Haberler
Putin, açık açık tehdit etti: Sabrımız bir gün mutlaka tükenecek

Putin, ilk kez bu kadar açık tehdit etti! Sözleri yaklaşan savaşın habercisi

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma! Muhalifler adım adım ilerliyor

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma

Kırıkkale'de yere çöp atanlar güvenlik kameralarından tespit ediliyor

Bir ilde daha başladı! Caddede, sokakta kamera ile takip ediliyorlar

İstanbul'da sahte içkiden 2 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da kabus yeniden hortladı: 2 kişi öldü, sayının artmasından korkuluyor

İzmir Suriyeli Maha ve Çocukları, Ölüm Botuna Değil, Uçağa Bindiler

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Suriyeli Maha ve çocukları, ölüm botuna değil, uçağa bindilerSuriye'deki savaşta eşini kaybeden 32 yaşındaki Maha Mansour, biri 40 günlük, en büyüğü ise 7 yaşında olan 6 çocuğuyla, İzmir'den botla Yunan adalarına bilinmeyene doğru açılmaya hazırlanırken, karşılarına çıkan Doç. Dr. Şüra Baykan hayatlarını değiştirdi.

Suriyeli Maha ve çocukları, ölüm botuna değil, uçağa bindiler

Suriye'deki savaşta eşini kaybeden 32 yaşındaki Maha Mansour, biri 40 günlük, en büyüğü ise 7 yaşında olan 6 çocuğuyla, İzmir'den botla Yunan adalarına bilinmeyene doğru açılmaya hazırlanırken, karşılarına çıkan Doç. Dr. Şüra Baykan hayatlarını değiştirdi. Baykan'ın kiraladığı evde aylarca kalan Mansour ailesi düzenlenen kampanya sayesinde Kanada'ya doğru bu kez uçakla ilk yolculuğuna çıktı. Uğurlama partisinde duygusal anlar yaşandı, Maha Mansour, "Hala rüyada gibiyim. Çocuklarımın geleceği kurtuluyor. Hem çok mutluyum hem de bizi bağrına basan, hayatımızı kurtaran insanlardan ayrılmak çok zor geliyor" dedi.

Maha Mansour eşini Suriye'deki iç savaşta kaybetti. Biri 40 günlük 6 çocuğuyla Ege'de ölüm yolculuğuna çıkmak üzereyken İzmir'in Basmane semtinde sığınmacıların sorunları ile ilgili alan çalışması yapan Halkların Köprüsü Derneği üyeleri ile karşılaştı. Dernek üyesi Doç. Dr. Şüra Baykan ailenin perişan halini görünce, ölüm yolculuğuna çıkmalarına gönlü razı olmadı. Doç. Dr. Baykan önce aileyi kendi evine götürdü, ardından bir ev kiralayıp tüm ihtiyaçlarını karşıladı. Bu sırada da Halkların Köprüsü Derneği ailenin Kanada hükümeti tarafından kabul edilmesi için kampanya başlattı. Kanadalı gönüllülerin de desteği ile Kanada hükümeti aileyi mülteci olarak kabul edeceğini duyurdu. 32 yaşındaki Maha Mansour, 7 Aylık Muhammed, 2 yaşındaki Sidra, 3 Yaşındaki Büşra, 4 yaşındaki Aya, 7 yaşındaki Nour ve 8 yaşındaki Muntuha Alabsi'nin hayatı bu haberle değişti.

VEDA PARTİSİ

Yolculuk öncesi Maha ve çocukların katılımı ile Halkların Köprüsü Derneği'nde veda partisi düzenlendi. Dernek üyeleri ve Maha 6 çocuğu ile hem çocukların 23 Nisan Bayramı hem de bu mutlu olayı kutladı, pasta kesti.

Ölüm yolculuğuna hazırlanırken aldıkları can yelekleri da kutlama masasında acı bir anı olarak konuldu. Ayrılık saati geldiğinde kutlamaya katılan aile ve Türk dostları duygusal anlar yaşadı. Suriyeli aileyi Dernek Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, evinde misafir eden Doç. Dr. Şüra Baykan ve Dernek üyesi Doç. Dr. Bintuğ Öztürk havaalanından uğurladı.

İSTANBUL'DA UYUM EĞİTİMİ, SONRA KANADA

Çocukları ile İstanbul'da Kanada devleti tarafından sağlanan kısa bir uyum eğitimine alınacak ve birkaç gün sonra okyanus ötesine, Kanada'nın Toronto kentine yeni bir hayata doğru uçuş başlayacak.

