyor. Kadın hareketinden yol arkadaşlarımızı sorgusuz sualsiz tutuklayan yargı, Pınar Gültekin'in katilini, canavarca hisle öldürme suçundan kurtarmaya çalışıyor! Öldürülen kadınların çoğu, evli oldukları ya da boşandıkları erkekler tarafından katlediliyorken, boşanmalara arabuluculuk getirilmesi sürekli gündeme getiriliyor. İstanbul Sözleşmesi'nin ardından 6284 hedefe konuluyor, cezasızlık politikalarıyla failler adeta ödüllendiriliyor. Bu politikalar sonucunda, geride bıraktığımız 2024 yılında 394 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Faillerin %42'si, kadınların evli olduğu erkeklerdi. İktidarın baskı ve korku aracı haline getirdiği yargı, kadınları katledenler için adeta can simidi oluyor. Kabul etmiyoruz!

Emperyalist güçlerin savaşları, tüm dünyada büyük yıkıma neden oluyor. Ortadoğu'daki paylaşım savaşlarına karşı kadın haklarını ve kazanımlarını dayanışmamızla savunmaya devam edeceğiz. Filistin, Irak, Suriye, İran ve Rojava'daki kadınlarla dayanışmamızı güçlendiriyoruz. Kadınlara ve çocuklara yönelik katliamlara karşı, başta kadınlar olmak üzere tüm halkların savaşa karşı eşit, özgür ve bir arada yaşama taleplerini savunuyoruz. Kadınların özgürlüğünü temel alan, Ortadoğu'da barış, Türkiye'de demokrasi için sesimizi yükseltiyoruz!

"Umudu büyütecek olan da biz kadınlar olacağız"

Polonez'de direniş alanına kurulan polis barikatlarını yıkan işçi kadınlar biziz. Chinatool'da insanca bir ücret mücadelesinin en önünde durarak haklarını kazanan kadınlar biziz. Ayşenur ve İkbal için kadın cinayetlerine karşı binlerle kampüsleri dolduranlar biziz. Yunanistan'da, İspanya'da, Sırbistan'da ve tüm Ortadoğu'da meydanları dolduran biziz. Kadınlara dönük baskı ve saldırılara rağmen direnen kadınlar ışığımız olmaya devam ediyor. Umudu büyütecek olan da biz kadınlar olacağız, bizim örgütlü mücadelemiz olacak! Şiddet ve sömürü düzenine karşı eşit ve özgür birlikte bir yaşam için, savaşa karşı barış için, haklarımız ve hayatlarımız için birlikte mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz! 'Aile yılı' dedikleri yılı, kadınların mücadele yılı yapmanın sözünü veriyoruz."

Kadıköy İskele'de Buluşan Kadınlar: İktidar, Aile Yılı Adı Altında Cinsiyet Eşitsizliğini Pekiştiriyor
Kaynak: ANKA / Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title