İzmir'de İsrail'in Gazze'deki işgal ve katliamları protesto edildi
İzmir Konak Meydanı'nda İsrail'in Gazze'deki işgal ve katliamları ile Türkiye'nin İsrail'le ticareti tamamen durdurmaması protesto edildi. Açıklamada, “İsrail'le ticaretin kısıtlanması açıklamasının bir ateşkes süreci hedefi ile hareket etmesi anlamsızdır ve gerçeklikten uzaktır. Bizler direnen şerefli ve izzetli Filistin halkının dostları olarak kısıtlama değil tam bir boykot ve yaptırım talep ediyoruz” denildi.
HABER: ECE AZAK – KAMERA: ÖZGÜR ŞENGÜL
İzmir Konak Meydanı'nda İsrail'in Gazze'deki işgal ve katliamları ile Türkiye'nin İsrail'le ticareti tamamen durdurmaması protesto edildi. Açıklamada, " İsrail'le ticaretin kısıtlanması açıklamasının bir ateşkes süreci hedefi ile hareket etmesi anlamsızdır ve gerçeklikten uzaktır. Bizler direnen şerefli ve izzetli Filistin halkının dostları olarak kısıtlama değil tam bir boykot ve yaptırım talep ediyoruz" denildi.
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının 191. gününde, İsrail'in Gazze'deki işgal ve katliamları ve Türkiye'nin İsrail ile ticaretini tamamen durdurmaması, Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere 24 ilde eş zamanlı olarak protesto edildi.
İzmir Konak Meydanı'nda düzenlenen eylemde; "Hamas'a selam direnişe devam", "İsrail'le ticaret Filistin'e ihanet", "Kısıtlama yetmez ambargo gerek", "Çocuklar ölüyor devletler uyuyor", "Yaşasın küresel intifada" "Dur de, dur de, soykırıma dur de", "Katil İsrail Filisti'nden defol", "Katil ABD Ortadoğudan defol" sloganları atıldı. Eylemde, "Soykırım ortağı olmamak için İsrail'e sevkiyat durdurulsun", "Limanlar siyonizme kapatılsın", "Ticareti kes, üsleri kapat; soykırıma ortak olma", "İncirlik, Kürecik kapatılsın" pankartları açıldı.
Direniş Çadırı Platformu adına basın açıklamasını yapan Özgün Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Özgün-Der) üyesi Talha Akdeniz, 7 Ekim tarihinden bu yana İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"ZALİME RİCACI OLMAK ZULMÜNE ORTAK OLMAKTIR"
"7 Ekim'den beri, yüzyıldır devam eden işgalin ve yağmanın en şiddetli günlerine şahidiz. Filistin halkı, sömürgeci devletlerin bir projesi olarak üretilen İsrail Siyonist devletinin saldırılarına kahramanca direniş gösteriyor. Katil ve korkak İsrail devletine karşı kahramanca direnen bu halk en çok da aynı tarihsel kaderi paylaşan, kardeş bildiği toplulukların ve onların sahibi olduğu devletlerin kendilerini yalnız bırakmasının acısını yaşıyor. Yalnız bırakılmanın ötesinde katil bir devlete verilen dolaylı ve doğrudan destekler, Filistin halkının katledilmesinde sorumluluk taşımaktır. Kesilmeyen ticari ve siyasi ilişkiler İsrail devletinin şımarıkça insan öldürmesinin, insanlığa karşı suç işlemesinin ne yazık ki motivasyonu haline gelmiştir. Öyle bir motivasyon ki ne çocuk ne de masum dinlemektedir. Siyasi makamların bu zorba devlete karşı ricacı tavrı, rica edilenlerin ellerindeki kanı her gün az daha artırmasından başka bir işe yaramamaktadır. Tarih bize sürekli göstermektedir ki zalime ricacı olmak zulmüne ortak olmaktır."