Kanadalı gönüller ailenin kalacağı evin fotoğraflarını da gönderip son dakika sürprizi yaparken, zaman zaman gözleri dolan Maha Mansour ve çocukları, onlardan anne şefkatini esirgemeyen "Anne" diye hitap ettikleri Doç. Dr. Şüra Baykan ve Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi'ye teşekkür etti. Çocuklar tahtaya 'Anne' dedikleri Baykan'ı prenses, 'Baba' dedikleri Terzi'yi prens olarak resimlerini yaptı.

Anne Maha Mansour Türkiye'yi çok sevdiğini, ayrılmanın kendileri için hiç de kolay olamayacağını belirterek, "Bu iyi insanlar beni Ege Denizi'nde ölüm yolculuğuna çıkmadan buldu. Şu anda çocuklarımla hayattaysam bu insanlara çok şey borçluyum. Hala rüyada gibiyim. Çocuklarımın geleceği kurtuluyor. Orada hemen okula başlayacaklar. Bombalardan, ölümlerden, umutsuzluktan uzak bir insanca yaşamımız olacak. Ama heyecanım bitmiyor. Geriden gelenlere de sınırları açsınlar. Onlara bir tek çare olarak ölüm yolu gibi denizi bırakmasınlar. Dünya devletleri benim bu sesime kulak versin. Ben belki kurtuldum ama aklım hep geride gelen, benimle aynı kaderi paylaşanlarda olacak. Hem çok mutluyum hem de bizi bağrına basan insanlardan ayrıldığım için üzgünüm. Onları hiç unutmayacağım. Dünyada iyi insanların da olduğunu hepimize gösterdiler" dedi.

NEZ DEDİLER?

Halkların köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, Maha ve çocukları ile soğuk bir kış günü sokakta çok zor koşullarda tanıştıklarını anlattı. Prof. Dr. Terzi, şunları söyledi:

"İnsan tacirlerinin eline düşecekken Maha ve 6 çocuğunu alıp onları dernek üyemiz Doç. Dr. Şüra Baykan arkadaşımızın evine götürdük. 7 ay boyunca burada kaldılar. Bu süreçte onu ölüm yolculuğuna çıkmama konusunda ikna ederek Kanada için girişimleri başlattık. Orada dernek üyesi dostlarımızın girişimleri ile bu ülke sponsor aileler bularak mülteci statüsünde kabulleri geldi. Bu gün bu mutlu olayı kutluyoruz. Geçtiğimiz hafta sınır politikaları nedeniyle 500 insan Akdeniz'de öldü. Bu gün 23 Nisan fakat bir çok Suriyeli çocuk bu bayramı kutlayamıyor. Bu politikalar yüzünden ölümle burun buruna yaşıyor. Dilerim ki Maha ve çocukları örnek olur. Savaşı durdurmazsak bu sorun devam edecektir."

Doç. Dr. Şüra Baykan da, "Maha bu sonuca ulaşan tek ve özel bir örnek. Yüz binlercesi kendi tercihi olmadan bu yola düşüyorlar. Ölümle sonuçlanıyor bu yolculukları" diye konuştu. Devletlerin politikalarını değiştirmesini ve Avrupa sınırlarının açılmasını isteyen Doç. Dr. Baykan, duygularını şöyle anlattı:

"Çocuklar sevgiyi, duyguyu hissediyorlar. Ben ve benim gibi 7 aydır ilgilenen arkadaşlarla çocuklar, aynı sevgi bağını kurdular. Çocuklar, çok kuvvetli bir bağ oluşturmaya yatkınlar. Biz çok sevdik birbirimizi. Yıllar sonra gözümün önüne gelmiyor değil. Onlardan bir mektup almak, büyüdüklerini düşünüyorum. Çocuklar Kanada'ya gittiklerinin çok farkında değiller, seviniyorlar mutlular. Asıl sevinen Maha. Çünkü bir bilinmezliğe gidecekti, nereye gideceği belli değildi. Ama Kanada'ya gideceği belli olduktan sonra rahatladı. 'Başımı yastığa rahat koyuyorum' diyor. Orada çocuklar dil kursuna gidecekler. Normal Kanada vatandaşlarının sahip oldukları her hakka sahip olacaklar. Aslında insanca bir yaşama kavuşacaklar diyebilirim."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title