İzmir Darbeci Komutanlar Öğrencilerin Hayallerini Çaldı 2
Maltepe Askeri Lisesi'nde okuduğu sırada Fethulahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmas'na (FETÖ/PDY) mensup subay ve astsubayların baskı ve işkencelerine maruz kalan Onur Kılınç "Burası Nazi kampı mı?" dediği için çok sevdiği okuldan atılarak, çocukluk hayalini kurduğu üniformayı giymekten mahrum bırakıldı.
Maltepe Askeri Lisesi'nde okuduğu sırada Fethulahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmas'na (FETÖ/PDY) mensup subay ve astsubayların baskı ve işkencelerine maruz kalan Onur Kılınç "Burası Nazi kampı mı?" dediği için çok sevdiği okuldan atılarak, çocukluk hayalini kurduğu üniformayı giymekten mahrum bırakıldı. Aynı dönemin mağdur öğrencilerinden Emre Açıkgöz ise, FETÖ'cü komutanların kendisini Atatürk düşmanlığıyla suçlamaları üzerine iftiralara dayanamayıp okuldan ayrılmak durumunda kaldı. Fethulahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmas'na mensup subay ve astsubayların askeri okullarda kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine uyguladıkları baskı ve işkenceler ortaya çıkmaya devam ediyor. Maltepe Askeri Lisesi'nde öğrenim gördüğü sırada subay ve astsubayların yaptığı baskı ve işkenceler karşısında "Burası Nazi kampı mı?" diye tepki gösteren 22 yaşındaki Onur Kılınç, yaşadıkları olayların halen yaşamlarını etkilediğini söyledi.
"SAATLERCE SÜREN SORGULAMALARA MARUZ KALDIK"
Makedonya Goce Delchev Üniversitesi Tıp Fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisi olan Kılınç, "Ben 2008-2012 yılları arasında Maltepe Askeri Lisesi'nde okudum. Okuldayken, 'Burası Nazi kampı mı?' dediğim için okuldan atılma kararı çıktı. Benim buraya getiren süreç ise, Atatürk tişörtüyle okula girmemle başladı. Sınıf subayımız beni gruptaki arkadaşlarımızdan ayırıp, çeşitli bahaneler bularak, konsere gittiğimi, sakal tıraşı olmadığımı söyleyip savunma verdirdi. Ben iki saat öncesinde sakal tıraşı olmuştum. Konsere de gitmedim. Bunu kanıtlayabileceğimi de söyledim. Beni dinlemedi ve gece nöbetime gelerek bana çeşitli cezalar verdi. Yaptıkları bunlarla da sınırlı kalmadı. Daha sonra diğer arkadaşlarımı da yanına çağırıp hepimizi konsere gitmekle suçladı. Bize iftira attı. O dönemki bölük komutanımız da 15 Temmuz'da darbe girişimi yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı. Daha sonra bizden Ümit albayların, Game Of Thrones filmi izletildiği için açılan davada ifade vermemizi istediler. Önümüze kendilerinin doldurduğu bir kağıt uzattılar. Kağıtta film yüzünden psikolojimizin bozulduğu, cinsel istismara uğradığımız yazıyordu. Ancak biz bu iddiaları reddettik. Biz bunun bizim gelişimimiz için yapıldığını, İngilizcemizin gelişmesi için yapıldığını söyledik. 'Psikolojiniz bozuk mu değil mi?' diye soruldu. Bizde psikolojimizin gayet sağlam olduğunu söyledik. O da gerekirse 'Biz bozarız bunu imzalayacaksınız' diye baskı yaptı. Saatlerce süren sorgulamalara maruz kaldık. Bayılan arkadaşlarımız oluyordu. Bize bu odadan çıkmanın tek yolunun kağıtları imzalamaktan geçtiğini söylediler. Bizde durumu ailelerimize anlattığımız da, onlara 'Çocuklarınız yalan söylüyor' deniliyordu. Bize iftira atarak bizi okuldan atmaya çalıştıklarını biliyorduk" dedi.
