Haberler

İzmir'de Fetö'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan 270 sanığın yargılandığı davada, bazı sanıklar savunma yaptı.

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan 270 sanığın yargılandığı davada, bazı sanıklar savunma yaptı.

Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen oturumda, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Kimlik kontrolünün ardından Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tutuklu sanık eski Maltepe Askeri Lisesinde görevli Binbaşı Hüseyin Kayır, Ege Ordusu Komutanlığı ile Maltepe Askeri Lisesindeki sanıklarla belli bir amaç doğrultusunda ortak hareket ettikleri, sözde sıkıyönetim ilan planını okul komutanlığında okuyan şahıs olduğu, Ege Ordusu komutanlığına giden grup içerisinde yer aldığı, diğer sanıkların gerçekleştirdiği eylemler ile darbeye teşebbüste etkin olarak rol aldığı, gibi suçlamalara yönelik savunmasını gerçekleştirdi.

Ankara'daki gar saldırısı ve yine Ankara'daki askeri personel taşıyan servis aracına teröristlerce saldırı düzenlenmesi nedeniyle "İzmir'de de bazı karargah ve askeri araçlara saldırı olabilir" diye ihbarlar geldiğini belirten sanık Kayır, 15 Temmuz'da Maltepe Askeri Lisesindeki devir teslim ile mezuniyet töreninde de benzer saldırı ihtimaline karşın üst düzey güvenlik önlemi aldıklarını ifade etti.

Darbe girişiminin yaşandığı gece, tutuklu sanık binbaşı Durmuş Ali Vurkun'un kendisini arayıp, Ege Ordusu Komutanlığında bir hareketlilik olup olmadığını sorması üzerine bazı görüşmeler yaptığını, televizyondaki haberleri izledikten sonra "İzmir'de de terör tehdidi olabilir mi?" sorusunun aklına geldiğini ileri süren sanık Kayır, terör örgütleri PKK ya da DEAŞ'ın ses getirecek bir eylemde bulunma ihtimalini düşünerek, tutuklu sanıklar albay Turhan Özkal ve Vurkun ile Ege Ordusu Komutanlığına gittiklerini anlattı.

Komutanlıkta yaptıkları görüşmelerde, ülkede olup bitenle ilgili kimseden bilgi alamayınca, tutuklu sanık eski Maltepe Askeri Lisesi Komutanı Albay Ufuk Gökşen'in emriyle okula döndüklerini kaydeden sanık Kayır, "Saat 00: 40 gibi okula geldiğimde televizyonda darbecilerin sıkıyönetim emirlerinin okunduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın canlı yayına bağlandığını gördükten sonra darbe girişimini net olarak öğrendim. Astsubay Şahin Ö, sözde sıkıyönetim direktiflerinin yer aldığı mesajı imzalatarak zimmetle almamı istedi. Nöbetçi amirliği odasında, yakınındakilere sadece sıkıyönetim direktifinin başlıklarını bir kez okudum. O mesajı imzalamadan çekmeceye koydum, kilitledim, kimseye vermedim. Darbecilerden gelen direktifleri, emir şeklinde kimseye okumadım, kimseden de 'oku' diye talimat almadım." ifadesini kullandı.

Sanık Kayır, Maltepe Askeri Lisesi ya da Ege Ordusu Komutanlığında, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in derdest edilmesi girişiminde bulunacak şüpheli bir olaya ya da teçhizatlı kişilere rastlamadığını, FETÖ ile herhangi bir bağlantısının olmadığını, 15 Temmuz'da görevini yaptığını ve o gecenin mağduru olduğunu ileri sürdü.

Ege Ordusu'ndaki şüpheli drone

Tutuklu sanık Üsteğmen Yücel Atıgan, hakkındaki "Ege Ordusu Komutanlığı'ndaki faaliyetler ile Orgeneral Recep'in yerini öğrenmek için insansız hava aracı 'Drone' uçurduğu" şeklindeki suçlamayı reddederek, "Ege Ordusu Komutanlığında 19-25 Haziran 2016 tarihleri arasında kim tarafından uçurulduğu bilinmeyen bir Drone tespit etmiştik. Drone'un yeniden görülmesi halinde emniyetli şekilde atış yapılması emri verilmişti ancak 15 Temmuz saat 23.00 sıralarında kim tarafından, ne amaçla uçurulduğunu bilmediğimiz drone ile test amaçlı bir astsubayın odasında tamir etmeye çalıştığımız drone aynı değildir. Darbe girişiminin yaşandığı gece uçurulan drone ile hiçbir alakam yoktur. O saatte ordu harekat merkezindeydim." diye konuştu.

"Genelkurmay emri" ile baskı yapılmış

Ege Ordusu Komutanlığının santralinin kapatılması emrini tutuklu sanık eski Hava Harp Akademisi Öğretim Görevlisi Binbaşı Recep Kılıç'tan aldığını öne süren sanık Atıgan, ne olduğunu anlamak için tutuklu sanıklar yarbay Mustafa Toklu ile yüzbaşı Eser Bingül'ün peşinden ordu harekat merkezine gittiğini anlattı.

