Jandarma Genel Komutanlığındaki Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına devam edildi.
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde yapılan duruşmada sanıklar, avukatları ve müşteki avukatları hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümü, olay tarihinde Jandarma İstihbarat Başkanlığında görevli eski binbaşı Özkan Öztürk'ün savunmasıyla başladı.
İzinde bulunduğu sırada komutanlarının helikopter kazasıyla ilgili bir emri üzerine komutanlığa geldiğini, ilk başta nizamiyeden içeri alınmadığını, amiri tarafından çağrıldığını söyleyince personelin kendisini içeri aldığını öne sürdü.
İçeride olağan dışı bir kalabalıkla karşılaştığını, kışlada bulunan kişilerden çoğunu ilk kez gördüğünü belirten Öztürk, bu sırada silah sesleri duyulduğunu, ne olduğunu anlamak için iç bahçeye çıktığını, burada 6-7 kişilik bir grup gördüğünü söyledi.
Bu kişilere ne olduğunu sorduğunu, ancak bir cevap alamadığını savunan Öztürk, bunun üzerine dış bahçeye çıktığını, burada belli aralıklarla dizilmiş personeli gördüğünü, ne olduğunu sormak için onlara yaklaştığı sırada yoğun bir ateş açıldığını ve boynundan yaralandığını anlattı.
Sanık Öztürk, "Kendimi en yakın binanın içine attım. Yaralandığımı söyleyerek etrafımdakilerden yardım istedim. Beni alıp 2-3 kat yukarı çıkardılar. Karanlık küçük bir odada bekledim. Ambulansla kışladan çıktım. Hastaneye götürüldüm. Yanımda olmasına rağmen beylik tabancamı asla kullanmadım. O gece kamuflajlı olduğum ve beylik tabancamın yanımda bulunduğu hiçbir yerde belgeli değil. Bunu aleyhimde olmasına rağmen ben itiraf ediyorum. Çünkü suçsuzum." dedi.
ByLock kullandığı iddiasını reddeden Öztürk, "Bu programı ne kullandım ne de indirdim. Kendimden eminim. Benle ilgili bu tespitte bir hata olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Polise ateş edilmesi yönünde kesinlikle bir talimat vermediğini savunan Öztürk, odasında yapılan aramada ele geçen bir karta yazılı 5 kişilik isim listesine ilişkin, "O her şey olabilir. Normaldir. Mutlaka makul bir açıklaması vardır. Nöbet olabilir, birilerine bir görev vermiş olabiliriz. Halı saha maçı kadrosu da olabilir." dedi.
"İl Jandarma Komutanlığında görevliydim"
Sanıklardan Serkan Polat ise savunmasında, suç tarihinde Ankara İl Jandarma Komutanlığında teğmen rütbesiyle organize suçlar kısım amiri olarak görev yaptığını söyledi.
Üzerine atılı anayasal düzeni değiştirme suçunu kabul etmeyen Polat, 15 Temmuz'da normal mesaisine geldiğini, saat 13.30 sularında ataması yapılan personel için Sincan İlçe Jandarma Komutanlığında düzenlenen yemeğe katıldığını, yemekten sonra İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü eski binbaşı Erdal Karlıdağ'ın kendisini arayarak bir operasyona yönelik keşif yapılacağından bahsettiğini, bunun üzerine 18.40 sularında İl Jandarma Komutanlığına geldiklerini söyledi.
Operasyonun saat 22.30'da düzenleneceği belirtilerek saat 22.00 sularında Gimat'ta bir yere çağrıldığını anlatan Polat, üstlerine bu konuda bilgi verip onay aldıktan sonra İl Jandarma Komutanlığından ayrıldığını anlattı.
Erdal Karlıdağ'ın kendisini arayarak Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığına çağırdığını, 3 personelle birlikte karargaha geçtiğini belirten Polat, Karlıdağ'ın kendilerine terör saldırısından bahsettiğini ve takviye amaçlı çağırıldıklarını söylediğini öne sürdü.
Karlıdağ'ın emriyle "terör saldırısına karşı kullanmak maksadıyla" silah aldığını ve harekat merkezine geçtiğini iddia eden Serkan Polat, harekat merkezinde kimseyi bulamadığını, bu sırada öndeceden tanıdığı Yüzbaşı Mehmet Emin Bayrak'ı gördüğünü ve hiçbir olaya karışmamak için Bayrak'ın odasına sığındığını söyledi.
İlerleyen saatlerde İl Jandarma Komutanlığına geçmek istediğini ancak keskin nişancı atışı nedeniyle karargahtan çıkamadığını savunan Polat, tekrar Bayrak'ın odasına çıkıp orada beklediğini, bu sırada darbe girişimini televizyondan öğrendiğini öne sürdü.
Sabaha karşı binanın boşaltılması talimatı geldiğini, karışıklıktan istifade ederek karargahtan çıktığını ve İl Jandarma Komutanlığına geçtiğini iddia eden Polat, daha sonra polis tarafından gözaltına alındığını aktardı.
Polat, ByLock kullandığı suçlamasını kabul etmedi. Darbe faaliyetine katılmadığını ve suçsuz olduğunu anlatan Polat, tahliye ve beraat istedi.
Polat'ın savunmasının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.