İzmir Barosu'ndan Avukat Umut Kılıç'ın Tutuklanmasına Tepki Geldi
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiasıyla Avukat Umut Kılıç'ın tutuklanmasına tepki gösterdi.
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, Ankara'daki hakimlik ve savcılık sınavı mülakatı sırasında Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiasıyla avukat Umut Kılıç'ın tutuklanmasına tepki gösterdi.
İzmir Adliyesi Baro Birimi'nde basın açıklaması yapan Baro Başkanı Aydın Özcan, Türkiye'de birçok hukuksuz uygulamaya tanık olunduğunu, bunlara bir yenisinin daha eklendiğini söyledi. Afyon Barosu üyesi avukat Umut Kılıç'ın, Adli Yargı Hakim ve Savcılık Sınavı'nın yazılı aşamasından sonra, mülakata katılmak üzere Ankara'ya gittiğini hatırlatan Özcan, "Mülakat esnasında dile getirdiği sözler nedeniyle Ankara 4'üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından, 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret ' suçlarından tutuklandı. Birçok meslektaşımız hakim ve savcılık sınavlarının yazılı aşamalarında 85-90'ın üzerinde notlar almasına rağmen maalesef mülakatlarla bu haklarından yararlanmalarının önüne geçilmektedir. Umut Kılıç önceki sınavdan 85 puan almasına rağmen mülakatla elenmiştir. Dün de mülakat sırasında istenmeyen bir olay gerçekleşmiş ve mülakatı gerçekleştiren bürokrat hakimlere 'Siz Cumhurbaşkanının adamlarısınız' gibi bir ifade kullanmıştır. Açıklanan olay ülkemizin siyasal ve hukuksal durumunun, kısacası ülkeyi yöneten zihniyetin bir yansımasıdır. Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devleti olduğunu iddia ediyorsa, kendi koyduğu yasalara uymalıdır. Yürürlükte bulunan ceza kanunlarına baktığımızda, Kılıç'a tutuklama kararı verilmeyeceği ortadadır" dedi.
Özel yetkili mahkemeler yerine kurulanlardan biri olan Sulh Ceza Hakimliği tarafından, iç hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı bir karar verildiğine söyleyen Özcan, "Yasada tutuklamanın şartları açık olmasına rağmen, tutuklama kararı verilmiştir. Bizce bu tutuklama kararının kesinlikle hukuka aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk devleti olmaktan çıkmış, hukuk siyasete alet edilerek, hızla dikta rejimine doğru yol alınmaktadır. Siyasi iradenin bu tutuklama kararı ile dikte etmeye çalıştığı, karşı fikirleri sindirmek, korkutmak ve yıldırmaktır. Sadece tutanak tutularak işlem yapılabilecek bir olayda tutuklama yoluna gidilmesi, hukuk ve adaletin ayaklar altına alınması bunun kanıtıdır" diye konuştu.
AİHM kararlarının son derece açık olduğunu belirten İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, "Özellikle kamuoyuna mal olmuş kişilere yönelik eleştirilerin sınırlarının sıradan vatandaşara göre daha geniş olduğu, bu kararlarda açıkça belirtilmektedir. Ülkemizi de ilgilendiren bu kararlardan birisi Pakdemirli kararıdır. Pakdemirli, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e karşı bundan çok daha ağır eleştirilerde bulunmuş, iç hukukta mahkum olmuş, ancak anılan gerekçelerle AİHM Türkiye'yi tazminata mahkum etmiştir. Bu olayda da bu kararı veren yargıç maalesef hukuku son derece yanlış uygulayarak, ülkemizi yeniden tazminat ödemeye mahkum edecek bir karar imza atmıştır. Biz bütün açıklamalarımızda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini dile getiriyoruz. Malesef HSYK da mevcut şartlarda bu tür kararların üzerine gidememektedir. HSYK'yı bu hatalı kararı veren hakim hakkında disiplin soruşturması başlatmak üzere göreve davet ediyoruz. Ayrıca AİHM tarafından herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda kararı veren hakime bu tazminatın rücu edilmesini istiyoruz ve bunun da takipçisi olacağız. Bu nedenlerle, meslektaşımızın hukuka aykırı olarak haksız bir biçimde tutuklanmasını kınıyor, tutuklama kararını veren hakim hakkında HSYK'ya şikayette bulunulması ve tutukluluğun kaldırılmasına itiraz edilmesi de dahil gereken her türlü girişimde bulunacağımızı ve olayın takipçisi olacağımızı belirtiyoruz" dedi. - İzmir