"EĞİTİM ADI ALTINDA İŞKENCE GÖRDÜK"
Askeri okul döneminde örgüt üyesi askerlerin, öğrencilerin yanı sıra öğrenci aileleri de baskı yaptığını belirten Kılınç, "Biz taburdan ayrı olarak içtimaya çekiliyorduk. Eğitim adı altında 10-15 kişilik grup olarak gece 3'lere 4'lere kadar işkenceye maruz bırakıyorlardı. Bu işkencelerde susuz ve aç kalıyorduk. Yemek saatlerinin bitimine 5 dakika kala serbest bırakıyorlardı. Bu arada yemekhaneye bile ulaşamıyorduk. Yemekhane kapandığı için arkadaşlarımızın bize getirdiği küçük öğünlerle besleniyorduk. Tuvalete giderken bile arakamıza kendi adamlarını katıyorlardı. Tamamen bir hapis hayatıydı bizim için. Bunları ailelerimize söylediğimizde telefon hakkımızı bile elimizden alıyorlardı. Ailemiz okula geldiğinde görüşmemize izin vermiyorlardı. Ailelerimiz ağlayarak okuldan ayrılıyorlardı. Yaşadıklarımızı okul komutanımıza anlattım. Ama o benim okulu Nazi kampına, subayları da Nazi kamplarındaki işkenceci subaylara benzettiğimi söyleyerek benim disiplin kuruluna sevk edildiğimi söyledi. Ancak okul komutanımız şuan darbe girişiminden tutuklu olan Abdülkerim Ünlü, eğer darbe gerçekleşmiş olsaydı Elazığ Sıkıyönetim komutanı olacaktı. Yani kimi kime şikayet ettiğimizi bilmiyorduk" diye konuştu.
"İMZA ATMAYAN ÖĞRENCİLERE İFTİRA ATMAYA BAŞLADILAR"
Dokuz Eylül Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği 4'üncü Sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Emre Açıkgöz de askeri okul zamanında kendisine atılan iftiralara dayamayıp okuldan ayrılan öğrencilerden. Subay ve astsubayların, yaptıkları haksızlıklar karşısında öğrencilerden destek almaya çalıştıklarını söyleyen, Açıkgöz, "2008 yılında Maltepe Askeri Lisesi'ne girdim. Bütün sınıflarda teşekkür belgesi aldım. Son sınıfta işkencelere maruz kaldım fakat yine de okulumu bitirdim. Kara Harp Okulu'nda şok mangalarında işkencelere maruz kalınca ayrılmak zorunda kaldım. Son sene okulun tüm önemli subay kademelerinde değişimler yaşandı. Bölük komutanları, tabur komutanları, sınıf komutanları ve daha üst düzey görevlerdeki komutanlarda değişimler yaşandı. Bunu daha sonradan anladık ki, kendilerince sakıncalı gördükleri kişileri temizlemek istiyorlarmış. Bu yüzden bu değişimler yaşanmış. Bunun ilk adımları Game Of Thrones filmini izleten İngilizce dersimize giren komutanların meslekten ihraç istemiyle başladı. Bunların illegal faaliyetlerini bu komutanlarımız engellediği için onları okuldan uzaklaştırmaya çalıştılar. Dolayısıyla film bahane edilerek komutanlarımıza iftira attılar. Bu yüzden de öğrencilerden destek almaya çalıştılar. Komutanlarımızın aleyhinde ifade vermemizi istediler. Bizler bu yalan ifadeyi vermeyi reddettik. Böyle olunca 3 bölük komutanı bir istihbarat subayı bizi 7 metrekarelik bir odada sorguya aldılar. Bana çok ince bir çizgide olduğumu söylüyorlardı. Bu çizgiyi aşarsam okulda barınamayacağımı söylüyorlardı. Bu şekilde imza vermeye zorladılar. İmza atmayan öğrencilere iftira etmeye başladılar" dedi.
"BENİ ATATÜRK DÜŞMANI İLAN ETTİLER"
Yaşamı boyunca Atatürk ilkelerini kendisine yön edindiğini, ancak örgüt yanlısı askerler tarafından Atatürk'e hareket etmekle suçlandığını aktaran Açıkgöz, "Tarih dersinde Atatürk'e hakaret ettiğimi söyleyip iftirada bulundular. Beni Atatürk düşmanlığıyla suçlayıp savunmamı verdiler. Kafede 5 kişi oturduğumuz için bizi çete kurmakla ve öğrencileri askerlikten soğutmakla suçladılar. Bu iftiraların sonucunda amaçlarını bizi okuldan atmak olduğunu anladık. Biz de bu yaşananları basına açıklayacağımızı söyleyince bizi Kara Harp Okulu intibak kampında atmayı planladılar. Beni intibak kampında eleyeceklerine dair imalarda bulunduklarını anladım. Sonuç öyle de oldu. Şunu belirtmek istiyorum ki bize bunları yaşatanlar bugün darbe girişimine katıldıkları için gözaltına alınıp tutuklanan komutanlardır. Kara Hap Okulu'ndaki şok mangalarında çok aç susuz kaldım. Diğer öğrenciler istirahat ederken, bize eğitim adı altında işkence yapıldı. Amaçları bu şok mangalarında oluşturdukları gruplarla istemedikleri öğrencileri atıyorlardı. Bu şekilde kendilerinden olmayan hiç kimsenin ilerlemesini istemiyorlardı. Bizler şok mangalarındaki işkencelerin ardından hakkımızı savunamadık. Ancak darbe girişimi sonrasında suçlular ortaya çıktı. Umarım zorla çıkardıkları üniformalarımızı bir gün yeniden giyeriz" diye konuştu.