Atıgan, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Ordu harekat merkezinde eski Boğaziçi Köprüsü'nün askerlerce kapatıldığını gördüm. Ege Ordusu Komutanlığının nöbetçi amiri Yarbay F.E, kendinden rütbe olarak aşağıda olmasına rağmen, Recep Binbaşıya, 'Biz sıradan subaylarız. Bir şey biliyorsanız söyleyin' dedi. Recep binbaşı da önüne arkasına kelime koymadan sadece 'darbe' kelimesini kullandı. Oradakiler 'ne darbesi' diye birbirine bakındı. Buna kimse bir anlam veremedi. Bu sırada Mustafa Yarbay, çalan telefonlara bakılmaması yönünde emir verdi. Ardından Recep Binbaşı tekrar 'Yücel santrali kapat' dedi. Eser Yüzbaşı da 'Kardeşim ne deniyorsa onu yap' dedi. Ordu harekat merkezi önünde Recep Binbaşı, bu kez de 'Genelkurmay Başkanlığının emri' diyerek baskı yapıyordu. Ben de emri yerine getirdim."

Helikopter "paket" almaya gelmiş

Tutuklu sanık Binbaşı Recep Kılıç'ın talimatıyla saat 23.14'te santralin yeniden açıldığını söyleyen sanık Atıgan, o gece helikopter pistinde iki helikopter gördüğünü, Orgeneral Recep'in emirleri doğrultusunda piste giderek helikopterlerin kaldırılmasını sağladıklarını ileri sürdü.

"Helikopterdeki teknik personel ile pilota neden geldiklerini sorup, buradan gitmeleri gerektiğini belirttim. Onlar da bana, 'personel ve paket almaya geldik. Bize verilen emirde burada durmamız gerekiyor.' diye yanıt verdi. Oradan uzaklaşmamdan 5 dakika sonra zaten helikopter kalkmıştı." ifadelerini kullanan Atıgan, "Suçum o gece nöbetçi subay olmam mı, yoksa birileri tarafından kullanılmam mı?" dedi.

"Bundan sonra emir komuta bende"

Tutuklu sanık, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Recep'in eski koruma astsubayı Adnan Karaman, darbe girişiminin yaşandığı gece, tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Memduh Hakbilen'in bazı komutanlarla brifing salonunda toplantı yaptığını öğrenen Orgeneral Recep'in, salona giderek toplantıyı sonlandırdığını ifade etti.

Daha sonra sanık Hakbilen'in, odasına geldiği Orgeneral Recep ile tartıştığını beyan eden sanık Karaman, "Orgeneral Recep, Hakbilen'e 'Memduh Paşa sen emirleri kimden alıyorsun? Bana bağlı değil misin?' diye sordu. Memduh Paşa da, 'İzmir ve Manisa sıkıyönetim komutanıyım. Bundan sonra emir komuta bende' diye bir şey söyledi. Abdullah Paşa da Hakbilen'in gözaltına alınması için talimat verdi. Odasına götürmek için koluna girdiğimiz Hakbilen, bize hitaben, 'Birlikler harekete geçti, geliyorlar. Sizin hepinizi vurdururum. Tarafınızı belirleyin.' tehdidinden sonra telefonlarını da alarak Hakbilen'i odasına götürdük." ifadesini kullandı.

Orgeneral Recep ile ilgili sorular

Sanık Karaman, komutanlığa giderken, tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Harekat Başkanı Albay Oksal Çelik ile tutuklu sanık Kılıç'ın arabasına bindiğini iddia ederek, Çelik'in araçta Orgeneral Recep ile ilgili sorduğu sorulardan şüphelendiğini, bu durumu daha sonra ordu komutanının emir subayına aktardığını ileri sürdü.

Sanık Karaman, savunmasının devamında "Oksal Albay bana 'Ordu komutanı bir yere gitti mi?' dedi. Bunun üzerine 'Konutundadır, bir yere gitse haberim olur' cevabını verdim. Bana 'Emin misin?' diye sorunca evinde olduğunu öğrendim. Orgeneral Recep makam odasına geldikten sonra karargahta tekrar karşılaştığım Oksal Albay bir ara bana, 'Ordu Komutanının güvenliği yeterli mi?' tarzında bir soru sorması üzerine 'Yeterli ama yüz tanıma sistemi ile girilen ordu harekat başkanlığı ve istihbarat başkanlığı kapıları normalde kapalı olur ama şu an kapılar açık' dedim. Yüzü pencereye dönüktü. Bu cevabımdan sonra 'Sen işine bak' diyerek beni gönderdi." dedi.

Sanık Hakbilen söz alarak daha önce tanık olarak dinlenilen iki kişi ile Karaman'ın beyanları arasında çelişkiler olduğunu ve gerçeği yansıtmayan ifadeler kullandığını ileri sürdü.

Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmesini kararlaştırdı.

-İddianame

İzmir'de FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, Fetullah Gülen'in "birinci" şüpheli olduğu 267 sanığa "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamaları yöneltilmişti.

Daha sonra hazırlanan ek iddianameyle 3 kişinin daha dosyaya eklenmesiyle sanık sayısı 270'e yükselmişti.

Sanıklar arasında, tamamı Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen, "yurtta sulh konseyi"nce Manisa ve İzmir'de sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen tutuklu sanıklar Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor.

Kaynak: AA / Güncel
20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Yenidoğan Çetesi davasında ara karar! Sanıkların tutukluluk halleri devam edecek

Yenidoğan Çetesi davasında ara karar açıklandı

İşte terör örgütünün acımasızlığı! Küçük çocuk havan saldırısında bu hale geldi

Terör örgütünün acımasızlığının en net kanıtı! Küçük çocuk hain saldırıda bu hale geldi

Yerine kayyum atanan DEM Partili Birsen Orhan, gözaltına alındı

Yerine kayyum atanan belediye başkanı gözaltına alındı

title