İzmir Barosundan 17 Aralık Takipsizlik Kararına İtiraz
İzmir Barosu, İstanbul Cumhuriyet Savcılığının 17 Aralık Yolsuzluk Soruşturmasına takipsizlik vermesine itiraz etti.
İzmir Barosu, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın 17 Aralık Yolsuzluk Soruşturması'na takipsizlik vermesine itiraz etti. İzmir Baro Başkanı Ercan Demir, İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği sunulmak üzere İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na itiraz dilekçesi verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17 Aralık Soruşturması'na takipsizlik vermesinin ardından İzmir Baro Başkanı Ercan Demir İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sunulmak üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği itiraz dilekçesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği 'Kovuşturmaya Yer Olmadığına' dair kararın, yasaya ve usule aykırı olması nedeni ile kaldırılmasını istedi. Demir dilekçesinde şöyle dedi:
"Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararında verilen 'Delillerin yetersiz olduğu' belirlemesi, yeni delil araştırması yapmadan, şüphelilerin aklanması için bir gerekçe olması, kabul edilebilir hukuksal delil niteliğinde değildir. Burada yapılması gereken binlerce soruşturma dosyasında, başvurulan hukuksal normların işletilerek delilere ulaşma görevi bizzat soruşturmayı yürüten makamın ulaşması gerekmektedir. Rüşvet suçu, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine ilişkin olarak toplumda var olan inancı ihlal ettiğinden suçun mağduru, korunan hukuki değer de dikkate alındığında toplumu oluşturan herkestir. C. savcısının tüm bu araştırmaları yapmaması, birey ve toplumun hak ve adalete olan güven ilkelerine aykırılık yanında, kamusal vicdanın, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair büyük bir yara alacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle C. Başsavcılılığı bu soruşturmayla ilgili bilgi ve belgeleri titizlikle toplamak zorundadır. Ancak itiraza konu soruşturma kapsamında bu yükümlülük yerine getirilmemiştir. Bu nedenle İzmir Barosu Başkanlığı, yargısal denetime başvurma yükümlülüğünü yasa yapıcının 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 76. ve 95. maddeleri ile vermiş olduğu yetki çerçevesinde yerine getirmektedir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar içerisinde, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına dair şüphelilerin leh ve aleyhinde deliler toplanmadan ve var olan deliler ise hukuki bir değerlendirmeden oldukça uzak bir değerlendirmeye tabi tutularak bir karara ulaşılmıştır. Verilen karar bu nedenle kamu vicdanını zedeler niteliktedir."
'SAVCININ İDDİANAME HAZIRLAMASI GEREKİRDİ'
Bu suçun mağdurunun kamu olduğunu kaydeden Demir, dilekçesinde şu görüşleri savundu:
"Bu durumda kanıtların tartışılmasının, yargılamayı yapacak olan mahkemeye ve davaya katılma hakkı doğacak taraflara bırakılarak, şüphelilerin suçu işleyip işlemediğine dair değerlendirmenin yapılması amacıyla C. savcısının iddianame hazırlamış olması gerekirdi. Maalesef yürütülen soruşturmada, yukarıda açıklanan nedenlerle C. savcılığı tarafından belirtilen ilkeler gözetilmeden kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar usul ve hukuka aykırı olup kaldırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; itirazımızın kabulü ile; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17.10.2014 gün 2014/120653 sayılı hukuka, usule, dosya kapsamındaki delillere ve kamu vicdanına aykırı olan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına karar verilmesini dileriz." - İzmir