"KISITLAMA AÇIKLAMASINDA FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARI KATLEDEN UÇAKLARIN, ASKERİ ARAÇLARIN YAKIT TEDARİĞİNE DAİR BİR İBARE BULUNMAMAKTADIR"
Türkiye'nin İsrail'le ticari ilişkilere kısıtlama getireceğini açıklamasının İsrail ile yapılan ticareti kabul ettiğini söyleyen Akdeniz, "Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde kendini Filistin halkının kardeşi olarak gören milyonlarca insan neredeyse her gün sokaklara, meydanlara dökülerek yaşadıkları ülkelerden, soykırım suçlusu İsrail devletine karşı yaptırım uygulamasını talep ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Her ne kadar daha önce kabul edilmese de Türkiye'nin İsrail'le ticari ilişkilere kısıtlama getireceğini açıklaması, bu gerçeği, katil Siyonist devletle yapılan ticareti teyit etmiştir. Kısıtlama açıklamasında Filistinli çocukları katleden uçakların, askeri araçların yakıt tedariğine dair bir ibare bulunmamaktadır. Ellerindeki silahlarla masum insanları avlayıp, bir de üstüne üstlük kendilerine sivil yerleşimci diyen katiller sürüsünün silah malzemelerine dair maddeler de bulunmamaktadır. Kısıtlama kararında, Gazze halkı açlıktan kırılırken, sokaklarda eğlencesine insan öldüren üniformalı ya da sivil Siyonist çetelerin gıda tedariğine dair bir işaret bulunmamaktadır" dedi.
"KISITLAMA DEĞİL TAM BİR BOYKOT VE YAPTIRIM TALEP EDİYORUZ"
İsrail'le ticarette ksııtlama değil; tam bir boykot ve yaptırım talep ettiklerini dile getiren Akdeniz, "İsrail bir işgal ve soykırım rejimi olarak, yağma ve soykırım stratejisine hiç ara vermemektedir. Bir yüzyıla yakındır Gazze'de Ramallahta Han Yunusta Batı Şeriada ve işgal ettiği her bir toprak parçasında insanlara hayvanlara ağaçlara her bir çakıl taşına zulüm etmektedir. Gazze halkının nefes alması adına acil bir ateşkes olmalıdır. Halkı Müslüman olan ülkelere ve diğer ülkelere düşen görev Ortadoğu'nun bu çürümüş yarasına karşı sürekliliği sağlayacak adımlar atmaktır. İsrail devleti her defasında ıslah edilmez bir zulüm bataklığı olduğunu ispat etmektedir. Tüm bu tarihsel gerçeklik ortadayken kısıtlama açıklamasının bir ateşkes süreci hedefi ile hareket etmesi anlamsızdır ve gerçeklikten uzaktır. Bizler direnen şerefli ve izzetli Filistin halkının dostları olarak kısıtlama değil tam bir boykot ve yaptırım talep ediyoruz" diye konuştu.
"İSRAİL'LE TİCARETE KESİN BİR SON VERİLMELİDİR"
Gazze'ye destek için İsrail ile ticarete son verilmesi adına talepleri de sıralayan Akdeniz, sözlerini şöyle noktaladı:
"Gazze halkı zulme, sömürüye ve soykırıma karşı direnişi seçerken ya zalimlerin yanında tüm değerlerimizi kurban edeceğiz ya da çocuklarımıza daha adil bir dünya bırakmak için katil devletle ticareti sürdürenlere tepkimizi sonuna kadar göstereceğiz. O halde bugün yeniden taleplerimizi daha çok meydanda daha büyük halkalarla daha da uzaklara seslenerek yineliyoruz. İsrail'le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail'e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır. Kısıtlama kandırmacaya dönüşmemeli gerçek bir tavır üretmelidir. Ateşkes gibi zamanı ve kapması belirsiz bir garabete değil özgür Filistin devletine odaklanılmalıdır. Gazze'nin her yerine kesintisiz ve yeterli insani yardım ulaştırılması sağlanmalıdır. Gazze halkı göz göre göre açlıktan ölmeye terk edilmemelidir. İsrail'i koruyan ABD'nin ve NATO'nun etkisinden kurtarılmalıdır. Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. İncirlik Üssü'ndeki ABD askerleri ülkelerine gönderilmelidir. Bu ülkede, bu kadim topraklarda soykırım destekçilerinin askeri ve siyasi güçlerine yer olmamalıdır."