İzmir'deki "Usülsüz Dinleme" Davası
İzmir'de, "gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek başka isim ve IMEI numaraları üzerinden alınan mahkeme kararlarıyla usulsüz dinleme yaptıkları" iddia edilen 26 emniyet personeli hakkındaki davada, sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.
İzmir'de, "gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek başka isim ve IMEI numaraları üzerinden alınan mahkeme kararlarıyla usulsüz dinleme yaptıkları" iddia edilen 26 emniyet personeli hakkındaki davada, sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.
İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, haklarında 10 ila 961 yıl arasında hapis cezası istenen ve başka bir soruşturmadan tutuklu bulunan eski İzmir İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın ile tutuksuz 10 sanık ve avukatları katıldı.
Sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından söz alan sanık Mustafa Edip Çakmak'ın avukatı Muzaffer Akyol, HSYK müfettişlerinin emniyet mensuplarıyla ilgili araştırma, denetleme ya da soruşturma yetkisi olmamasına rağmen rapor hazırladığını, bunun yetki gaspı anlamına geldiğini savundu.
Soruşturma ve yargılama safhalarında kendilerine hiçbir delil gösterilmediğini öne süren Akyol, HSYK Başmüfettişliğine müzekkere yazılarak yargılamaya konu edilen evrakların asıllarının istenmesini talep etti.
Akyol, müvekkiline emniyetteki sorgusunda, mahkemede yargılamaya konu edilmeyen sorular sorulduğunu, bu nedenle emniyet görevlilerinin yetkilerini aşarak hukuk dışı yollara başvurduğunu iddia etti.
Dinlemelerle ilgili bazı polisler yargılanırken bazı emniyetçilerin, hakimlerin ve TİB görevlilerinin muaf tutulduğunu savunan Akyol, "Herkesin sorumlu olması gerekiyordu ama sadece buradaki polisler yargılanıyor. 2009-2013 yıllarında dinleme kararlarının altına imza atan hakimler, onay veren TİB görevlileri, istihbarat görevlileri burada madem sanık değiller, tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz" dedi.
Mahkeme Başkanı Hamdi Çiftçi'nin, sanıklardan İbrahim Öztürk'e bazı belgeleri göstererek altındaki imzaların kendisine ait olup olmadığını sorması üzerine Öztürk, bazı imzaların kendisine ait olmadığını belirtti.
Sanık eski Batman Emniyet Müdür Yardımcısı Hasan Ali Okan ise 30 yıl istihbarat biriminde çalıştığını, bugüne kadar kimsenin ya da herhangi bir partinin adamı olmadığını, devletin memuru olduğunu söyledi.
Okan, hiçbir yanlış iş yapmadığını, bu yüzden de ne tutuklanmaktan ne de mahkeme karşısında olmaktan şikayetçi olduğunu dile getirdi.
Mahkeme heyeti, Okan'ın savunmasına devam etmesi için duruşmayı çarşamba gününe erteledi.
Olay
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca "yasa dışı dinleme" iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında 26 emniyet personeli hakkında gözaltı talimatı verilmiş, 27 Ocak'ta İzmir merkezli 13 ilde eş zamanlı operasyon düzenlenmişti. Operasyonda 24 kişi gözaltına alınmış, eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ile eski Elazığ Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı hakkında da yakalama kararı çıkartılmıştı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 24 kişiden 10'u savcılıkta, 12'si mahkeme tarafından serbest bırakılırken, Emniyet Müdürü Memduh Tosun ile eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın tutuklanmıştı.
Tosun ile Aydın, avukatların üst mahkemeye yaptıkları itiraz sonrası serbest bırakılmış, Okan ile Karakayalı hakkındaki yakalama kararı da kaldırılmıştı.
Cumhuriyet Savcısı Okan Bato'nun hazırladığı iddianamede, müfettişlerce İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde yapılan denetimlerde, 2009 ile 2013 yıllarında gerçeğe aykırı belgeler düzenlenerek başka isim ve IMEI numaraları üzerinden alınan mahkeme kararları ile çoğunluğu Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, üniversite rektörleri, akademisyen, eski Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, üst düzey emniyet mensupları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 92 kişinin dinlendiği yer almıştı.
İddianamede sanıkların, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, kurulan örgüte üye olmak", "suç örgütü faaliyetleri kapsamında kamu görevlilerinin resmi belgede sahteciliği", "iftira", "suç uydurmak", "özel hayatın gizliliğini ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek" suçlarını işledikleri belirtiliyor.