İzmir Prof. Dr. Yıldız, "Bina Yenilemekle, Gardiyanlarla Bu Olmaz"
İzmir'in Aliağa İlçesi'ndeki Şakran Çocuk Cezavi'ne yönelik kurum için yazışmalar, dikkatlerin bir kez daha cezaevlerindeki kötü koşullara çevrilmesine neden oldu.
İzmir'in Aliağa İlçesi'ndeki Şakran Çocuk Cezavi'ne yönelik kurum için yazışmalar, dikkatlerin bir kez daha cezaevlerindeki kötü koşullara çevrilmesine neden oldu. Yaklaşık iki yıl önce tecavüz iddialarıyla gündeme gelen Pozantı Çocuk Cezaevi ile ilgili ilk araştırmaları yapıp, elde ettiği sonuçları önlem alınması için Adalet Bakanlığı, siyasi partiler ile sivil toplum örgütleriyle paylaşan Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özkan Yıldız, benzer bir saptamayı Şakran, için de yaptı. Yıldız, bina yenilemekle, infaz koruma memurlarıyla sorunun çözülemeyeceğini, ulusal çocuk politikasının hayata geçirilmesi gerektiğini, söyledi.
Şakran Cezaevi olarak bilinen, İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, sık sık tutuklu ile hükümlülere yönelik hak ihlalleriyle gündeme gelen bir kurum oldu. Cezaevi Müdürü Hamit Karslıoğlu'nun, kurum içi yazışmada cezaevindeki şartlarla ilgili yazdıkları, tartışmaları bir kez daha başlattı. İddiaların ortaya çıkmasıyla, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım'ın talimatıyla, inceleme de başlatıldı.
AKADEMİSYENDEN ÖNEMLİ UYARI
Ancak idari işlemlerin devam ettiği Şakran Cezaevi ile ilgili önemli bir uyarı, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özkan Yıldız'dan geldi. 2008 Yılında, Gaziantep, ardından da Pozantı Bölge Çocuk Cezaevi'nde araştırmalar yapan, çocuklarla görüşen Yıldız, o zaman önemli eksiklikler tespit etti. Çalışmasını sonuçlandırdıktan sonra ise elde ettiği ürkütücü sonuçları, Adalet Bakanlığı, siyasi partiler ile sivil toplum örgütleriyle paylaştı. Prof. Dr. Yıldız'ın, bu girişimlerini muhalefet partileri mecliste de gündeme getirdi. Adalet Bakanlığı'ndan ise bir girişim gelmedi. Ardından da Pozantı Cezaevi'ndeki, skandallar ortaya çıktı. Prof. Dr. Özkan Yıldız, benzer bir uyarıyı Şakran için de yaptı.
BİNA YENİLEMEKLE SORUN ÇÖZÜLMEZ
Bina yenilemekle, infaz koruma memurlarıyla bu sorunun çözülemeyeceğini anlatan Prof. Dr. Özkan Yıldız, "Burada suça sürüklenen çocuklar için, aileden başlayan, toplumda devam eden, cezaevinde biten biri süreç var. Soruna bütün bakmak lazım. Sürecin iyi yönetilmesi lazım. Tutuklu çocuklar, yine topluma kazandırılmalı. Bu çocukları suça sürükleyen travmaların bilinmesi lazım. Çocuklar, psikososyal destek almalı. hemen her alanda daha fazla uzmandan destek alınmalı. Sosyalog olmalı, psikolog olmalı. Sosyal gelişim uzmanları olmalı. Cezaevlerinde, gardiyanlarla çocukları topluma kazandıramayız. Mesleki uzmanlara, bu çocuklara çeşitli alanlarda eğitim vermeli" dedi.
Yeni binaların sorunu çözmediğini de ifade eden Prof. Dr. Özkan Yıldız, "Bina yapmakla cezaevinde modern cihazların olması sorunu çözmez. Çocukların rehabilite edilmesi lazım. Eğitim lazım çocuklara. Bu çocuklar, tahliye olduktan hemen sonra cezaevlerine geri dönüyorlar. Birde şu var tabi, bu çocuklar sürekli tutuklu olarak kalıyorlar. Mahkemeler geç bitiyor. O zaman bu tutukluluk süresinin de tartışılması lazım. Köklü bir biçimde bu çocukların topluma kazandırılması lazım. Eğer bu çocukları madde bağımlığı merkezlerinde gerekli rehabilitasyonları verseydik, bu suçu işleme olasılığı olmazdı" dedi.
'ALINAN MODELLER, KENDİMİZE GÖRE DÜZENLENMELİ'
Çeşitli ülkelerden alınan ceza sistemi modellerinin kendi ülkemizin şartlarına göre düzenlenmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yıldız, "Denetimli serbestlik sistemi var. Dışarıda, hem cezanın infazı oluyor. Bir tarz topluma kazandırma süreci var. Bu yasayı, Avrupa'dan aldık ama bizim toplumsal ve değerler sistemize uygun modellere alınabilir. Alınan modellerin bizim kültürümüze ve kurumlarımıza uygun olarak yerleştirilmeli. Gardiyanlardan, yöneticilere kadar herkese, eğitim verilmeli. Eğitim olmazsa sorunlar çıkar. Bizim kültürümüze uygun modeller alınmalı. Ulusal Çocuk projelerinin olması lazım. Mesela, aile danışmanlığı uzmanlığı projesi vardı, ama halen uygulamaya konulmadı. Ortada kaldı. Bu toplumda, sokak, aile ve toplum ayaklarının iyi okumak lazım" dedi