İzmir'deki "Askeri Casuslukta Kumpas" Davası

İzmir'deki "askeri casusluk" soruşturmasında, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada bazı tanıklar ifade verdi.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ile taraf avukatları katıldı.

Tanık Fehmi Apaydın, askeri casusluk soruşturmasının yürütüldüğü dönemde Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün teknik izleme kısmında çalıştığını, soruşturmanın hiçbir aşamasında yer almadığını, sadece Saygın Özdemir'in evinde yapılan aramada kamera çekimi yaptığını kaydetti.

Apaydın, Özdemir'in evinde bazı hard disk ve CD'ler bulunduğunu ve Özdemir'in "Bunlar bana ait değil" dediğini belirterek, hard disk ve CD'lerin imajının alınmadığını ifade etti.

Apaydın, mahkeme başkanının "Emniyet içerisinde çalıştığın süre boyunca FETÖ yapılanmasına dair bir şeyler hissettin mi?" sorusuna " İzmir'e tayin olduğumda eski polis memuru Gökay Ersel Gülek bana yakınlık gösterdi. Çok çevrem yoktu o zamanlar. 'Arkadaşa ziyarete gideceğiz' diyerek beni yeni kişilerle tanıştırıyordu. Gittiğimiz yerlerde Kuran-ı Kerim, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in kitapları okunurdu. Görüşmeleri düzenleyen kişiler Ömer Gülbak, Halil Yılmazer, Gökay Ersel Gülek'ti. FETÖ mensubu olduklarını anladım. 2012'den sonraki görüşmelere katılmadım." yanıtını verdi.

Apaydın, Gülek'in "askeri casuslukta kumpas" soruşturması kapsamında aleyhine ifade verenlere "Aç kalmaktan mı korkuyorsun. Abiler sana bakar." dediğini iddia etti.

Tanık Faruk Yetik de amirleri Özcan Kezzap ve Hakan Arık'ın düzenledikleri sohbetlerde Risale-i Nur okuttuklarını, yardım adı altında himmet topladıklarını, kendisinin de zaman zaman yardım yaptığını belirterek, "Özcan Kezzap'ın sohbete gitmeyenlerin şubeden gönderileceği yönünde söylemleri oldu. Ben karşı çıktım." dedi.

Tanık eski Askeri Yargıtay Başkanı Hakim Tuğgeneral Hasan Dengiz de askeri casusluk soruşturmasında adının geçtiğini ve o dosya kapsamında adı geçen herkesin mağdur olduğunu kaydetti.

Hakkında idari soruşturma başlatılınca istifa ettiğini söyleyen Dengiz, "2010'dan itibaren Askeri Yargıtayda birtakım ayak sesleri hissetmeye başladık. 70 askeri hakim için 'Bir an önce emekli olsunlar' gibi söylemler vardı. Hareketlenmelerin tasfiye amaçlı olduğu çok belliydi. Çalışkan, mesleklerinde sivrilmiş, mesleki becerileri yüksek kişilerin isimleri vardı hep. Sıradan kişiler yok." dedi.

Mahkeme başkanı duruşmayı yarına erteledi.

Dava ve iddianame

"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-posta üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.

Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ise 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.