İZSİAD, Çevre Koruma Haftası'nı unutmadı
İZSİAD, Dünya Çevre Koruma Haftası kapsamında 'İklim Değişikliği ve Çevre' konulu bir toplantı düzenledi.
Çevrimiçi yapılan toplantıya konuşmacı olarak Avrupa Ekoloji Federasyonu Üyesi, Ege Üniversitesi Çevre Merkezi Emekli Müdürü aynı zamanda Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Erdem katıldı. Prof. Erdem, Marmara Denizi'ndeki müsilaj felaketi için "Deniz salyası diyorlar, o bizim salyamız, denizin değil" dedi.
Toplantının açılışında konuşan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt,İZSİAD Çevre Komisyonu'nun öncülüğünde Dünya Çevre Koruma Haftası'nda bu toplantıyı yapmak istediklerini söyledi. İklim değişikliğinin, kuraklığın, çevre felaketlerinin artık gündemimizden düşmediğini ifade eden Küçükkurt, "Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu iklim sorununun, çevre felaketlerinin artık göz ardı edilemeyeceğini bize gösteriyor. AB Yeşil Mutabakat'ı devreye alırken endüstri ile çevreyi, ekoloji ile ekonomiyi uyumlu hale getirmek hepimizin görevi" diye konuştu.
Avrupa Ekoloji Federasyonu Üyesi, Ege Üniversitesi Çevre Merkezi Emekli Müdürü aynı zamanda Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Erdem, İZSİAD'ın iklim ve çevre gibi böylesi hassas bir konuyu gündem yapmasından dolayı teşekkür etti.
Çevre'nin 16. yüzyıldan beri bilim dalı olarak değerlendirildiğini hatırlatan Erdem, "İlk isim bireşim bilimi denmiş. Yıllar sonra özellikle bir takım çalışmaların yeterli olmamasından sonra yeni terimlerle (ekoloji, biyotop vb) çevre olarak değerlendirilmeye başlandı" dedi.
"Marmara'daki bizim salyamız"
Dünyada çevre duyarlılığının ikinci dünya savaşından günümüze kadarki sürecini anlatan Prof. Erdem, Türkiye'deki ekolojik gelişimi de anlattı. Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa da değinen Erdem, "Deniz salyası diyorlar, denizin salyası falan değil, biz insanların salyası bu, adını doğru koyalım" dedi.
Marmara'yı bu hale kendimizin soktuğunu söyleyen Erdem, "Bu müsilajın Ege'ye doğru aktığını da ifade eden uzmanlar var. Büyük tehlike bu, Marmara'yı ölmüş bir iç deniz olarak görmek istemiyorsak Marmara'yı kirletmeyi bırakmak şart" dedi.
Temiz toprak, temiz hava ve temiz su arasındaki ilişkileri doğru kuramadıklarını söyleyen Erdem, "Toprak içindeki altını, bakırı görüyoruz. Aslında toprağın kendisi cevher" dedi.
Gelişmiş ve duyarlı insanların bir işi yaparken toprağını da çevresi ve yöresini de gözeterek iş yaptığını hatırlatan Erdem, "Sürdürülebilirlik kavramı da buradan çıktı, ben kullanıyorum, benim torunum da kullanabilsin düşüncesinden doğru sürdürülebilirlik. Bizim de bunu yapmamız, üretime de endüstriye de tarıma da böyle bakmamız gerekiyor" dedi.