Jandarma Okullar Komutanlığındaki Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 61'i tutuklu, 317 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 61'i tutuklu, 317 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada tutuksuz sanıklar savunma yaptı.
Tutuksuz sanık Osman Kahraman, kursiyer teğmen olarak eğitim gördüğü birliğinde 15 Temmuz günü saat 15.00'te WhatsApp grubundan gece eğitimi yapılacağı bilgisinin geldiğini, eğitimin disiplinsizlik nedeniyle gerçekleştirileceğinin belirtildiğini söyledi.
Bunun üzerine saat 17.00'de içtima alındığını anlatan Kahraman, eğitimden kaçanlardan savunma alacağının söylendiğini ve takım komutanı tarafından eğitim konularının dağıtıldığını aktardı.
Daha önce de bu tür eğitimler yapıldığını dile getiren Kahraman, telefonlara bakmanın yasaklandığını, ciddi bir tatbikat olduğu, sonrasında ise terör saldırısı olabileceğinin söylendiğini bildirdi.
Kahraman, oluşturulan timlerde kendisinin yer almadığını ifade ederek, "Dağıtılan ve gerçek olduğunu sonradan öğrendiğim mühimmatlardan almadım ve silahımı doldurmadım." dedi.
Daha sonra gönderildiği bölgede beklediğini, bir polis arkadaşının kendisini araması üzerine internetten haberlere baktığını anlatan Kahraman, boğazın kapatıldığı, askeri hareketlilik olduğu, terör saldırısı olabileceği yönünde haberler gördüğünü söyledi.
Ardından gittiği eğitim komutanlığında televizyonda Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamasını gördüğünü belirten Kahraman, sivil kıyafetlerini giyip kaçmaya çalıştığını, nizamiyeden gelenlerin "O tarafa gitme, ateş ediyorlar" uyarısı üzerine geri döndüğünü ve sonrasında gözaltına alındığını bildirdi.
Kahraman, "Olağan dışı bir durum görmediğim için şüphelenmemiştim. Üsteğmen Muhlis Koçak, daha önce uyarsaydı olaylardan haberimiz olurdu." ifadelerini kullandı.
"Darbeyi kardeşimden öğrendim"
Tutuksuz sanık Osman Solmaz da kursiyer teğmen eğitimi gördüğü birliğinde saat 15.00 sıralarında gece eğitimi olacağına dair bilgi mesajı paylaşıldığını tekrarladı.
İçtima sonrasında tabur komutanının gelerek ciddi bir durum olduğunu, tatbikat yapılacağını belirttiğini ve telefon kullanılmaması konusunda uyarıda bulunduğunu aktardı.
Cemil isimli rütbeli personelin yanına gönderildiğini ancak kendisini bulamayınca olduğu yerde beklediğini anlatan Solmaz, cep telefonundan ailesiyle görüştüğünü, kardeşinin attığı mesajla darbe teşebbüsünü haber verdiğini bildirdi.
Bunun üzerine sivil kıyafetlerini giyip kışladan çıkmak istediğini anlatan Yılmaz, nizamiye bölgesinden gelenlerin uyarısıyla geri döndüğünü, öğlene doğru gözaltına alındığını belirtti.
Teğmenlerden timler kurulmuş
Tutuksuz sanık eski kursiyer teğmen Murat Al ise takım komutanı Üsteğmen Sait Uğur Kuzucu'nun, öğleden sonra alınan içtimada gece eğitimi olacağını söylediğini aktardı.
İlerleyen saatlerde gece eğitimi kapsamında yapılan ikinci içtimaya, aralarında tanımadığı subayların da bulunduğu bir grup rütbelinin geldiğini belirten Al, daha sonra teğmenlerden timler oluşturularak kışlanın farklı bölgelerine gönderildiklerini ifade etti.
Yüzbaşı Ramazan Akkuş'un söz konusu timleri rastgele seçtiğini anlatan Al, kendilerine dolu şarjör verildiğini aktardı. Terör saldırısı olabileceği söylenen bir ortamda askerlere dolu şarjörün verilmesinin doğal karşılanması gerektiğini savunan Al, gece boyunca bu şarjörleri tüfeğine takmadığını iddia etti.
Uçak sesleri gelmesinin ardından, telefona baktıklarında bir darbe girişimi olduğu bilgisini edindiklerini anlatan Al, "Başbakan yaptığı açıklamada küçük bir grubun kalkışma içinde olduğunu söylüyordu. Bizim karargahta bu kapsamda bir girişim yoktu, bu nedenle Jandarma Okullar Komutanlığında olağan dışı bir durum yoktu. İlerleyen saatlerde yazışma grubumuza darbe girişimi olduğu, herkesin bulunduğu yeri terk etmesi gerektiği şeklinde mesajlar geldi." dedi.
Karargahtan ayrılmak için 2 No'lu nizamiyeye gitmek istediklerini, ancak kendilerinden önce buraya gidenlere ateş açıldığını bildiren Al, daha sonra gittikleri amfide gözaltına alındıklarını kaydetti.
Gece eğitimi ve tatbikat için komutanlarının verdiği emir doğrultusunda gittiklerini, darbe girişimi kapsamında bir emri yerine getirmediğini ifade eden Al, "Bizleri dinlemek yerine, polise teslim eden, bizimle zamanında ilgilenmeyen Üsteğmen Kuzucu ile Albay Veli Tire'den şikayetçiyim. Olay gecesi darbeye yönelik bir hazırlığa şahit olmadım, sıkıyönetime ilişkin bir duyumum olmadı." savunmasını yaptı.
Sanık kursiyer Teğmen Oğuz Tokgöz ise 15 Temmuz'da karargahta rutin işleyişin devam ettiğini, olağan dışı bir gelişmeye şahit olmadığını ifade etti.
Gece eğitimi kapsamından yapılacak çalışma hakkında kendilerine bilgilendirme yapıldıktan sonra teçhizatlarını aldıklarını anlatan Tokgöz, silah depolarının kim tarafından açıldığı konusunda bilgisinin bulunmadığını belirtti.
Eski tabur komutanı sanık Binbaşı Tarık Görener'in kendilerine ciddi bir tatbikatın icra edileceğini, herkesin telefonlarını kapatmasını istediğini bildiren Tokgöz, bu arada kursiyerlerin kendi aralarında terör saldırısı olabileceğine dair konuşmalar yaptıklarını aktardı.
Tokgöz, görev listesi okunduktan sonra oluşturulan timlerin bazılarına mühimmat verildiğini, kendisinin de aralarında bulunduğu time mühimmat verilmediğini ifade etti.
Sabah saatlerinde Albay Veli Tire komutasında silahlı bir grubun kendilerini gözaltına aldığını anlatan Tokgöz, emniyetteki sorgu işlemi sırasında kötü muameleye maruz kaldığını savundu.